Bu herif ortalıkta gezecek mi böyle!

Muhabir sokak röportajı yapıyor.

Batman’da.

Türkiye Hizbullah’ının kurulduğu yerde.

Önce bölge sokaklarında satırlı cinayetler işleyen, burada palazlanarak Türkiye’nin dört bir yanına yayılan, örgüt evlerinde domuz bağı ile bağladığı kurbanlarına işkence ederek öldüren, başörtülü kadınları bile katleden, Mahzenlere gömdüğü cesetler yıllar sonra bulunan Hizbullah’ın başkentinde.

Röportaj yapılan kişinin Hüda Parlı olduğu anlaşılıyor.

Ama aslında kendi ifadesi ile “Hizbullahçı”.

Ve hiç kimseden korkmadan, çekinmeden, bu ülkede yasaların varolduğunu düşünmeden rahatça konuşuyor.

“Biz cihada hazırız. Biz bu dini, bu devleti kimseye yedirmeyiz. Kılıçdaroğlu kimdir, Akşener kimdir? Bunların hepsi Yahudi tohumlarıdır, Ermeni tohumlarıdır. Onlara söyle, hepsinin kafasını keseceğiz” diyor.

Ve gereken mesajı rahatlıkla vermiş olmanın huzuru içinde suratında şeytani bir sırıtışla kameraya bakıyor.

Röportajın yayınlanmasının üzerinden ne kadar geçti bilmiyorum ama sosyal medyada kıyamet koparmasından, tüm medyada haber olmasının üzerinden 48 saate yakın bir süre geçti.

Bir tek devlet yetkilisinden, Anayasa’yı, yasaları, hakkı, hukuku, vatandaşlarını korumak için koltuğa oturmuş ya da oturtulmuş tek bir ferdi vahitten bir kelime bile duymadık.

Herif Türkiye’ye meydan okuyor, öldürürüz diyor, Anayasa’yı ayaklar altına alıyor.

Çıt yok.

İçişleri Bakanlığı neredesin!

Ben İstanbul’da bir sitede, Sırp bir mafya üyesinin evinde bahçeye cesetler gömüldü iddiası üzerine Emniyet kazı yapıyor diye duyurduğum için ve üstelik de o evde oturan sahte kimlikli Sırp mafya üyesi tutuklandığı halde, benim hakkımda “Halkı galeyana getirdiğim” iddiasıyla anında açıklama yaptınız, yetmedi hakkımda dava açtınız.

Hem Bakanlık, hem Emniyet Genel Müdürlüğü olarak.

Peki cinayet işleyeceğini açıkça söyleyen, Anayasa’ya aykırı açıklamalar yapan bu yaratık hakkında ne yapıyorsunuz…

Niye çıtınız çıkmıyor?

Ya Adalet Bakanlığı’na ne demeli!

Tehditler savuran, cinayet işlemeye hazır olduğunu açıkça söyleyen bu “Zebani” hakkında soruşturma başlatacak bir savcınız bile yok mu!

Yoksa yeni “koalisyon ortağınızı” kızdırmaktan mı korkuyorsunuz…

***

Hala şaşırabiliyor musunuz?

Hüda Par’ın Cumhur İttifakı çatısı altında olması bazılarını çok şaşırtmıştı.

“Nasıl olur” diyorlardı.

Benim için ise ortada şaşırtıcı hiçbir şey yoktu.

Bu yüzden de bu konuda tek kelime yazmadım.

Neden şaşırmadığımın yanıtını Hüda Par Sözcüsü Serkan Ramanlı, Nisa Nur Çaydan’a verdiği röportajda bizzat kendi verdi.

Ramanlı, “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir partiyiz” dedi.

Sihirli cümle işte budur.

Bu cümleyi daha önce kimden duyduğunuzu hatırlarsanız, Hüda Par’ın Cumhur İttifakı’na katılmasına neden şaşırmadığımı da gayet iyi anlarsınız.

Şaşırtıcı olan Hüda Par’ın orada olması değil.

Türkiye’de hala şaşırma duygunuzu kaybetmediyseniz, başka şeye şaşırın.

Hüda Par’ın oradaki varlığına değil.

***

Kıskananlar çatlamıyor

Birkaç gündür Fransa’dayım.

Hani şu kıyametin koptuğu, emeklilik yaşının 64’e çıkarılmasına tepki gösteren çalışanların sokakları yakıp yıktığı, grevler nedeniyle sokakların çöp yığınları altında kaldığı Paris’te, Türkiye’yi kıskananların bir bölümünün yaşadığı Paris’te.

Öncelikle şunu söyleyeyim.

Sokaklar öyle düşündüğünüz gibi eylemcilerle dolu değil.

Eylemler kentin bazı bölgelerinde ve genelde kentin merkezinden uzakta oluyor.

Parislileri de fazla etkilemiyor.

Sarı yeleklilerin eylemleri kadar yaygın değil.

Zaten eylemciler de birkaç gün ara verip, müzakerelere zaman tanıdılar.  

Sokaklar ise gerçekten çöp dağları altında idi. En lüks semtlerde bile her köşe başında leş gibi kokan çöp yığınları yükseliyordu.

Ancak önceki gün önce ana caddelerdeki sonra da ara sokaklardaki çöpler bir gecede temizlendi.

Zaten Parislilerin de çok büyük bir şikayeti yoktu. Kimse “Cehape beceriksizliği” falan demedi. İşçilerin demokratik haklarını kullanarak çıkarlarını koruma çabasına herkes saygı gösteriyordu.

Parisliler açısından sorun olan çöp dağları değil, restoranlardaki doluluk ve yer bulma zorluğu idi.

En ucuzundan, en pahalısına kadar şehirdeki tüm lokantalar dolu. Keza dükkanlar da… Üstelik Ramazan nedeniyle Arap turistler şehri terk ettiği halde.

Anlayacağınız burası dışardan göründüğü gibi değil.

Canlarını sıkan konu ise enflasyon. 7.3’e yükselen enflasyona kızgınlar.

Muhtemelen bizi kıskansalar kıskansalar, onda birimiz kadar enflasyona sahip oldukları için kıskanıyorlardır.

***

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Aptallıkla ihanetin sonuç açısından fark etmediğini anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları