Hâlâ muhalefet lideri gibi

HAFTALAR önce yazdım AKP’nin seçim stratejisini ve sloganını,

2023’e, Cumhuriyet’in 100, yılına gönderme yapacaklarını ve böylelikle 2023’e kadar iktidarda kalacaklarının mesajını vereceklerini söyledim,

Yanılmamışım,

Hesap da belliydi zaten,

Erdoğan, 2014’e kadar Başbakan kalacak, 2014’ten sonra 5’er yıldan 2 dönem Cumhurbaşkanlığı yapacak, böylelikle 2023 yılında ülkenin başında olacaktı, Hesap ve mesaj buydu,

Her ne kadar kader ve Tanrı faktörünü dışarıda bırakmış olsa da hesap hesaptır, Mesaj olarak da özgüven simgeleyen bir mesajdır,

Başbakan’ın dün partisinin seçim bildirgesini okuduğu toplantıyı Habertürk TV’den izledim,

Kılıçdaroğlu’ndan çok daha iyi konuştuğu, Kılıçdaroğlu kâğıttan okurken Başbakan’ın prompter’dan yani karşısındaki şeffaf ekranlardan okuma becerisiyle rakibine fark attığı kesin,

Ancak Başbakan’ın en büyük farkını, konuşmayı değerlendiren Ali Bulaç söyledi,

Erdoğan hâlâ "muhalefet lideri" gibi konuşuyor, Ülkeyi 8,5 yıldır yöneten sanki kendisi ve partisi değilmiş gibi 8,5 yılın sonunda hâlâ devletle ve sistemle kavga ettiğini, devleti ve sistemi aşmaya çalıştığını vurguluyor, yakınıyor, sızlanıyor,

Sanki, "İktidara gelirsek bakın neler yapacağız" der gibi,

Sanki 8,5 yıllık dönemi iktidardan saymıyormuş gibi, sanki Türkiye’yi en uzun süre yöneten Başbakan kendisi değilmiş gibi konuşuyor,

Hâlâ sistemle ve statükoyla kavgalı tavrını koruyor,

Sanki bugünkü statükonun sahibi AKP değilmiş gibi davranıyor,

Bu söylemi bugün hâlâ kabul ettirebilir ve kitleleri buna inandırabilirse Erdoğan’a şapka çıkarmak lazım,

Çünkü bunu kabul ettirebilirse, 2023’e kadar ülkeyi yönetmeyi de kabul ettirebilir,

Not: Erdoğan’ın, "Biraz mola vereceğim" şeklindeki sözleri sanki açıkta kalıyor gibi, Acaba başkanlık sistemini kabul ettiremezse 2015’te ara verip sonra yeniden üç dönem başbakanlık yapmayı da planlıyor olabilir mi?

 


Bu kadar mı zor!

ÖSYM Başkanı bile "Yok" dediği şifreyi kabul etti,

"Var, Sehven olmuş" diyerek,

Sehven mehven, Olmuş mu olmuş,

Zaten biz, "Varsa bir pislik yapan, ÖSYM Başkanı’dır" demedik ki hiç,

Ona rağmen, onun bilgisi dışında da bir işler çevrilmiş olabilir,

"Sehven" şifre yaratan, bu şifreleri "sehven" birilerine söylemiş de olabilir,

Emin olamayız, Bilemeyiz,

Emin olmanın koşulu nedir,

Sınavı iptal etmek ve 2, sınavı tek sınav olarak yapmak, Bu ne ayıp, ne de zor,

1999 yılındaki üniversite sınavında sorular çalınmış ve sınav bir gece öncesinde iptal edilmişti,

Bunda bir ayıp yok,

Hak yemektense, haksızlık yapmaktansa yine iptal ediverin gitsin,

Bunun için bile Başbakanlık’tan emir beklemenize gerek yok,

Bir kez olsun kendiniz karar verin,

 


Provokatörler

SANKİ birileri Başbakan’ı haklı çıkarmak istiyor ve sıradan öğrencilerin yapmakta olduğu "YGS karşıtı eylemler" aniden politize grupların eylemi haline getiriliyor,

Geçmişte devletin birimleri tarafından kontrol edildiği bilinen birtakım gruplar ortaya çıkıyor, eylemlerin sözcülüğünü devralıyor,

Sanki Başbakan’ın "Provokatörler var" cümlesinin altı dolduruluyor,

Garip doğrusu,

 


Nerede bu trafik polisleri?

İSTANBUL Trafik Denetleme Şubesi’nin ne iş yaptığını doğrusu çok merak ediyorum,

Trafik polislerini ben sadece ve sadece gece yarısı görüyorum,

Ellerinde alkolmetreyle ölçüm yaparken,

Galiba bütün gece, hep birlikte alkol kontrolü yapıp sonra bütün gün uyuyorlar,

Yolda başınıza bir iş gelse, bir tek polis bulamıyorsunuz,

Kamyonlar yollarda terör estiriyor, durduran polis olmadığı gibi, şikâyet edeceğiniz bir polis de görmüyorsunuz,

Her türlü trafik teröristi yollarda katil gibi geziyor,

Tek bir polis göremiyosunuz,

Trafikçilerimiz ya alkol kontrolü yapıyorlar ya da radar kurup milleti tuzağa düşürmeye çalışıyorlar,

Bunun dışında koydunsa bul,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Tam yapmadığımız işi yapmış sayılmayacağımızı anladığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları