Tüh, Ermeni çıktı

EZELDEN ebede karşıyımdır bazı haberlerde yapılan “etnik” vurguya.

“Yahudi işadamı başka kadınla görüntülendi”, “Ermeni usta, müşterisini dolandırdı” türünden haberlere.

Etnik kökenin, yapılan eylemle bir alakası yoksa, kökenin belirleyici bir yönü yoksa bunu yazma gereği niye duyulur bilmem.

Ama hastalıktır basınımızda.

İlle yazarlar bunu.

Bizim arkadaşlar da bazen yaparlar. Gördüm mü düzeltirim.

Gözümden kaçarsa uyarırım “Habere bir şey katmıyorsa bunun ne işi var burada. Türk diye yazıyor muyuz da, Yahudi veya Ermeni olunca illa vurguluyorsunuz” diye.

Bu işin bir yönüdür.

Bir diğer yönü ise “komplo teorisyenleridir”.

Biliyorsunuz Samatya’da yaşlı 1 vatandaşımız öldürüldü, 3’ü ölümden döndü. Paraları için.

Ermeni oldukları için hemen komplo teorileri üretilmeye başlandı.

“Irkçı cinayetler. Etnik temizlik” nidaları yükseldi anında.

Allah var, bizim yazı işlerinde de aynı türden diyaloglar geçti.

Bazı arkadaşlarımız “Ermenilere yönelik bir şey olmalı” diye teorilerini ürettiler.

Benim fikrim ise farklıydı.

“Arkadaşlar, birkaç sene önce de Boğaz’da yalısı olan zengin ve yaşlı Türklerin başına aynı şey geldi. Bu basit bir para işi gibi duruyor. Ortada fol yok yumurta yokken işi hemen ırkçlık cinayetlerine dökmeyelim. Bununla ilgili bir veri henüz elimizde yok. Öyle bir veriye ulaşırsak üzerine en şiddetli şekilde gidelim ama şu anda öyle bir şey yok” dedim.

Ama bazı gazeteler ve özellikle de bazı yazarlar hemen işi “Ermeni düşmanlığına, soykırıma, soykırımın devamına” taşıdılar.

Ağdalı, ağır eleştirilerle dolu yazılar yazdılar.

Akıl dolu tek tavır Agos tan, Ermenilerin gazetesinden geldi.

Yanlış hatırlamıyorsam Rober Koptaş “Bunun Ermenilere yönelik, ırka dayalı bir cinayet serisi olduğunu söylemek için bir delil göremiyorum” diye yazdı.

Ve sonunda Agos haklı çıktı.

Olay, yaşlı başlı insanların parasına malına konmak için işlenmiş, basit, sıradan, adice bir cinayet çıktı.

Dahası cinayetleri işleyenin de Ermeni bir vatandaşımız olduğu neredeyse kesinlik kazandı.

Şimdi o ağır hakaretlerle dolu, “ırkçılık” üzerine tezler üreterek yazılmış yazıları yazanların halini merak ediyorum.

Acaba katilin de Ermeni çıkmış olmasına üzülmüşler midir!

Müslüm Gürses ve zaman

ALLAH rahmet eylesin, Müslüm Gürses’in ölümü bana “zamanın” ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Dün cenazesinde çekilen fotoğraflara baktım.

İnanılmaz bir kalabalık.

Kimi ararsanız orada.

Fazıl Say bile çelenk yollamış.

Beyazlatılmış Türkler de orada, siyahın en siyahı olanlar da.

Ve düşündüm “Acaba Müslüm Baba, önceki gün değil de, 10-15 yıl önce Hakk’ın rahmetine kavuşmuş olsaydı cenazesi nasıl olurdu” diye.

Ben tahminimi söyleyeyim.

Cenazesi Teşvikiye Camii’nden değil, İstanbul un bir başka camiinden kaldırılırdı.

Beyazlatılmış Türklerin hiçbiri orada olmazdı. Cenazeye sadece toplumun en altından da alttaki kesimlerinden gençler, “jiletçiler” diye dışlanmışlar gelirdi.

Cenazede tek bir çelenk bile olmazdı, çünkü Müslüm Baba hayranlarının hiçbirinin cebinde değil çelenk, bir çiçek alacak para bile bulunmazdı.

Ama zaman öyle bir şey ki, Müslüm Gürses zaman sayesinde yıllarca kendini dışlamış kesimlerin saygısını kazandı.

Yıllarca anlaşılmayan kendini ve toplumun bir kesimini ifade etme biçimi, zamanla anlaşıldı.

Ve tabii, Türk rock’çılarla yaptığı işbirliği ona bu yolu kestirmeden geçme imkânı tanıdı.

Müslüm Gürses’in cenazesi göstermiştir ki, doğru bildiğin yolda ısrarla yürürsen, insanların sevgisini ve saygısını kazanırsın.

Nur içinde yatarsın!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendimizi övmek için başkalarını aşağılamadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları