Amsterdam’da kimi tutacağım?

FENERBAHÇELİ okurlar sitem ediyor, “UEFA’da finale gidiyoruz, tek satır yazmadın” diye.

Yazsam kızıyorlar, yazmasam küsüyorlar.

Ne diyeyim.

Ama en iyisi yazmak galiba.

Geçen hafta Fenerbahçe-Benfica karşılaşmasında Galatasaraylı arkadaşlarımla beraber televizyonun karşısına oturduk.

Haliyle Benfica’yı tutuyoruz ve Fenerbahçe’nin iyi bir skor almaması umuduyla başladık maça.

Ancak aradan 15-20 dakika geçti geçmedi, bir de baktım ki Fenerbahçe’yi tutmaya başlamışım.

Fenerbahçe atak yaptıkça zıplıyorum, toplar direkten döndükçe kahroluyorum, Baroni penaltıyı kaçırınca sinirleniyorum.

Bir yandan da bizim Galatasaraylı taife durumu anlayıp benimle dalga geçecek diye tedirginim.

Ama bir baktım ki, herkes aynı durumda.

Fenerbahçe’nin oynadığı güzel futboldan mı, milliyetçilikten mi bilmiyorum ama hepimiz Fenerbahçe kazansın ister hale gelmişiz.

Bu duyguyu son olarak 1980’lerde Fenerbahçe, Bordeaux’yu yendiğinde yaşamış, radyodan dinlediğim maçı Fenerbahçe kazanınca Aksaray’ın ortasında durup, kendi otomobilimin damında Fenerbahçe bayrağı sallamıştım.

Galiba aynı “ruh haline” bir kez daha düştüm.

Fenerbahçe, Amsterdam’da final oynarken ne yapacağım bilmiyorum.

Büyük ihtimalle yine rakibi tutarak başlayıp, Fenerbahçe kazansın diye dua ederek tamamlayacağım maçı.

Erişilebilirlik Araçları