Bizim hayallerimizi çocuklarımız tamamlar

BAŞBAKAN Erdoğan’ın “3 çocuk” demesine hak verdiğimi yazdım dün,

Beklediğim üzere, epey bir eleştiri geldi,

Benim de yazdığım gibi, “Eğitimleri ne olacak, nasıl iş bulacaklar, çalışan kadın 3 çocuğa nasıl bakacak?” diyenler çoğunlukta,

“Biz yaparız, sen bak” diyen bile olmuş,

Bu lafların hepsi haklıdır,

Doğrudur,

Ama başka bir tartışmanın konusudur,

Eğitemeyeceksen, eğitim olanakları sağlayamayacaksan 3 değil, 1 çocuk bile çoktur,

Bakamayacaksan, ilgini, sevgini vermeyeceksen 1 çocuk bile çoktur,

Gelecek umudun yoksa 1 çocuk bile çoktur, Hatta kendi varlığın bile çok gelir,

Ama gelişen, büyüyen, gelişme potansiyeli olan bir ülke isen ve o ülkenin vatandaşı isen çocuk gerekir,

Senin kurduğun ve başlattığın hayalleri gerçekleştirmek için gerekir,

Ben tartışmayalım demiyorum,

Elbette tartışalım,

Ama çocuğu tartışmayalım,

Eğitimi tartışalım,

“Bu çocuklara en iyi eğitimi nasıl veririz” onu konuşalım, Hükümeti eleştireceksek veya akıl vereceksek bu konuda verelim,

Geleceğe hazır mıyız konuşalım, Daha iyi nasıl hazırlanırız tartışalım,

Ama çocuk yoksa bu tartışmalar da yok,

Onu bilelim,

O çocukları doğuracak anneler öldürülüyor

ÇOCUK meselesi konuşulurken anneleri de unutmamak lazım,

Unuttuğumuz, hatırlamadığımız bir şey var: “Anne yoksa çocuk da yok,”

Çocukları doğuranlar da onlar, geleceğe hazırlayanlar da onlar,

Peki farkında mıyız, Türkiye’de her gün anneler öldürülüyor,

Kadına yani anneye yönelik şiddet konusunda dünya şampiyonluğuna

koşuyoruz,

Gün geçmiyor ki, aile içi şiddetten mağdur birkaç kadın karşımıza çıkmasın,

Gün olmuyor ki, bir veya birkaç kadın, kocası tarafından öldürülmesin,

Hem de çocuklarının gözü önünde,

AK Parti, kadınlara değer veren bir parti,

Aile yardımları kadınlara veriliyor, Çocukların eğitim yardımları annelere veriliyor, Başbakan da sık sık bunu vurguluyor,

Ama kadınlar öldürülüyor bu ülkede,

Ve yine bu ülkede Başbakan Erdoğan söylemeden hiçbir şey olmuyor,

“Sigarayı bırakın” diyor, insanlar bu büyük alışkanlıklarından bile vazgeçiyorlar, En azından yöneticiler bu yasağın takipçisi oluyorlar,

Peki aileye, kadınlara bu kadar değer veren, önem veren Başbakan neden bir kez olsun “kadınlara yönelik şiddete” dikkat çekmiyor,

O 3 çocuğu doğurmuş olan veya doğuracak olan annelerin, kocaları tarafından öldürülmesini niye en sert şekliyle kınamıyor,

Biliyorum ki, Bakan Fatma Şahin bu konuda çok duyarlı, elinden geleni yapıyor,

En azından Fatma Şahin’in bu çabası, Başbakan’ın toplum önünde yükse sesle vereceği bir desteği hak ediyor,

Öcalan’la görüşülür mü?

BU soruyu soru şeklinde değil de negatif anlamla söyleyenler var,

Ben ise tam aksini düşünüyorum,

“Görüşülür” hatta “görüşülmeli”,

Bunu haybeye de söylemiyorum,

Geçmişte, 1997’de Öcalan’la Lübnan’da, Bareilas’ta uzun uzun görüşmüş, konuşmuş bir gazeteci olarak söylüyorum,

Öcalan’la görüşülür,

Bırakın Öcalan’ı, eğer Türkiye’deki terör sorununu çözmeye katkısı olacaksa, çözecekse bizzat şeytanla bile görüşülür,

1997’de Öcalan’la yaptığım görüşmeden sonra MİT’ten davet ettiler,

Bir kopyasını Kanal D yönetimine teslim ettiğim röportaj bandını götürdüm kendilerine,

İzlenimlerimi sordular,

Anlattım,

“Terörle bir yere varamayacağının farkında, Bıkmış, Kürtlerden de umudu kesmiş, OHAL bölge valiliği önerseniz koşarak gelir, Muhtarlığa bile razı olabilir” demiştim gülerek,

Öcalan o röportajda söylemişti, 1997’de de “devlet” gayri resmi olarak kendisiyle görüşüyordu,

“Erbakan Hoca bana defalarca aracılar yolladı, Bunları onlara da anlattım” demişti bana anlattıklarını kastederek,

Öcalan, bana anlattıklarının büyük bölümünü İmralı’daki mahkemede ifade olarak verdi,

Hatta benim de “tanık” olmamı istedi, Mahkeme heyeti gerek görmedi,

“Öcalan’la görüşülür mü!” diyenlere diyeceğim şudur,

Bugün, bu sorunun bitmesini en çok isteyenlerin başında büyük ihtimalle Öcalan geliyordur,

Çünkü Öcalan’ın tek umudu, terörün sona ermesidir,

Çünkü gelinen noktada terörün sürmesinin Öcalan’a bir faydası yoktur,

Çünkü bugün artık Öcalan’la görüşenler de terörün sona ermesini gerçekten istemektedir,

Not: Son cümlem biraz garibinize gitmiş olabilir, Önümüzdeki günlerde bu cümlenin daha net anlaşılabilmesine olanak sağlayacak bazı bilgiler aktaracağım,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hiç değilse rektörler saçmalamadığı zaman.

Erişilebilirlik Araçları