İstanbul 10°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Ahlaki üstünlüğü yitirmek

detail banner reklam

Ahlaki üstünlüğü yitirmek

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Şubat 29, 2020

Yazı İçeriği

  • Ahlaki üstünlüğü yitirmek

Ahlaki üstünlüğü yitirmek

Perşembe gecesi yapılan alçakça saldırının ardından, henüz sıradan vatandaşlar olan bitene muttali olmamışken, Ankara’da bir güvenlik toplantısı başladı. Biz gazetecilere gelen bilgiler pek hoş değildi ama doğrulatılamadığı için Ankara’dan gelecek açıklamaları bekliyordu herkes. Sosyal medya ile olanca gücü ama gücüne paralel sorumsuzluğu ile her türlü iddiayı dile getirmekten çekinmiyordu. Ve ilk resmi açıklama Hatay Valisi’nden geldikten sonra resmi olmayan kaynaklardan bir karar alındığı dedikodusu ortaya atıldı. “Türkiye, ülkesinde barındırdığı, misafir ettiği sığınmacılara Avrupa kapısını açacaktı.” Bu resmi olmayan bilgi duyulunca içimden geçen şu oldu: “Herhalde kısa süre içinde resmi bir açıklama ile bu yalanlanır ve Türkiye’nin böyle bir kararı olmadığı açıklanır.” Niye böyle düşündüğümü de söyleyeyim. Suriye ile olan yaklaşık 9 yıllık süreçte Türkiye’nin dünyanın tüm ikiyüzlülüğüne, tüm alçaklığına rağmen elinde tuttuğu çok önemli bir “ahlaki üstünlük” vardı. Savaşın kurbanlarına kucak açan ülke olmak! Yıllar boyunca bu mültecileri ülkesine kabul etmiş, kendi vatandaşlarını işsiz bırakmak pahasına bunlara iş ve aş vermiş, kendi vatandaşlarını ezmek pahasına da olsa bu insanlara sağlık, eğitim hizmeti vermiş, kendi insanlarını açıkta bırakmak pahasına bu insanlara barınma sağlamış... Tüm bunlar için ekonomisinin en zor zamanlarında bile en az 50 milyar dolar harcamıştı. Bu babayiğitliği yapacak dünyada başka ülke muhtemelen yoktu ve bu Türkiye’ye büyük bir ahlaki kazanç, en aşağılık ülkenin gözünde bile büyük bir saygınlık sağlıyordu. Üstelik de Türk hükümeti bu kişilere yönelik muhalif çıkışlara her zaman tepki gösteriyor, hükümet yanlısı kalemler, aydınlar(!) Suriyelilere fazla yüz verildiğini söyleyen herkesi faşistlikle suçluyorlardı. Türkiye gerçekten de gücünden büyük bir iş yapıyordu. Zaman zaman bu sığınmacıları tehdit unsuru gibi kullanıyor olsak da insanlık dışı bir yola asla tevessül etmemiş, bu 4 milyon insanı bir “silahsız kuvvet” gibi asla kullanmamıştık. Oysa geri kabul anlaşmasının şartlarına Avrupa uymadığı zaman sınırları açabilirdik... Türk vatandaşlarına söz verilen vizesiz seyahat hakkı tanınmadığı zaman mülteci kartını çok rahat ve haklı biçimde oynayabilirdik. Tüm bunlara rağmen bunu yapmadık. Tüm dünyaya karşı bu “ahlaki üstünlüğümüzü” koruduk. Kan içip kızılcık şurubu içtik deme pahasına. Ve dün bu ahlaki üstünlüğe en çok ihtiyaç duyduğumuz anda çok yanlış bir adım attık. Büyük bedel ödeyerek elde ettiğimiz 10 yıllık üstünlüğümüzü, 1 gecede yitirdik. “Esad katilinden koruduğumuzu iddia ettiğimiz” kişiler şimdi kışın ortasında derme çatma botlarla, soğuk denizlerdeler. Bir yandan Suriyeli sığınmacılara tepki göstermeyin sakın çağrıları yapıp, bir yandan bunu yapmaya ben bir isim veremiyorum... Bu fikir kimden çıktı bilmiyorum. Ama bu kararı alanlara söylettirdiği şudur: “Bugüne kadar sığınmacılarla ilgili söylediğimiz hiçbir şeyde samimi değildik.” ***

Hay sizin ağzınızdan çıkana

Perşembe gecesinden beri durup durup ağlıyorum. Zaten sulugözlü bir adam sayılırım ama bu sefer işi abarttım galiba. Ya da abartan ben değilim fakat duruma uyum sağlamaya çalışıyorum. Ancak ağlamamak elde değil. Şehit verdiğimiz evlatlarımızın kimlikleri açıklandıkça, aile fotoğrafları ya da arkalarında bıraktıkları sosyal medya paylaşımları ortaya çıktıkça bazen katılacak gibi oluyorum. Türkiye’nin her yerinden, her ilden, her bölgeden gencecik Mehmetler. Öyle bazı sözde dinli özde imansızların ekrana çıkıp söylediği gibi değil bu işler. “Kayıp falan yok, yer değiştirdiler, nasıl olsa bir gün hepimiz yer değiştireceğiz” diyenler. Madem öyle siz gidin oralara, kendi evlatlarınızı yollayın. O aslan gibi çocukları artık anaları, babaları, eşleri evlatları, göremeyecek. Keşke onlar değil de, siz yer değiştirseniz. Keşke biz de siz ekran kahramanlarını göremesek.   ***

Themis

Adalet saraylarında adaletin adının geçtiği her yerde gördüğünüz bir elinde kılıç, bir elinde terazi olan, gözleri bağlı hanımefendinin kim olduğunu hiç merak ettiniz mi? Mutlaka edenleriniz ve bilenleriniz vardır. Etmeyenler ve bilmeyenler için söyleyeyim, o bir eli kılıçlı, bir eli terazili kadın Tanrıça Themis’tir. Uranüs ve Gaia’nın kızı, Zeus’un (Deyyuz’un değil) eşlerindendir. Adaleti ve düzeni temsil eder. Elindeki terazi adaleti, kılıç yasaların caydırıcılığını… Gözleri ise bağlıdır. Hep söylendiği gibi gözlerinin bağlı olmasının nedeni, yolsuzlukları, hırsızlıkları, haksızlıkları görmesin diye değil, adil olsun diyedir. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hiç değilse devlet televizyonunda şehitlere hakaret edilmediği zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Avukat Emine Rezzan Aydınoğlu görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Avukat Emine Rezzan AydınoğluTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 4, 2025