1 ada, 1 kanal: 20 milyar

BAŞBAKAN’ın "Çılgın Proje"sinin İstanbul’a ikinci bir boğaz kazandırmak olduğunu hemen hemen 7 ay önce yazmıştık,

7 ay boyunca bize gülenler oldu, yalanlayanlar oldu, hayal görmekle, hayali proje yaratmakla suçlayanlar oldu,

Her zaman olduğu gibi zaman bizi haklı çıkardı,

Proje bizim dediğimiz projeymiş,

Projenin güzergâhında bir miktar yanılmışız ama çok da yanılmadığımızı göreceksiniz,

Bizim duyurduğumuz güzergâh, Başbakan’ın "gizli" çalışma ofisinde bulunan haritadaki güzergâhtı, Bizi o yanılttı,

Dün Başbakan Erdoğan projeyi açıkladıktan sonra Habertürk TV’de projeyle ilgili görüşlerimi aktardım,

Kolay olmadığını, yarım milyar metreküpü aşkın bir hafriyatın söz konusu olduğunu, çevre raporlarının çok önemli olduğunu, pek çok engel çıkacağını, özellikle çevre konusunda uzmanların görüşlerine başvurulmadan projenin başlatılmaması gerektiğini, uluslararası hukuk açısından önemli detaylar bulunduğunu, Montreux Antlaşması’nın bu projenin geleceği ve kullanımı açısından sorun yaratabileceğini, bu projeyle 1,4 milyar dolarlık tasarruf sağlayacak petrol şirketlerinden projeye katkı payı alınmasının şart olduğunu anlattım,

Güzergâhı "sır" gibi saklanan projeyle ilgili olarak herkes "Karadeniz-Silivri" arasını öne çıkarıyor,

Bence bu çok uygun ve doğru değil,

Coğrafyayı iyi bilen biri olarak böyle bir durumda Istranca Dağları önünüze çıkacağı için hafriyatın katlanarak artacağı ve maliyeti çok yukarılara çekeceği aşikâr,

Ben bu kanalın Kemerburgaz’ın ilerisinde Gümüşdere civarından başlatılıp, düz arazilerden geçerek Olimpiyat Stadı ve Başakşehir veya Altınşehir yakınından Küçükçekmece Gölü’ne bağlanacağını tahmin ediyorum,

Başbakan’ın verdiği 40 kilometrelik uzunluk da buraya uygun düşüyor,

Tabii bu sadece bir tahmin,

Habertürk TV’de konuyla ilgili görüşlerimi aktardım,

PROJE BEDELİ 20 MİLYAR TL

Program biter bitmez Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım aradı,

"Televizyondaki sözlerinizi, çekincelerinizi ve değerlendirmelerinizi izledim, Hepsinde haklısınız, Biz de bunları tartışıyoruz uzun süredir" dedi,

"Ne kadar uzun süredir" diye sordum,

"Epeydir, Bu proje üzerine çok kafa patlattık, Ama ortaya çok iyi bir şey çıktı" dedi,

Sonrasında ben sordum, Bakan Yıldırım cevaplayabildiği kadar cevapladı,

– Binali Bey, bu projenin maliyeti ne kadar olacak, bir tahmin var mı?

– Tahmin değil, Kesin rakam var, 20 katrilyon lira,

– Yani 20 milyar TL mi?

– Evet, Eski parayla söyledim, 20 milyar TL,

YAP İŞLET

– Peki bunun finansmanı nasıl olacak? Bütçeye böyle bir kalem koyacak mısınız?

– Hayır bunun için devletin kesesinden tek kuruş çıkmayacak, Bu bir yap-işlet projesi olacak, Yatırımcı konsorsiyum finanse edecek,

– Peki bu kadar büyük bir yatırıma yatırımcı bulabilecek misiniz?

– Bulduk bile, Birkaç talip var, Çünkü proje çok fizıbl, Rantabilitesi yüksek, Yatırım finansmanı konusunda, yatırımcı bulma konusunda hiç sıkıntı yok, Tercih edeceğiz birini,

– Herhalde yabancı yatırımcıdır bunlar,

– Yerli, yabancı, Hepsi olabilir,

– Kamu olmayacak mı?

– Olacak, Bizim de işin içinde olmamız için küçük, çok küçük bir kamu hissesi olacak, Azınlık hissesi şeklinde olacak, Ama olacak,

– Ne zaman başlayacak?

– Daha çok başındayız, Jeolojik etütler daha yapılmadı, Onlar başlayacak, Sonra topoğrafya üzerinde çalışılacak, Sizin televizyonda söylediğiniz çok doğru bir şey var, Burada inşaat süresinden daha fazla zaman alacak olan ÇED raporlarının tamamlanmasıdır, En çok o sürecek, Çünkü muhalefet buna engel olmaya çalışacak,

– Herhalde bunu özel bir kanun çıkararak aşacaksınız, Öyle anlıyorum,

ÇED RAPORLARI İNŞAATTAN UZUN SÜRER

– Hayır, Öyle de yapabilirdik ama yapmayacağız, Her şey tam olsun, Herkes, sivil toplum kuruluşları, çevreciler, çevrebilimciler, herkes konuşsun, tartışsın, Her şey göz önünde olsun istiyoruz, Üstünkörü, alelacele bir iş olsun istemiyoruz, Enine boyuna ele alacağımız, sağlıklı bir platform olsun istiyoruz, Gereken neyse, bilime dayalı neyse öyle olacak,

– Çevreye zararı olur mu sizce?

– Çalışmalarımıza göre havzalar, kaynaklar asla zarar görmeyecek, Su havza ve kaynaklarını koruyacak şekilde projelendirdik, Çok çalıştık üzerinde, Doğaya zarar vermeyecek, doğayı zenginleştirecek şekilde planladık,

– Marmara’ya bir zarar söz konusu olabilir mi? Akıntıların değişeceği, Boğaz’daki akıntının duracağı, İzmit Körfezi’nde kirliliğin artabileceğini söyleyenler var,

– Hayır, Burada yanılıyorlar, Bunların hepsini hesaplattık, Tam aksi bir durum var, Bu kanalda da aynen Boğaz’da olduğu gibi çift yönlü bir akıntı oluşacak, Yukardan Marmara’ya doğru, dipten ise Karadeniz’e doğru bir akıntı olacak, Marmara’ya Karadeniz’den ciddi bir temiz su girişi olacak, Orta vadede Marmara’yı temizleyecek bir proje bu,

– Milyar metreküp hafriyat ne olacak, Maden alanları dedi Başbakan ama orası yetmez, Bir de Başbakan 25 kilometreye 25 kilometrelik bir küp dedi, Anlamadım, O kadar hafriyat fazla değil mi?

KARADENİZ’E YAPAY ADA GELİYOR

– Orada Başbakan’ımız sehven söyledi, Dediği başka bir şey, Hafriyatla bir ada yapılacak, 5 kilometreye 5 kilometrelik bir ada, Toplam 25 bin dekarlık bir ada yapılacak, Deniz doldurularak,

– Yani yapay bir ada oluşturulacak çıkan toprakla,

– Aynen öyle, yapay bir ada yapacağız,

– Ne işe yarayacak bu ada?

– Bu ada üzerine çok büyük bir havalimanı yapacağız, Yıllık 60 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı, Büyük bir havalimanı ve içinde bir serbest bölge bulunacak,

– Nereye yapılacak bu ada? Karadeniz’e mi, Marmara’ya mı?

– Onu söyleyemem,

– Marmara’ya yaparsanız Atatürk Havalimanı ile aynı yaklaşma yollarını kullanacağı için bir işe yaramaz,, verimli olmaz, Herhalde Karadeniz’e yaparsınız?

– Ben bir şey demedim ama aklın yolu birdir, Bu havalimanı hem İstanbul’a, hem de İzmit’e, Sakarya’ya hizmet edebilir,

– Proje toptan mı yap-işlet-devret olacak,

– Elbette, Hazine’nin beş kuruşu çıkmayacak, Bir soru da ben sorayım, Anladığım kadarıyla siz projeye peşin peşin karşı çıkmıyor, hatta destekliyorsunuz, Sizce nasıl?

– Binali Bey biz bunu 7 ay önce yazdık zaten, Sizden önce açıkladık hatırlarsanız, Ben akılcı, yapıcı hiçbir şeye karşı olmadım, Bu proje de aslında yeni değil, Yüzyıllardır düşünülmüş, son dönemlerde de konuşuldu ama başlama cesaretini kimse gösteremedi, İmkânlar sınırlıydı belki ondan, Karşı değilim, Sadece her şeyin en ince detayına kadar planlanması, incelenmesi ve çevreye etkilerinin göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum, Tabii İstanbul’a olacak etkilerinin de, Kenti daha da büyütüp daha da kalabalıklaştıracak ve sıkıntıya sokacak bir şey olsun istemiyorum, Önemli bir iş, Büyük bir iş, Hayırlısı olur inşallah,

– Biz de öyle istiyoruz, Hayırlısı olsun,

Erişilebilirlik Araçları