Aaa, trafik polisi gördüm

İSTANBUL hiç kuşkusuz Türkiye’nin trafiği en kötü olan kenti,

Aslında normal,

12 milyonu aşan nüfusu olup da trafiği iyi kent yok, Varsa da ben görmedim,

Ama İstanbul trafiğinin diğer kötü trafikli kentlerden farkı, bir de başıboş olması,

Söyleyin bana, içinizde yollarda trafik polisi gören var mı?

Gece alkol kontrollerinden söz etmiyorum,

Orada sık sık görüyoruz,

Eğlence semtlerinin en ücra yollarını bile tutuyor, kuş uçurtmuyorlar,

Eğer Boğaz, Levent, Etiler veya Beyoğlu civarındaysanız sanırsın ki terörist avlayan MİT ekibi gibiler,

Her yolu kapıyor, her önlemi alıyorlar,

Sektirmeden, Bunun dışında görmek pek mümkün değil trafik ekiplerini,

Bazen yolda bir devlet "büyüğüne" yol açarken de rastlıyorum ama "vızt" diye geçip gidiyorlar,

Eskiden radar kurarlardı en olmayacak yerlere, Hız limitinin 50’ye düştüğü yerlere,

Anında enselemek için,

Şimdilerde otomatik radarlar çoğalınca o da azaldı,

Hâlâ varlar ama tek tük,

Tabii yine en tuzak yerlerde,

Maksatları trafik güvenliğini artırmak falan değil, maksat vatandaşa ceza kesmek,

Şaka falan yapmıyorum, İstanbul’da trafik polisinin durumu bu,

Asayiş süper, Arı gibi çalışıyorlar, Her yerde ellerini hissediyor insan, görmese de,

Terörle mücadele de öyle olmalı, Öyle olmasa her gün bir yerde bir olay patlardı, Demek ki, çalışıyorlar,

Sadece ve sadece trafik polisi yok İstanbul’da,

Nerede olduklarını, ne yaptıklarını merak ediyorum,

İstanbul’da berbat olan trafik, bayram nedeniyle iyiden iyiye içinden çıkılmaz bir hal aldı,

Ve yine ilaç için tek bir trafik polisi yoktu yollarda,

Bayram trafiği içinde cirit atan kamyonlar yine terör estiriyordu,

Emniyet şeritleri işgal altındaydı,

Yollar Allah’a emanet haldeydi,

Ve tüm bu keşmekeş arasında bütün bayram boyunca İstanbul’da bir kavşakta bir trafik polisi gördüm,

O kadar şaşırdım ki, anlatamam,

Gidip adamı öpecektim neredeyse, "Abi sen nereden çıktın" diye,

Ama sonra vazgeçtim,

Trafik ışıklarının çalıştığı kavşakta dikilen bu polis, kafasına göre araçlara yol veriyor ve kavşağı kilitliyor, içinden çıkılmaz hale getiriyordu,

"Bir kere trafik polisi gördüm, o da trafiği berbat etmekle meşgul" dedim,

Yanımdaki arkadaşım, "Yok yok, o polis değildir, Polis kıyafeti giymiş bir delidir, Ne işi var trafik polisinin trafiğin içinde" dedi,

Belki de haklıydı,

 


Alkollü yakalananlara tüyo

TRAFİKTEKİ alkol kontrollerinden bahsetmişken size bir de "tüyo" vereyim,

Eğer böyle bir çevirmede üflediğiniz "alkolmetre" alkollü olduğunuz şeklinde bir bilgi verirse ne kadar alkollü çıktığınıza bakın,

Eğer limitlerin az üzerinde alkollü çıktıysanız mutlaka itiraz edin,

Niye mi?

Çünkü bu alkolmetre cihazları son derece hassas aletler,

Doğrudan alkolü ölçmüyor,

Nefesteki alkolün yarattığı bir elektriksel durumu ölçerek kandaki alkolün kaç promil olduğunu belirliyor,

Bu hassas cihazların en az altı ayda bir kere "servise" giderek "kalibrasyonunun" yapılması gerekiyor,

Kalibrasyonu yapılmayan alkolmetrelerin verdiği sonuçlar genelde doğru olmayabiliyor,

Yüzde 10 ila 20 arasında bir sapma yapabiliyor,

Yani 0,61 promil alkollü çıkıp ehliyeti kaptırdıysanız, belki de 0,55 promil alkollü olabilirsiniz,

Bu yüzden limitlerde bir alkol oranıyla yakalandıysanız, mutlaka alkolmetrenin kalibrasyonunun olup olmadığını sorun,

Eğer kalibrasyon tarihi geçmiş bir alkolmetre ise ya en yakın Adli Tıp’a gitmeyi isteyin ya da itirazınızı kayda geçirip cihazın seri numarasını alın,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başkalarının düşmesinin bizi yükseltmeyeceğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları