Saçmalığın ve zırvanın peşinden gidenler

ÖNCEKİ gün Kürt siyasetini yakından izleyen bir dostumla sohbet ediyorduk,

"Bu BDP’lilerin yatacak yeri yok" dedi,

Şaşırdım,

"Niye" diye sordum, Soruma soruyla karşılık verdi: "Öcalan’ın yazdıklarını okuyor musun?"

Yanıtımı beklemeden anlatmaya başladı,

"Siyasal Kürt hareketinin Öcalan’ın fikirlerinin peşinden gidiyor olması tam bir dram, Allah aşkına al şunları bir oku, Bu adam Kürt önderliği diye ortalıkta geziyor ya deliriyorum,"

Sonra Öcalan’ın bazı üstün fikir ve görüşlerini okumaya başladı,

Dinlerken gülmeye başladım,

Bir kere ortada bir "Kürt kimliği" falan yoktu,

Demokratik özerklik derken tüm Türkiye’yi kapsayan bir demokratik özerklikten bahsediyordu ama ne demokratik özerklik,

Demokratik özerklik dediği rahmetli Bülent Ecevit’in 1970’lerde söylediği "Köykent" projesinden bile daha geri bir "kooperatifleşme" hamlesiydi,

Köyler bir araya gelecek, Kooperatifler kurulacak, Bunlar piyasayı kontrol edecek,

Daha önce de defalarca yazdığım gibi Öcalan son okuduğu kitap neyse onun etkisinde kalıyor, orada duyduğu, öğrendiği basit bir şeyi bir büyük proje diye "Önderlik" fikri olarak lanse ediyor,

Dostum okudu, anlattı,

Beraber güldük,

"Öcalan’ın bunları yazmasında bir şey yok, Güler geçeriz de asıl benim ağırıma giden, bu deli saçması fikirler için yüzlerce, binlerce gencin dağlara çıkması, binlerce gencin bu saçmalıkları fikir zannederek peşinden koşması ve ölmesi, Bunun vebalini nasıl ödeyecek bu Öcalan" dedi dostum,

Dostum haklıydı,

Ama benim şaşırdığım o değil,

Öcalan’ın bu fikirlerini isimsiz olarak bir siyaset bilimciye gösterseniz büyük ihtimalle güler geçer, "Kim bu saçmalıkları yazan" diye sorar,

BDP içinde birçok bilgili, görgülü, kültürlü adam var,

Onlar gerçekten bu yazılanlardaki saçmalığı görmüyorlar mı, bu fikirlerdeki tutarsızlığı, ilkelliği fark etmiyorlar mı?

Yoksa fark ediyorlar ama Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi "silahlı teröristlerin" korkusuyla susup kabul mu ediyorlar?

Elbette ki ikinci şık doğru, Çünkü Öcalan’ın saçmalıklarını görmemek için gerçekten cahil olmak gerek,

Ve bu yüzden de Kürt siyasetçiler, Öcalan’ın suçuna ortak,

Bu saçmalığın peşinden gittikleri için!

 


Yapalım ne demek

TÜRKİYE iyi ihtimalle bu, kötü ihtimalle 2014’e kadar yeni bir Anayasa yapacak değil mi?

Nasıl yapacağını söylerim de, ayıp olur,

Çok açık görüyorum ki, Türk toplumunun yeni Anayasa falan gibi bir derdi yok,

Hadi toplumun tamamının böyle bir derdi olmayabilir, Normaldir,

Peki ya 30 yıldır 12 Eylül Anayasası’nı yerden yere vurup "nasıl bir Anayasa olması gerektiği" konusunda üstün fikirlerini açıklayanlar nerede?

Sordum, "Elle tutulur bir öneri geldi mi?" diye,

I-ıh,

Gelen giden yok,

Ne yıllardır "car car" konuşan üniversitelerden ve akademik camiadan,,,

Ne mangalda kül bırakmayan sivil toplum örgütlerinden, hiçbirinden,

Tek bir taslak, tek öneri yok,

Laf çok da, bu iş için canını dişine takmış koşturan, çalışan Cemil Çiçek’e veya onun başkanlığındaki komisyona ulaşmış tek bir yazılı metin yok,

Bazı akademisyenlerin bireysel olarak yaptığı bazı çalışmalar yollanmış ve hukuk fakültelerinden, bu fakültelerin Anayasa bölümlerinden, MÜSİAD’dan, TÜSİAD’dan, hiçbir yerden gelen bir teklif, tasarı, öneri yok,

Yıllardır konuşanlardan tıs yok,

Aslında tam Türk işi,

Aslında beklenen sonuç da buydu, Niye mi?

Çok uzun zaman önce yazdığım bir hikâyeyi yazayım da, siz çıkarın oradan,

Gençlik zamanım, sık sık Anadolu’nun çeşitli yerlerine ava gidiyoruz,

Ekipte ismi lazım değil şahane bir arkadaşım var,

Avdan yorgun argın köy evine döneriz, arkadaşım oturur, ayaklarını uzatır "Fatih ya, bir çorba yapsaydık" der,

Ben çorbayı yaparım, o içer,

"Fatih ya, bir menemen yapsaydık,"

Ben menemeni yaparım, o yer,

O zaman anladım ki, bizim memlekette "Çorba yapalım" demek, "Sen yap ben içeyim" demek,

Kimse "Benim de tuzum olsun" derdinde değil,

 


En güzel hediye

BİR okurum yılbaşı mesajı göndermiş, "İyi yıllar" diyor tüm Habertürk ailesine ve sonuna da şunu ekliyor:

"2012’ye girerken çıkardığınız ve yarattığınız gazete ile ilgili bir iki yorumda bulunmak istiyorum,

Habertürk şu anda Türkiye’nin en iyi gazetesidir,

Diğer gazetelere okumak için 5-10 dk, harcayıp Habertürk’e bunun 5-10 katını harcıyorsan bu çok önemli bir başarıdır,

Habertürk’te her şey var ve her şeyden en iyisi var,

Sadece Habertürk okusan yeter, her şeyden haberdar olursun, Özellikle benim alanım olan ekonomiyle ilgili çok doyurucu bilgiler veriyorsunuz,

Gittiğim her yerde, verdiğim her eğitimde, üniversitede bunu söylüyorum, Ekonomiyi ve gündemi takip etmek istiyorsanız Habertürk okumanız yeter, Sevgiler, saygılar, İyi seneler,"

Bu sözlerle başlayan bir sene elbette iyi geçer,

3, yılımızı tamamlamaya yaklaşırken, amacımıza her geçen gün biraz daha yaklaştığımızı görüyoruz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bugün için üretilen projenin dünde kalacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları