Garanti Bankası yapacak

OLİMPİYAT Şampiyonu Aslı Çakır Alptekin, Teke Tek’e katıldığı zaman "Kütahya’da spor akademisinde okuyorum ama Kütahya’da tartan pist olmadığı için her gün Eskişehir’e tartan pistte antrenman yapmaya gidiyorum, Bu da hem yorgunluk oluyor, hem de git-gel 2 saat zaman kaybı" demişti,

Eşi İhsan ise "Kütahya’da çok başarılı, ileride şampiyon olacak sporcular var ama bir tartan pist yok, Toprak pistte de antrenman yapılamıyor" diye eklemişti,

Ben de Aslı Çakır Alptekin’in sponsoru Garanti Bankası’na ve bankanın Genel Müdürü Ergun Özen’e bir çağrı yapmış, "Garanti Bankası atletimize sponsor ama Kütahya’ya da bir pist yaparak kendine yakışanı yapsın, Genel Müdür Ergun Özen inşallah bu dileğimizi yerine getirir" demiştim,

Ergun Özen önceki gün mesaj atmış,

"Kütahya’daki pisti tartana çevirmek için çalışmalara başladık" demiş,

Sonra da beni işimden edecek bir bir cümle yazmış:))

Ben de Ergun’a ve Garanti Bankası’na bu meseleye acilen sahip çıktıkları için hem kendi adıma hem Türk sporu adına teşekkür ediyorum,

 


Hizmet de var fırça da!

SÖZ konusu olan "hizmet" olunca AK Parti’nin eline gerçekten kimse su dökemiyor,

"Yapmayı" biliyorlar,

Dün Kartal Metrosu’nun açılışını izlerken düşündüm bunu,

Önümde de İstanbul’a yapılacak 3, havalimanının Ağaçlı’daki arazisinde arazi tesviye çalışmalarının fotoğrafı duruyordu,

İktidar partisi 10 yılda epey bir iş yaptı,

Yollar, metrolar, havalimanları, altyapı ve üstyapı yatırımları,

Özellikle Anadolu’da şehirler değişiyor, dönüşüyor,

Her yerde bir büyüme, bir gelişme göze çarpıyor,

Yapmayı ve hizmet etmeyi biliyorlar,

Sağlık meselesi önemli, Orada da şahane işler oluyor, Tam Gün Yasası gibi acayiplikler bir yana, vatandaş aldığı hizmetten memnun,

Acil servislerin herkese ücretsiz olması bile başlı başına olay,

Geçen gün bir arkadaşımın annesini gece yarısı çok pahalı bir hastanenin acil servisine kaldırmışlar, Görevli kredi kartı istemiş, Arkadaşım "Aciller ücretsiz değil mi" deyince biraz bozulmuşlar ama hastayı yatırmışlar, Beş kuruş ödemeden çıkmış hastaneden, "Aynı rahatsızlıktan daha önce de götürürdük, Her seferinde en az bin lira alırlardı, Beş kuruş vermedim" diyor,

Bu durum arkadaşımın siyasi tercihini değiştirmez belki ama pek çok kişininkini etkiler,

AK Parti hizmet etme işini iyi biliyor, iyi yapıyor,

Diyeceksiniz ki, "10 yıldır iktidardalar, Hem de tek başlarına, bu kadarını da yapsınlar",

Doğrudur, Bu kadarını da yapsınlar ama ben ahir ömrümde "tek başına 10 yıllık iktidar" görmediğim için bu yapılanları önemsiyorum,

Bir bölümünüz de diyecek ki, "Peki dış borç kaç lira oldu biliyor musunuz?"

Biliyorum, Çok arttı ama artışın büyük bölümü özel sektörden kaynaklanıyor, Artan borcun nereye gittiğini de somut olarak görüyorum, Üstelik de "Borç ödemesi geldi, nasıl ödeyeceğiz?" diye de düşünmüyoruz artık,

Ben tam bunları düşünüp "Çok iyi işler yapıyorlar" derken beni rüyadan uyandıran yine bu işleri yapan ekibin başındaki isim, Başbakan Erdoğan oluyor,

Birdenbire ses tonu değişiyor, öfkesi kabarıyor ve başlıyor medyaya, farklı fikirlere, farklı görüşlere çatmaya,

Kendisiyle bire bir aynı düşünmeyenlere kızmaya,

Üniversiteye giden çocuğuna önce harçlık verip sonra fırçalayan ve harçlığı aldığına pişman eden babaya benziyor,

Üstelik ailenin biri tamircide çalışan oğlu, overlokçu kızı ve ev hanımı annesi bu fırçadan rahatsız olmuyor, hatta belki de memnuniyet duyuyor üniversiteli çokbilmişe haddini bildirdiği için,

Ama o aile de bilmeli ki o ailenin geleceğinde üniversiteli çocuk çok daha gerekli olabilir,

 


Pamuk herkesi küçümsüyor

ORHAN Pamuk, Türk burjuvalardan tiksindiğini söylemiş,

Tiksinme nedeni, Türk burjuvaların "Kürtleri ve başörtülüleri küçümsemesi" imiş,

Ben de Orhan Pamuk’un sadece başörtülüleri veya Kürtleri değil bu ülkenin insanlarını "toptan küçümsediğini" görüyorum, hissediyorum,

Acaba benim ona karşı duyduğum hislerin gerekçesi de bu olabilir mi?

Not: Türk burjuvası sayılır mıyım bilmiyorum ama ne Kürtleri, ne başörtülüleri küçümsedim, ancak Türk burjuvaların büyük bölümünün bu küçümsemeyi yaptığı konusunda Pamuk’la hemfikirim,

 


Hollanda’da sistem işliyor

4×3 eğitim sistemiyle ilgili soru işaretlerini kaleme aldığım dünkü yazıma Hollanda’da yaşayan bir vatandaşımızdan yanıt geldi,

Aktarayım da belki yüreğinize biraz su serpilir:

"Sevgili Fatih Bey;

Ben ilk-orta-liseyi Ankara’da okudum,

22 yıldır Hollanda’da yaşıyorum, Yaşım 42,

2 çocuğum da Hollanda’da doğdu (20 ve 14) ve burada okula gidiyorlar,

Onlar da Hollanda’daki her çocuk gibi 4 yaşında okula başladılar, Ama öncesinde yine Hollanda’daki birçok çocuk gibi, zorunlu olmamasına rağmen 2,5 yaşından 4 yaşına kadar haftada 2 gün öğleden sonra anaokuluna gönderdik (ücretli),

Yasal olarak Hollanda’da zorunlu eğitim 5-18 yaş olmasına rağmen bütün ilkokullar 4 yaşından itibaren eğitime başlarlar, Doğrusunu söylemek gerekirse aileler de çocuklarını okula vermek için can atarlar, Anaokullarından gelen çocuklar, uyum sorunu yaşamadan ilkokula adım atarlar,

Fatih Bey; 4-6 yaş arasında okula giden çocuklar burada, 1 ve 2, sınıflara giderler ve basit-temel şeyleri öğrenirler, Renkleri tanımak, kalem tutmak, makas tutup şekiller kesmek, çamurla oynamak gibi, Toplama çıkarma gibi işlemler gösterilmez, Bunların hepsi 3, sınıf, yani 6 yaşından itibaren başlar,

Ailelerin endişelerini anlayabiliyorum, ama bu iş başladıktan sonra herkesin çok memnun olacağını tahmin ediyorum, Çünkü burada herkes bu sistemden memnun,"

Okurumun görüşlerine diyeceğim yok ama altyapı sorunları çözülmemişken, öğretmenler bu işe hazır değilken apar topar başlamanın mutlaka bir faturası olacaktır diye düşünüyorum,

Hele hele okul öncesi eğitim oranı bu kadar düşükken,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yapmanın yapmamaktan daha kolay olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları