Bir günde iki tehdit, ikisi de BDP’den

BDP Milletvekili Bengi Yıldız geçen hafta medyanın yıldızı oldu,

PKK’ya yakınlığını gizlemeyen, Güneydoğu’daki sokak eylemlerinde başrolü kimseye kaptırmayan, polise taş atan, tokat atan "eylemci" kimliğiyle öne çıkan Bengi Yıldız’ın Bodrum tatili Takvim Gazetesi tarafından haber yapıldı,

Bengi Yıldız, bir kadın arkadaşıyla Bodrum’da sahilde şortuyla oturmuş bira içiyordu,

Biz bu haberi Bengi Yıldız’ın "eylemci" kimliğiyle, BDP’liliğiyle asla karşılaştırmadık,

Herkes gibi onun da tatil yapma hakkı vardı, İstediği gibi yapabilirdi tatilini,

Biz sadece milletvekili olduğu kentteki bir yerel gazetenin, Bengi Yıldız’a yönelik attığı manşeti haber yaptık, Eğlenceli bulduğumuz için,

Bu gelişmeler sonrasında BDP’liler, yani kendi arkadaşları bizim göstermediğimiz tepkiyi gösterdiler Bengi Yıldız’a, Ve partisinin Eşbaşkanı Hamit Geylani, "İhraç başta tüm boyutlarıyla değerlendiriyoruz" dedi Bengi Yıldız için,

Biz de dün bu gelişmeyi manşet yaptık,

BDP’nin Meclis çalışmalarına katılma kararıyla birlikte haberleştirerek "Bengi out, Meclis in" dedik,

Günlerdir sinip susan Bengi Yıldız dün birdenbire parladı ve "Bu manşetleri atanlar bedelini öderler" dedi,

Açıkçası tüm iyi niyetimle bu sözlerinin bizi hedef almadığını düşündüm,

Ancak arkadaşlarım, "Hayır, Hedefi biziz, Bunu bizim manşet için söylüyor" dediler,

Haliyle tepem attı,

Bizi açıkça tehdit eden Bengi Yıldız’a soruyorum,

"Ne demek istiyorsun? Bize hangi bedeli ödetmekten bahsediyorsun? Eğer bir tepkin varsa muhatabı biz değiliz, Git seni ihraç edebileceklerini söyleyen partinin eşbaşkanına çemkir, Burası Türkiye, Arkanı illegal bir örgüte dayadın diye bizi tehdit edemezsin, Edersen hesabını yargıya verirsin,"

Sadece bu olsa yine iyi,

Bir de Hasip Kaplan çıktı başımıza,

Dün, "ABD ülkesine yönelik tehdit olarak gördüğü terör örgütlerinin liderlerini yakalamak için ödül koyuyor, Biz niye PKK’nın lider kadrosu için birkaç milyon dolarlık ödüller koymuyoruz, Bu ödüller örgütün lider kadrosu içinde bir güvensizlik, bir paranoya yaratır" diye yazdım,

Yanıt örgüt adına BDP’li Hasip Kaplan’dan geldi,

"Türkiye’yi Teksas’a mı çevirmek istiyorlar, Türkiye’de 20 milyonun üzerinde Kürt yurttaşı var, Eğer böyle bir şey olursa Kürtler önce bu teklifi verenleri arar ve bulur, Herkes haddini bilsin, Eğer savaşsa adam gibi savaş hukukunu uygulasınlar,"

Türkiye’yi Teksas’a kimin çevirdiği malum, Ama önemli olan bu değil,

Önemli olan Hasip Kaplan’ın, terör örgütünün lider kadrosunu korumak konusundaki tavrı,

Sözlerindeki "tehditleri" ise kişiliklerine bağlıyorum,

Her şeyi "tehdit"le yapmayı alışkanlık haline getirmiş "siyasi kişiliklerine",

 


Arı gibi üniversite

AYLAR önce İTÜ’nün teknokentine yaptığım ziyaret sonrası Rektör Prof, Muhammet Şahin’den bir davet almıştım,

"Gelin bakın neler yapıyoruz" diye,

Geçen hafta içinde gidebildim,

Üniversitede büyük değişim yaşandığını gördüm, Yeni bir yapılanmaya gitmişler, "Anabilim dalı" uygulamasından vazgeçilmiş ve daha üretken, daha rekabetçi bir sistem oluşturulmuş, Profesörlerin onayıyla,

İş dünyasıyla ciddi bir işbirliği sağlanmış, geliştiriliyor,

Kampus içinde 60 bin metrekarenin üzerinde yeni teknokentler kuruluyor,

Ancak beni heyecanlandıran konu bunlar değil,

İTÜ’de Türkiye adına çok ciddi işler yapılıyor,

Bunlardan hayata geçmeye en yakını "yerli tank motoru" projesi,

TÜMOSAN’la İTÜ ortaklaşa yerli tank motoru geliştirmişler ve üretilecek ilk yerli tanka bu motor takılacak,

Ben bunu sadece tank motoru olarak görmüyorum, Böyle bir motor geliştirilirse, bundan Türkiye’de gelişen yat sanayii de faydalanacaktır, Yerli yatlara yerli motor fikri bana heyecan verici geliyor,

Sadece bu değil,

İTÜ’de bir de yerli helikopter üretimi için altyapı hazırlanıyor,

Yerli helikopterin hemen hemen tüm aşamaları tamamlanmış, TAI’de yapımı sürüyor, Yüzde 70 yerlilik oranına sahip helikopter, prototip olduğu için yüzde 30 oranında ithal parça kullanıyor, Seri üretime geçilmesi halinde, yan sanayiye yaptırılacak parçalarla yerlilik oranı yüzde 80’i aşacak,

Bunun yanı sıra hemen hemen tamamı yerli, insansız helikopter projesi de tamamlanma aşamasında, İlk prototip uçmuş, şimdi yeni bir prototip uçmaya hazır hale getiriliyor,

Google’ın sürücüsüz otomobilinin benzerleri de İTÜ’de yapılmış durumda,

Bakanlarımız GoogleCar’a biniyor ama İTÜ’de de aynısı mevcut, Sadece Google gibi reklamını yapamıyorlar o kadar,

Bir başka bölümde yerli haberleşme uydusunun montajı yapılıyordu,

Tıp fakültelerinde falan dünya çapında işler yaptığımızı biliyordum ama İTÜ’nün teknoloji alanında yaptıkları beni çok heyecanlandırdı,

 


Kamyonistan-bul

İSTANBUL’u yönetenler acaba İstanbul’da hiç dolaşıyorlar mı?

Ben dünyanın hiçbir büyük kentinde, daha doğrusu "medeni büyük kentinde" böyle bir "kamyon yoğunluğu" görmedim,

Gidin dolaşın, New York’u, Paris’i, Londra’yı, Roma’yı, Berlin’i,,,

Böyle bir şey göremezsiniz,

Gündüz vakti, kentin içinde, dışında, kenarında, sağında, solunda her yerinde dev kamyonlar cirit atıyor,

Hem de büyük bölümünün direksiyonunda "canavarlarla",

Hiçbir kural tanımadan, kent kültürünün binde birine sahip olmadan, köyünde babasının traktör bile kullandırmayacağı adamlar kent içinde terör saçıyorlar,

Denetimden uzak, başıboş bir şekilde,

İstanbul Valisi’ne, Belediye Başkanı’na ve Emniyet Müdürü’ne sormak istiyorum,

Bu manzara hoşunuza gidiyor mu?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Siyasetçi terörist gibi davranmadığı zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları