Namusluya pahalı, namussuza ucuz

VERGİLERİN lüks tüketimdeki "çılgın" artışı bir miktar frenleyeceğini yazdım dün,

"Frenlesin zaten" dedim,

İşin gerçekten cılkı çıkmış vaziyette,

Öğlenleri gazeteden çıkıp 100 metre ilerideki menemenciye yürüyorum, 100 metrelik yolda gördüğüm otomobillerin toplam değeri herhalde 10 milyon dolar,

İstinye Park’ın meydan denilen bölümüne hiç gittiniz mi?

Gitmediyseniz bir ara bakın, Ya da boşverin ben söyleyeyim,

Meydanda 100 kadar otomobilin park edeceği yer var,

Şu kadarını söyleyeyim, Mercedes 500’ü beğenmeyip alt kata indiriyorlar,

Meydanın çevresi Porsche, Ferrari, Maserati, Aston Martin, Bentley dolu,

Emin olun Los Angeles Rodeo Drive’da ya da Monaco’da Hotel de Paris’nin önünde bu kadar lüks otomobil göremezsiniz,

İstanbul’daki biraz kalburüstü lokantaların önlerinde de durum farklı değil,

Tam bir çılgınlık,

Sadece otomobilde mi böyle!

Bir adamın otomobili oturduğu evden daha pahalıysa, orada sorun var demektir,

Ama şu da bir gerçek, Bu kadar yüksek dolaylı vergiler, "kayıtdışı kazanç" elde edenlerin işine yarıyor,

Vergisini muntazam ödeyen namuslu vatandaşın ise canını sıkıyor,

Otomobilden başladık, oradan gidelim,

Diyelim ki, gelir vergisini doğru düzgün ödeyen namuslu, haysiyetli bir vatandaşsınız,

İthalat bedeli 100 bin dolar bir otomobil alacaksınız,

Otomobilin vergisi de yuvarlak 100 bin dolar tutuyor,

Otomobilin toplam fiyatı 200 bin dolar,

Bu otomobilin size maliyeti, geliriniz için de yüzde 30 civarında bir vergi ödeyeceğinizden 260 bin dolar olacak,

Vergi kaçıran, kayıtdışı vatandaş içinse 200 bin dolarda kalacak,

Yani vergisini ödeyen vatandaş yüzde 30 kazık yiyecek,

Otomobilden gittik ama dolaylı vergilerin yüksek olduğu bizim gibi ülkeler için, çikletten otomobile kadar bu böyle,

Namusluya her şey pahalı, namussuza her şey ucuz,

Bu vergi anlayışıyla, lüks aslında namuslu vatandaşa yasaklanıyor, kaçakçıya değil,

Sonra gel de çoluk çocuğa namuslu olmanın iyi bir şey olduğunu anlat,

Anlatıyoruz anlatmasına da onlar için iyi mi yapıyoruz kötü mü yapıyoruz bilmiyorum,

 


Sağdan say 4

AMERİKA’da başlayan protestoları biliyorsunuz,

Yüzde 99, kendilerini ekonomik krizden ekonomik krize sürükleyen yüzde 1’i protesto ediyor,

Sürekli gösteriler yapıyorlar,

"Özgürlük ve demokrasinin beşiği" ABD var ya, bu protestocuları geçen hafta Brooklyn Köprüsü’nde kıstırdı,

Bir özgürlük sopası yediler, sanırsın ki Amerikalı göstericiler değil, Türk öğrenciler,

Amerikan polisi maşallah bizimkilerden iri, Vurdukları yerden ses geliyordu vallahi,

Neyse, dayak göstericileri engelleyen bir şey değil, Tecrübeyle sabit, Bırak dayağı, tank, top bile engellemiyor bıçak kemiğe dayandıysa, Ölmüş eşek dayaktan korkmuyor,

ABD’de başlayan bu gösteriler dün de dünya çapında yapılacaktı,

"Occupy Wall Street"in, yani "Wall Street’i işgal et"in global ekonomiye uygun global versiyonu yapılacaktı, Herkes kendi şehrini ekliyordu "Occupy"ın sonuna,

İstanbul’da da "Occupy İstanbul" olacaktı,

Taksim’de toplanacak, ekonomik adaletsizliği protesto edeceklerdi,

Dün bütün gün takip ettim olayı,

İstanbul’daki "İşgal et" eylemi için Facebook’ta bir sayfa açmışlardı, Sayfaya 532 kişi rağbet göstermişti, "Taksim’e geleceğiz" diye söz vererek, En az 532 kişi, belki fazlası gelir diye düşündüm,

Bizim muhabir arkadaşlar gitti, "İşgal edilecek" Taksim’e, Gösteriyi izlemek için,

Kaç kişi geldi biliyor musunuz?

4,

Evet dört,

Sağdan say bir iki üç dört, Soldan say dört üç iki bir,

Geri kalan 528 kişi Taksim’in işgalini daha güzel, yağmursuz bir havaya ertelemişler anlaşılan,

Seneye mayıs, haziran gibi toplanırlar inşallah,

Not: Duyduğuma göre Occupy Taksim’e sonra 10 kişi daha katılmış ama geç kalmışlar, 50 kişi kadar da yanlışlıkla Gezi’ye gitmiş,

 


Galatasaray’da olsa ne olurdu

GALATASARAYLI eski yönetici Ali Haşhaş, şike soruşturması sonrasında "kenetlenen" Fenerbahçe’yi övdü ve "Bizde böyle bir şey olmazdı" dedi,

Doğru söyledi,

Galatasaray’da böyle bir şey olmazdı,

Fenerbahçe taraftarı gerçekten inanılmaz,

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

 


İnternette temizlik

HABERTÜRK’ün fotoğrafını eleştiren Derya Sazak’a dün "Milliyet’in 5 Ağustos 1985 günkü 1, sayfasına bak, Başı kopmuş 14 yaşında bir çocuğun fotoğrafını göreceksin" demiştim,

Derya Sazak’ı bilmem ama okurlar bakmış,

Milliyet o günkü gazetesinin 1, sayfasını internetteki arşivinden kaldırmış,

Derya Bey bir zahmet arşive kadar inecek demek ki,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Namusluyu cezalandıran kuralların, namussuzluğu artırdığını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları