Kocaoğlu, CHP’den istifa etsin

İZMİR’deki CHP’li belediyeye baskın yapıldı,

Yolsuzluk iddiaları varmış,

Olabilir, Türkiye’de elinizi nereye atsanız yolsuzluk iddiasıyla karşılaşıyorsunuz,

Biraz eşerseniz genelde altından yolsuzluk da çıkıyor,

"Seçime bu kadar az zaman kala böyle baskın olur muymuş?"

Bunu söyleyen de AKP’nin İzmir’den vekil adayı yaptığı Bakan Ertuğrul Günay,

Ona da katılmıyorum,

Seçim günü bile olur,

Ancaaaaak!

Hakkında yolsuzluk iddiası olan tek belediye İzmir mi?

Anamuhalefet partisinin genel başkanı, Kayseri Belediyesi ile ilgili aylardır bağırıyor, "Yolsuzluk var" diye,

"Elimde belgeler var" diyor,

İsteyene gösteriyor,

Hatta iktidar partisinin ve Kayseri Belediye Başkanı’nın partisinin genel başkanı olan Başbakan’a da yolluyor bu belgeleri,

Orası niye soruşturulmuyor?

Orası niye basılmıyor?

Kayseri’de başarılı bir belediye başkanı olduğunu biliyorum ama başarılı olmak "ille de yolsuzluk yoktur" anlamına gelmiyor,

Yolsuzluk iddiası da "ille de yolsuzluk vardır" anlamına gelmiyor,

Ama ortalıkta bas bas bağıran bir Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği Kayseri ile ilgili hiçbir araştırma, soruşturma yok,

Sadece Cumhurbaşkanı’nın kefaleti var,

Kayseri’ye dokunulmuyor,

En basitinden, üstünkörü bir soruşturma bile yapılmıyor,

Fakat İzmir’in CHP’li belediyesi "davul zurnayla" basılıyor,

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’na bir tavsiyem var,

Eğer gerçekten bir yolsuzluk falan yapıldıysa, hemen CHP’den istifa edip başka bir partiye geçsin,

Olay hemen kapatılır,

Hangi partiye mi geçsin?

Koskoca belediye başkanı bunu da bilmiyorsa yuh ona,

 


Yargı sırasında infaz

ÖNCEKİ gün bir dostum uğradı,

Silivri’de Tuncay Özkan’ı ziyaret etmiş,

"Delirmek üzere, Hatta delirmiş bile diyebilirim" dedi,

Tuncay Özkan’la ilgili düşüncelerimi yıllardır bilirsiniz, Yıldızımız asla barışmamıştır,

Ama Tuncay’a ve diğerlerine yapılan haksızlık artık dayanılır olmayı aştı, Açık ve net bir işkenceye, "yargısız infaza" ya da "yargı sırasında infaza" dönüştürüldü,

Zaman su gibi akıyor,

Özkan ve cezaevine koyulalı 3 yıl olmuş,

İlk girenler 4, yıllarını dolduruyorlar,

Böyle bir adalet olabilir mi, anlatın bana,

Başbakan Erdoğan her yerde ballandıra ballandıra "Ben hapis yattım" diye anlatıyor,

Doğru, hapis yattı,

O zaman da söyledik kendisine haksızlık yapıldığını,

Hatta onun hapse girdiği gün yazdım, "Beş yıl içinde Türkiye’nin Başbakan’ı olacak adamı bugün hapse attık" diye,

Başbakan Erdoğan haklı veya haksız "kesinleşmiş" cezası nedeniyle 4 ay hapis yattı,

Ne kadar ağırına gittiğini üzerinden 9 yıl geçtiği halde her fırsatta buna değinmesinden anlıyoruz,

"Eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar" derler,

O halde haklarındaki suçlamayı bile tam bilmeden 4 yıldır, 3 yıldır içeride olanlar ne hissediyordur o bilir,

Artık ne karartabilecekleri bir delil var ortada, ne başka bir şey,

Bitirin artık şu tutukluluğu,

Yargılayın yargılayacaksanız,

Ama bunu yargı sırasında infaza dönüştürmeyin,

Yeter!


Çöken bir dış politika

HERHALDE birileri Türk dış politikasını çökerten "fikir babasından" bir hesap soracaktır diye umuyorum,

Bir ülkenin dış politikası bu kadar hızlı mı berbat olur,

Türkiye bölgesel güç olacak, Arap dünyasında, Ortadoğu’da liderliğe soyunacaktı değil mi?

Birkaç gün öyle olur gibi oldu,

Ama bu halüsinasyon hızla ortadan kalktı,

Türkiye, birkaç çıkışla Ortadoğu coğrafyasındaki halkların "önderi" oluverdi,

Bu dönemde Kaddafi ve Beşar Esad ile yakınlaştı,

Çünkü en aykırı ve en bağımsız iki lider onlar görünüyordu,

Hatta birinden ödül bile aldık,

Sonra her iki ülkede de halk isyanları başladı,

Türkiye iki arada bir derede kaldı,

Sahip çıktığı, dost olduğu liderlere sırt çeviremedi,

Bunun üzerine halkları üzerinde topladığı sempatiyi birkaç günde kaybetti, Sempati hızla antipatiye dönüştü,

Kendini aşırı bağladığı için, manevra yapamadı,

Arkalarında duracak kadar gücü olmadığını fark ettiği için bu liderlere sahip de çıkamadı,

Ve hepimize büyük başarı gibi yutturulan dış politika çöktü,

Öyle ki, Hamas bile Türkiye’yi dışladı, Gazze’ye yani kendisine abluka uygulayan Mısır’la yakınlaşmayı tercih etti,

Bir Batılı diplomatın, "Kendisiyle görüşmek bile istemiyoruz, Her toplantıda hepimize ders verir tonda konuşmasından bıktık" dediği Dışişleri Bakanı’mızın "sürekli gülen" fotoğrafı artık pek ortalıkta yok,

Nedense dış politikamızla beraber o da araziye uydu,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Teknoloji devlerinin teknolojilerine güvenmenin hata olduğunu görmek zorunda kalmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları