Kervan yolda düzülür

KOÇ Grubu, FIAT ile birlikte "yerli otomobil" üretimine geçeceğini açıkladığı anda bilen bilmeyen konuşmaya başladı,

"FIAT’tan altyapı alarak yerli otomobil mi olurmuş? Bunun neresi yerliymiş?" diye bir anlamsız yaygara,

Koç Grubu, Türkiye’nin en eski ve en büyük otomobil üreticisi olarak işe yüzde yüz doğru bir yerden başlıyor, Bunu tartışmayın bile; çünkü tartışırsanız komik duruma düşersiniz,

Otomobil üretmek isteyen bir ülke, yerel bir marka yaratmak isteyen bir ülke, olaya yüz yıl önce dahil olmamışsa, işe ancak böyle başlar,

En iyi örnek Güney Koreli Hyundai,

Bugün dünyanın dört bir yanında üretim tesisleri olan, ülkesinde lider koltuğunda oturan ve en zor pazarlardan biri olan ABD pazarında liderliğe oynayan Hyundai, Kore’nin "yerli otomobil" projesi olarak yola aynen böyle koyuldu,

Kore’nin en büyük sanayi firmalarından biri olan Hyundai, otomobil işine 1968 yılında girdi, (Yani bizim Anadol’dan sonra,)

Öncelikle Japon Mitsubishi ile yola çıktı,

Otomobilin altyapısı ve yürüyen aksamı Japon Mitsubishi’ydi,

Bu yürüyen aksamın üzerine koymak üzere İtalyan dizayn firması Guigiaro’ya bir otomobil çizdirdiler,

Marka için fazla düşünmediler, Ana firmanın adı olan Hyundai’yi seçtiler, (Bizde de Koç olabilir yani,)

Uzun zaman Mitsubishi ile birlikte yürüdüler, Yavaş yavaş motor ve yürüyen aksamı Koreli hale getirdiler,

Giderek ürün yelpazesini de geliştirdiler,

Sabırla, inatla devam ettiler,

Ta ki, 1986 yılına kadar,

1986 yılında Amerikan pazarına ilk otomobillerini sattılar,

Bu deneme ilk seferinde hüsranla sonuçlandı,

Geri çekildiler,

Sonra yine denediler,

Amerika’da küçük otomobil pazarını ele geçirmeye başladılar,

Bu pazarda fiyat rekabetiyle büyük başarı elde ettiler,

Başlangıçta çok ciddi kalite sorunları vardı,

Bunu da zamanla aştılar, Fiyat kalite orantısında Japonlarla rekabet eder, bazı segmentlerde onları geçer hale geldiler,

Ve Güney Kore’nin her yıl dünyada yüz binlerce satan bir otomobil markası doğmuş oldu,

44 yılda artık tartışmasız bir marka oldular,

Koç Grubu’nun yaptığı da bire bir bu,

Üstelik de, artık hiç kimsenin yüzde yüz yerli bir otomobili falan yok, Markaların ülkesi var ama otomobillerin yok,

Her parçası en iyi ve en ucuza nerede üretiliyorsa veya kim tarafından üretiliyorsa oradan geliyor, Birleştiriliyor, O ülkenin markası altında satılıyor,

İngiliz otomobilinin yüzde 60’ı Alman, Alman otomobilinin yüzde 20’si Amerikan, Amerikan otomobilinin yüzde 40’ı Japon veya Kore,

Kimse bileşenlerin nereden geldiğiyle ilgilenmiyor,

Önemli olan markanın nereli olduğu ve o ülkenin otomotivde ne vaat ettiği,

Ve markanın imajı,

Bu yüzden Koç Grubu’nun yaptığı en doğrusu,

Şimdi önemli olan markayı bulmak ve Türk halkının seveceği modeller ve ilgilendiği segmentlerde üretim yapmak,

Bunların hepsini de aynı anda yapmak gerekmiyor,

Önce bir segment, sonra bir segment daha, Sonra farklı modeller,

Gidilecek uzun bir yol,

Ama önemli olan başlamak, Yeniden de olsa başlamak,

Bizde güzel bir atasözü vardır,

"Kervan yolda düzülür" diye,

Bu iş böyle olur,

Merak etmeyin,

 


Sevinmez miydiniz?

FIAT’ın yerli otomobil üretiminde yüzde 50 ortak olması, "Neresi yerli, yarısı FIAT" diyen karamsarlara malzeme oldu,

Peki o zaman bir de tersten düşünün,

Koç Grubu bu otomobili tek başına üretmeye başlasa ve birkaç yıl sonra FIAT çıkıp gelse, "Biz de bu işe girmek istiyoruz, Yarısını bize satın" dese mutlu olmayacak mıydık?

"Dünya otomobilinin dev markası, Amerikan Chrysler’in de ortağı olan FIAT, Türk markasına ortak olmak istiyor" diye manşet atmayacak mıydık?

O zaman FIAT’ın daha baştan gelmesi ve riske ortak olması niye kötü olsun?

 


Bu işin yarısı

KOÇ Grubu’nun yerli otomobil meselesine soyunması, çok önemli ama işin yarısı,

Asıl önemli olan, hem kurulacak yeni fabrikanın "değişimleri" takip etmesi, yani otomotiv sektörünün yol haritasını önceden görme ve pozisyon gücüne sahip olması, hem de Türkiye’de bu konuda başka girişimlerin yapılması,

Bahsettiğim, ille de yerli bir otomobil markası değil,

Ama bazı niş üretimler, yani küçük üreticilerin yapacağı bazı "avangard" modeller ve Arge laboratuvarlarında yapılacak yeni teknolojik atılımlar, en azından bunların denemeleri,

Ve tabii bir elektrikli otomobil,

Asıl teşvik edilmesi gerekenler bunlar olacak,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bilenlerin susup bilmeyenlerin konuştuğu yerde ilerleme olmayacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları