Adam yerine koyulduğumuz tek günü kaçırmayalım

SEVGİLİ okurlar,

Bugün önemli,

Türkiye gibi ülkeler için çok daha önemli,

Çünkü hâlâ tam ve gerçek bir demokrasi haline gelemediğimiz için, vatandaş olarak tek yapabildiğimiz 4 yılda bir "kendimizi göstermek",

Normal demokrasilerde seçim önemlidir, ama bizdeki kadar değil,

Çünkü sistemin başka anahtarları vardır, Demokratik anahtarları,

Sivil toplum, sendikalar, örgütler, vatandaş inisiyatifleri, Seçim aralarında bile bunlar demokrasinin işleyişine müdahil olur, rayından çıkmasını engellerler,

Türkiye henüz tam anlamıyla gelişmiş bir demokrasi olmadığı için demokrasinin diğer unsurlarını kullanamıyoruz,

Tek yapabildiğimiz 4 yılda bir gidip oy vermek,

Bu nedenle bugün hepimizin sandık başına gitmesi gerekiyor,

Kime veya hangi partiye oy verecek olursanız olun,

Mutlaka ve mutlaka sandığa gidin,

Oyunuzu dikkatle verin, Sağa sola mürekkep bulaştırmadan, üzeri kazılı, çizili seçmen kâğıtlarını kullanmadan,

4 yılda bir adam yerine koyuluyoruz,

O fırsatı da kaçırmayalım lütfen,

 


Sıfır sorun

AYLAR önce demiştik, "Mısır’dan sonra sıra Libya’da ve Suriye’de" diye,

Dediğimiz sırayla gerçekleşti,

Bunları görmek zor değil, Ortadoğu’yu biraz biliyorsanız ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanı değilseniz görürsünüz,

Bölgede en yakın ilişki kurduğumuz iki ülkenin liderleri "Abbas" durumunda,

Biri zaten kimseyi dinlemiyor; Türkiye’yi dinlediği, Türkiye’nin lafına önem verdiği zannedilen de aslında pek "takmıyormuş",

Şimdi sormak istiyorum, Abdullah Gül’ün uluslararası ilişkiler danışmanı olarak başlayan ve sonunda işin resmi sorumlusu haline gelen zatı muhteremin "sıfır sorun" politikası ne olacak?

O "sıfır sorun" dediği gün söyledim, "Sorunun kaynağı biz değilsek, sıfır sorun politikası diye bir şey olmaz" diye,

"Sıfır sorun" diye çıktığımız yolda, komşularımızla en sorunlu döneme doğru ilerliyoruz,

Sorunsuz gibi göründüğümüz tek yer şimdilik "Kuzey Iraklı Kürt liderler",

O da "Kürdistan" dedikleri bölgeyi aynen kabullendiğimiz için,

Yarın Türkiye’deki Kürt meselesi farklı bir boyuta doğru ilerlerse orada da sorun çıkacak, Çok açık,

Yine "sıfır sorun" dendiği günlerde hem yazmış hem söylemiş, tanımın mimarı olan beyefendiye de sormuştum, "Bu sorunların bazıları 2500 yıllık, Çözülmesi için Tanrı’nın bir lütfu olarak sizin gelmenizi mi bekliyorlar" diye,

Önceki gün yazdım, dün okudunuz, Türkiye’nin hem Kaddafi’yi, hem Esad’ı gözden çıkardığını, Başbakan da dün teyit etti,

Şimdi Suriye’den Türkiye’ye gelecek 800 bin kişiyi bekliyoruz, Hazırız,

Herhalde "sıfır sorun" diye yola çıkan kişi karşılar gelenleri,

 


Ne kadar avanta dönüyor

BİR şeyi çok merak ediyorum,

"Bu işte dönen avanta miktarını,"

Herhalde çok ama çok büyük olmalı ki, bu denli bir vurdumduymazlık var,

Bizimki dahil, çeşitli gazetelere defalarca manşet oldu, Yıllardır,

İstanbul’un yeni gelişen yerleşim bölgelerinden Göktürk’e giden yolda müthiş bir kamyon terörü var,

Günde 5 bini aşkın kamyon bu yoldan eski maden ocaklarına hafriyat boşaltıyor,

Maden ocaklarının hafriyat için kimlere kiralandığı konusunda rivayet muhtelif,

Güçlü, önemli kişilerin isimleri geçiyor,

Devletten kiraladıkları eski maden ocaklarına hafriyat boşalttırıp hiç emeksiz milyarlar kazanıyorlar,

Hadi bu Türkiye için alıştık, bildik bir durum,

Ama o 5 bin kamyon bu yolda ciddi bir terör estiriyor,

Ne ağırlık limiti tanıyorlar, ne hız,

Geçen gün bu yolda giderken arkamdaki kamyondan kaçabilmek için gaza bastıkça bastım, 140 kilometre saat hıza geldiğimde, dikiz aynamda hâlâ kamyonun önündeki marka logosundan başka bir şey görünmüyordu,

Her gün on binlerce insanın kullandığı yolda tam bir terör,

20 tonluk kamyona elli ton koyup gazlıyorlar,

Limitsizce,

Her gün kaza, her gün ölüm var,

Ve ne bir denetim, ne bir ölçüm,

Böylesi bir terör bu kadar denetimsizce yapılabildiğine göre belli ki, çok büyük bir avanta dönüyor bu işte,

Ne kadar olduğunu gerçekten çok merak ediyorum,

 


Buldum

BUGÜN seçim konularına derinlemesine girmek yasak, Bari dün okuduğum bir hikâyeyi anlatayım:

Evliliklerinin 25 yılı geride kalmıştı, Gece yatağa uzanmışlardı yan yana,

Kadın birdenbire kocasının uzunca yapmadığı bir şekilde hareketlendiğini hissetti,

Adamın parmakları yorganın altında ona doğru uzanmaya başlamıştı,

Önce boynunun arkasında, sonra kollarının yanında ve arasında dolaştı elleri,

Sonra aşağıya doğru indi,

Belinin yanında şöyle bir gezindi, Oradan aşağıya kalçalarına, oradan bacaklarına ve baldırlarına doğru,

Yumuşak ve belli belirsiz küçük dokunuşlardı,

Sonra adam kadının üzerinden diğer yanına doğru uzandı, Aynı hareketler bu kez kadının vücudunun diğer yanında tekrarlandı,

Sonra adam birdenbire durdu, Elini çekti ve yatakta dikilip oturdu,

Heyecanlanan ve bir şeyler bekleyen kadın sordu:

– Ne oldu sevgilim, niye durdun aniden?

Adam yanıtladı:

-Televizyonun uzaktan kumandasını buldum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Oyumuzu kullandığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları