PAF’lar çıksalar kazanacak gibiler

“İki takımın futboluna bakarsanız ne yazık ki G.Saray uzak ara favori! Ama ne zaman favori olsak kaybediyoruz. Tabii F.Bahçe’nin de G.Saray aşkı var. Ölseler bitseler Galatasaray’ı görünce canlanıyorlar. Bana öyle geliyor ki PAF’la çıksalar yine kazanacaklar gibi bir duyguya sahipler ve öyle de oluyor”

– G.Saray son maçta özellikle ikinci yarı müthiş oynadı. Tabii bu futbolu ile yine derbi için favori gözüküyor. Siz ne diyeceksiniz?
O daha da vahim ya. Şimdi iki takımın oynadıkları futbola bakarsanız Galatasaray’ın rahat kazanması lazım. Yani ne yazık ki, Galatasaray yine favori. Uzak ara favori hem de! Ama ne zaman favori olsak kaybediyoruz. Tabii Fenerbahçe’nin de Galatasaray aşkı var. Ölseler bitseler Galatasaray’ı görünce canlanıyorlar. Bana öyle geliyor ki, Saracoğlu’nda Galatasaray’ın karşısına PAF takımı ile çıksalar yine kazanacaklar gibi bir duyguya sahipler ve öyle de oluyor. Ama şunu da unutmamak lazım. Biz o statta şampiyonluk kupası kaldırdık. Ben Saracoğlu’nda kaybetmeye razıyım, yeter ki yine orada şampiyonluk kupası kaldıralım. Onun tadı başka oldu.

 

KADIKÖY SORUNU HAYDAR DÜMEN’LİK!

– Klasik soru; derbiyi kim kazanır?…
Gönlüm ister ki, Galatasaray kazansın. Ama maç Saracoğlu’nda olduğuna göre Fenerbahçe kazanır. O statta ya muska var, ya büyü var, bir şey var herhalde. Tabii ki, şaka yapıyorum ama Galatasaray yenemedikçe stres artıyor, stres arttıkça yenemiyor. Bu soruya en iyi yanıtı Haydar Dümen verir aslında. Hadi onun yerine ben vereyim. Bir erkek düşünün aslında hiçbir iktidar sorunu yok. Ama bir gün başarısız oluyor. Bunu kafaya takıyor. Sonra hep aynı sorunu yaşıyor. Aslında fiziksel bir sorun yok ama psikolojik bir sorun iktidarsızlık nedeni oluyor. Kimse kızmasın, bu sadece bir benzetme. Galatasaray’ın Saraçoğlu’daki durumunu ben böyle görüyorum.

 

FENERBAHÇE, PEREİRA’YA 2 BEDEN BÜYÜK

– Ben (Halil Özer) Pereira’nın kesinlikle başarılı olamayacağını, yetersiz olduğunu düşünüyorum. Sizin görüşünüz nedir?
Şimdi size haksızsınız dersem çok ayıp olur. Buraya kadar gelmişsiniz, bana sorular soruyorsunuz, ben de size “Haksızsınız” der miyim! Ben fikrimi haftalar önce söyledim. Fenerbahçe’ye Jose Mourinho’nun çakması değil, gerçeği yakışır diye. Fenerbahçe bu adama iki beden büyük geldi.

 

TEMMUZ’UN ŞAMPİYONU FENER, MAYIS’IN ŞAMPİYONU GALATASARAY

– F.Bahçe’nin bu kadar kötü olmasını neye bağlıyorsunuz?
F.Bahçe’ye… Hep böyle olmuyor mu? Temmuz’un şampiyonu F.Bahçe, Mayıs’ınki G.Saray. Şimdi F.Bahçeliler yine küfredecekler ama istatistikler son yıllarda dediğimi gösteriyor. Yine süper kadro kurdular ama takım kuramadılar. Temel sorun yine hoca gibi. İlk haftadan beri ‘Yıldırım soyunma odasına inmeli’ diyorum. Ama F.Bahçeliler çok üzülmesin. Bu hafta G.Saray’ı yenip kötü gidişe ‘dur’ derler. Hep öyle olmuyor mu!

EN İSTİKRARLI TAKIM KARTAL

 – Beşiktaş lider. Ve iyi oynuyor. Bu kez devamını getirebilir mi?
Sezon başlamadan “Beşiktaş favorim, sahası olsa kesin şampiyondu” dedim. Beşiktaş şu anda en istikrarlı takım. G.Saray bir çok iyi bir çok kötü. F.Bahçe genelde kötü. Trabzon bir parlayıp söndü. Beşiktaş iyi. Ama geçen sezonun sorunları hala mevcut. Kadro geçen yıla göre daha geniş olsa da hala yeterince geniş değil. Ve en önemlisi hala bir sahaları yok.

 

“TOPLUM OLARAK ‘SAYGI DURUŞU’ ÖZÜRLÜSÜYÜZ”

Konya’da bir ıslıklanma oldu. Ancak bizim arkadaşlar saygı duruşunu bozan küçük bir grubun olduğunu ve asıl ıslıklanmanın bu kişilere tepki için yapıldığını söylediler. Siz ne diyeceksiniz?
Cuma günü Mustafa Denizli ile yemekteydik. Onunla da bunu konuştuk. Mustafa Hoca bu rezalete dikkat çeken yazardı. Ben de ona “Sanki ıslıklayanlar orada tezahürat yapanları ıslıkladı gibi geldi bana” dedim. “Olabilir. Ama sonuç değişmiyor. Doğru düzgün bir saygı duruşu bile yapamıyoruz” dedi. Haklı. Ama bu Türkiye’nin kaderi. Bunca yıldır maç izlerim, daha bir kez doğru düzgün bir saygı duruşu yapıldığını göremedim. Her zaman bir iki densiz, bir iki şerefsiz çıkar. Toplum olarak eksiğiz kardeşim. Bizim insanımız bu. Türkiye’de en uygar tavrı alan insan da var, en ilkel tavrı alan da. Bunlar her yerde vardır mutlaka ama Türkiye’de uygar olmamak, terbiyesiz olmak geçer akçe oldu. Terbiyenin değil terbiyesizliğin prim yaptığı bir dönemden geçiyoruz. Bitecek inşallah bu dönem.

 

‘BAL’IN DA BİR FUTBOL ADAMINDA OLMASI GEREKİR

– Milli Takım Fransa’da. Grupta sıkıntı çektik ama zor da olsa başardık. Neler söyleyeceksiniz?
Böyle bir soru görmedim hayatta. Neler söyleyeceğim. İyi şeyler söyleyeyim bari! İlk üç maçta sıfıra inen şansımızı, sonraki maçlarda yeniden bulduk. Eşeği kaybedip bulmak gibi. Normal şartlarda biz bu gruba üçüncü oluruz diye başlardık. Hollanda 1., Çekler 2., biz de 3. oluruz derdik. Buna razı olurduk. Ama öyle şeyler oldu ki, Hollanda finallere kalamadı, İzlanda süpriz yaptı. Bana göre Çekler’le biz olmamız gereken yerde bitirdik grubu. Kötü başlamının bir avantajı oldu Türkiye’ye, mecburen takımı yeniledik. Kaşarlar gitti. Genç ve yeni bir jenerasyon ortaya çıktı. Çok da iyi oldu. İlk maçlara iyi başlasaydık bu değişimi yaşayamazdık. Terim iyi giden takımı değiştiremezdi. Ama başarısızlık, kaybedecek bir şeyi kalmayan milli takımı arayışa götürdü. Eğri giden işler Türkiye’yi doğruya ulaştırdı. Ama hatırlarsanız geçen hafta size Hollanda’nın Çekler’i yenemeyeceğini söylemiştim. Beni şaşırtan bizim İzlanda’yı yenmemiz oldu. Tabii diğer tüm sonuçların da bizim istediğimiz gibi olması işe ayrı bir lezzet kattı. Buna “Fatih Terim balı” diyenler var. Olabilir. Ama “Bal” da bir futbol adamında olması gereken özelliklerden biri.

 

TERİM EN İYİ DÖNEMİNDE

– Ankara’daki hain saldırınn yarattığı acıların oyuncuları ne denli etkilediğini biliyoruz. Onları bu maçlara hazırlamak ancak Terim’in başarabileceği bir işti, katılıyor musunuz?
Fatih Terim bence teknik direktörlüğünün en iyi döneminde. Daha olgun. Kendini kanıtlama peşinde değil, başarılarının tutarlı olduğunu gösterme döneminde. Daha akılcı oynuyor. Daha az risk alıyor, daha derli toplu bir teknik adam portresi çiziyor. Eski Terim, Çekler’in karşısına 5 forvetle çıkar, 100 pozisyon bulur, mağlup olup dönerdi. Şimdi ise iki pozisyon bulup iki golle dönüyor. Bu oyun anlayışı ile Fransa’da da çok iyi sonuçlar alabiliriz. Tek sorunumuz Burak Yılmaz’dan başka doğru düzgün santraforumuz olmaması. Ama Terim buna da 4-6-0 oynayarak çözüm buluyor.

 

FRANSA’YA GİTMEMİZ YERLİLERİ ATEŞLER

EURO 2016’ya gitmemiz Türk futbolunu nasıl etkiler?
Finallere gitmemiz, bu sezon yerli oyuncuların oyun kalitesini arttırır. Milli takıma girmek için, dünya vitrinine çıkmak için rekabet artar. Belki Cenk’in daha çok çalışıp, daha iyi bir santrfor olmasına neden olur. Arda’yı kamçılar. Ben tüm futbolcuların performansının artacağını düşünüyorum.

Erişilebilirlik Araçları