‘Bodrum’u istemem’

MEHMET Ağar’ı aradım,

Konuşmayalı birkaç yıl olmuştur herhalde,

Son olarak Başbakan Erdoğan’ın annesinin vefatında taziyede görmüştüm ama konuşmamıştık,

Yıllardır tanırım Ağar’ı, İstanbul’da şube müdürü olduğu dönemlerden,

Herkese dost adamdır, Tanısın tanımasın herkesin yardımına koşar,

Sevmeyeni çoktur ama seveni de çoktur,

Çok kişiye iyiliği dokunmuştur, Karşılık beklemeksizin,

Bilirim,

Yıllar içinde aleyhinde onlarca yazı yazmışlığım vardır,

Ne küsmüştür, ne darılmıştır, ne surat etmiştir, ne de en küçük bir sitem,

Hapis cezası onaylanınca "Geçmiş olsun" demek için aradım,

Teşekkür etti,

"Bize her şeyi devlet verdi, İkbali de, makamı da, hapsi de, Devletten gelen neyse bizim başımızın üstünde yeri var, Hapis bile olsa" dedi,

"Ne kadar yatacaksın" diye sordum, Çünkü her yerde farklı bir süreden bahsediliyordu,

"14 ay, Öyle hesapladılar" dedi,

"Bodrum Cezaevi’ni istiyormuşsun, Doğru mu?" dedim,

"Yok öyle bir şey, Nereden uyduruyorlar ben de şaşırdım, Bodrum Cezaevi olacak şey değil, İlçenin tam göbeğinde neredeyse, Karışık, düzensiz bir cezaevi, Orasının olması mümkün değil, Zaten olsa da istemem, Şimdi durduk yerde Bodrum da terör örgütlerinin hedefi haline gelir, Ama o taraflarda başka bir yer olabilir" dedi,

Nerede yatacağı konusunda kendisinin bir talebi olmamış zaten,

"Ceza çıkınca sağolsun bakan aradı, ‘Devlete emanetsin, Güvenli, uygun bir yer bulacağız’ dedi, Bakıyorlar, Ben de bekliyorum" diyen Ağar’a, "Yakalama emri çıkmış ama" dedim,

Güldü, "Ya çıkmış, Ama cezaevi belirleninceye kadar bir şey yok, Şimdilik bekliyorum, Bana ‘Bekleyin’ dediler, Hangi cezaevinde yatacağıma karar verdikleri zaman zaten kendim gidip teslim olacağım,"

"Geçmiş olsun, Bu da geçer" dedim,

"Geçer geçer" dedi, "Bunu da görecekmişiz demek ki hayatta",

Üzgündü ama beklediğimden iyiydi,

Dostları, arkadaşları hep yanındaydı,


Bakan iyi adam, taklayla yetinmiş

HERKES İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e kızdı son olayla ilgili,

"Seni görünce sevindim" diyen vatandaşa, "Sevindiysen takla at" dediği için,

Bakan terbiyesizlik, densizlik falan yapmıyor,

Ayna tutuyor ayna,

Bakan "Takla at" deyince vatandaş ne yapıyor gördünüz herhalde,

"Takla atmayı beceremem ama isterseniz göbek atayım" diyor ve başlıyor göbek atmaya,

"Pala" lakaplı "zenne",

Olay baştan sona absürd zaten,

Bakan taziyeye gitmiş ama olay yerinde davul zurna var, nereden, niye oradaysa,

Onlar çalıyor "Pala zenne" oynuyor,

Sorun bakanda değil, bizim vatandaşta,

Karşısında gücü, iktidarı gördü mü takla atıyor, Takla atmayı beceremiyorsa göbek atıyor,

Hem de gönüllü,

Diyemiyor ki, "Sayın Bakan, şimdi ben takla atarsam seçim zamanı da sizin takla atmanızı isterim sonra, Siz de oy istemeye geldiğinizde bizi gördüğünüze sevindiğinizi söyleyip durursunuz",

Göbek atmaya bu kadar hevesli vatandaşa, takla isteyen bakan az bile,

Yine iyi adammış,

Beterini istememiş!


Korunmamak enayilik

FİNLANDİYA Başbakanı, Türkiye’ye geldi,

Gelirken koruma istememiş, uçakta ekonomi sınıfında uçmuş,

Şimdi birileri çıkar, "Helal olsun adama" der, örnek gösterip alkış tutar,

Ben ise bu durumu "tam bir sorumsuzluk" olarak görürüm,

Bir başbakanın, bir liderin böyle davranmaya hakkı yok, Olmamalı,

Çünkü böyle bir başbakan başa bela oluyor, Hem kendi başına, hem ülkesinin başına,

Örnek mi?

Çooook!

Mesela İsveç Başbakanı Olof Palme,

Kendi başına sokakta gezerken öldürüldü, Hâlâ tartışılıyor, hâlâ konuşuluyor,

Mesela Anna Lindht,

Başbakan’ın ölümünden ders almayan İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh, gece vakti bir marketten alışveriş yaptıktan sonra bıçaklı saldırıya uğradı, Yoldan geçen biri tarafından ölmek üzereyken bulundu ve haftalarca hastanede kaldı, Zor kurtarıldı,

Mesela Wolfgang Schaeuble,

Almanya Maliye Bakanı da yıllar önce korumasız gezerken kurşunlandı, Ölmedi ama beline gelen kurşun onu sakat bıraktı, tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu,

Elbette kimse "aşırı abartılı" bir korumayı, halka eziyet haline dönüşen bir güvenlik durumunu uygun görmez,

Ama bir ülkenin lideri, liderleri korunmalıdır,

Korunmaması o ülke için daha büyük sıkıntıdır, 


2B Ağası aleyhime ilan veriyormuş

MALİYE’nin suçüstü yakaladığı Ali Ağaoğlu gazetelere benim aleyhime ilan veriyormuş,

Olayı dün okudunuz,

Ali Ağaoğlu, 2B’lik arazileri köylülerden toplamış, Ancak nasıl olduysa Maliye’ye yapılan bildirimde Ali Ağaoğlu’nun arazileri olduğundan küçük gösterilmiş,

"Yanlışlıkla" her iki arazide de metrekarelerin başındaki "1" rakamı unutulmuş ve Ali Ağaoğlu’nun arazileri 20 bin metrekare küçük gösterilmiş,

Böylece rayiç bedel üzerinden Maliye’ye ödeyeceği miktar da o kadar azalmış,

Ve her nasıl oluyorsa "sehven" yapılan iki hata da Ali Ağaoğlu’nun arazilerine denk gelmiş,

Maliye bunu yakalayıp, Rahim Ak da haber yapınca Ali Ağaoğlu şimdi benim aleyhime gazetelere ilan vermiş,

Adam gibi adam bir yayın yönetmeni dostum arayıp "Eğer seni üzecekse biz bu ilanı kabul etmeyiz" deyince haberim oldu,

"Yok canım niye üzüleyim, Tam aksine, senin gibi bir dostum olduğu için sevindim" dedim,

Bir başka medya grubu ise "Biz bu ilanı yayınlamayız" yanıtını verince Ağaoğlu’nun, "Bu reklamı yayınlamazsanız bundan sonra Ağaoğlu reklamı göremezsiniz" şantajıyla karşılaştı,

İlanı henüz görmedim ama Ali Ağaoğlu bilsin ki, ben çooook gördüm böyle şeyler,

Mesela Uzanlar yaptı bana bunları, Haklarında yazıyorum diye,

Şimdi onlar nerede, ben neredeyim,

Dikkat ettiyseniz burnum biraz büyüktür,

Pisliğin kokusunu alırım,

Ve haber yaparım,

Kızsalar da,,, Hakkımda ilan verseler de,,, Tehdit etseler de!,,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Semer vurana değil, eşek olana kızdığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları