İstanbul 19°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Sahibinden.com mu!

  • Çiçek bile koparamayanlar

  • İçinizde yolda Togg gören kaç kişi var!

  • Suudi takımlarına gitmeyin uyarısı

  • Acelen ne İsmail

  • Soru cevap videoları yayında

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Sahibinden.com mu!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 15, 2023

Yazı İçeriği

  • Sahibinden.com mu!

  • Çiçek bile koparamayanlar

  • İçinizde yolda Togg gören kaç kişi var!

  • Suudi takımlarına gitmeyin uyarısı

  • Acelen ne İsmail

  • Soru cevap videoları yayında

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Çiçek bile koparamayanlar

Ana iktidar ile ana muhalefet git gide birbirinin kopyası oldu diyorum, onlar da bunu kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Özellikle de ana muhalefet.

Seçimlerden önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan sanki Türkiye’yi 21 yıldır başkası yönetiyormuş gibi, yapıp değişimden söz edince, bu köşede “AK Parti 21 yıllık CHP iktidarını devirmek istiyor” diye yazıp, inceden dalga geçmiştim.

Şimdi de aynı yolu Kemal Kılıçdaroğlu izliyor.

CHP’de bir değişimden söz ediyor ama kendisini kapsamayan bir değişimden.

Her iki partinin liderliğinde de aynı metot, aynı taktik, sanki aslında aynı danışmandan fikir alıyorlarmış gibi.

Yapacak bir şey yok.

Gülüyoruz artık.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine muhalif medya ile ilişkisi de giderek iktidarın muhalif medya ile ilişkisine benzemeye başladı.

Son olarak “kalemini satanlardan” söz etti Kemal Bey.

Kimileri alındı, kimileri tepki gösterdi, kimileri ise sustu.

Açıkçası ben kendi adıma Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu konuda haksız bulmuyorum.

Memlekette medyanın hali bir felaket ve ben bunu uzun zamandır dile getiriyorum.

İktidar medyası zaten malum.

Kamu kaynakları ile “satın aldırılan” medya grupları, iktidar kontrolüne geçen medyaya atanan ve oradan oraya gezdirilen yöneticiler, TRT’ye yönetim kurulu üyesi yapılan tetikçiler, kamu kontrolündeki şirketlerden buralara reklam adı altında aktarılan paralarla yaratılan haksız rekabet, bu kanallarda izlenmeyen programlar ve dizilerin yapımcılarına ödenen milyarlar. Geçtiğimiz 15 yılda bunlara fazlası ile tanık olduk.

Buradaki gazeteci arkadaşlarımıza bir şey söylemek istemem ama buralardaki sözde yöneticiler ve sözde yazarları meslek erbabı saymak bile hatalı.

Peki, muhalefet tarafında durum farklı mı!

Bana göre tek fark kaynak azlığı. Bu nedenle de mali açıdan biraz daha “kıtipiyoz” olmaları. Ama mantık, mantalite çok da farklı değil.

Seçimden önce de söyledik, muhalefet medyasında da bir iktidar hazırlığı var idi. Kim hangi kurumun başına geçecek, kim el değiştirecek medya patronunun neresine oturacak, kim nerede yönetici, kim nerede yazar yapılacak bunları konuşmaya başlamıştı bile birtakım muhalif gazeteciler. Medya düzeni değişmeyecek medyadaki “düzenler” değişecekti. Planlanan, arzulanan buydu.

Hatta iktidar medyasından kimi patron, kimi yazar düzeyinde bazıları da seçim sonuçlarından endişeli oldukları için muhalefete yanlamaya başlamış, “düzenlerinin” de değişmemesi için muhalefet içindeki “elemanları” ile temasa geçmişlerdi bile.

Bu yüzden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün “satılık kalemlerden” söz ediyorsa, bir bildiği vardır.

Ve şu ana kadar CHP’den veya CHP’ye yakın kaynaklardan hangi kanala kaç lira kaynak aktarıldığını, bu kaynakların kimler tarafından nasıl paylaşıldığını, hatta sahibi belirsiz bazı televizyonların sahibi ya da sahiplerinin kimler olduğunu topluma anlatarak işe başlayabilir.

Hatta benim sorduğum “Her yer Erdoğan afişleri ile dolu. CHP’nin reklam kampanyası yok mu, var ise bu paralar nereye harcandı?” sorumun yanıtını öğrenip, bizlerle paylaşabilir.

Bu soruyu yandaki videoda daha detaylı bir biçimde soruyorum.

Sahi, CHP’nin neredeyse yarım milyar lirayı bulan reklamları nereye harcandı!

Bilen var mı!

Seçimden bu yana CHP’yi tartışıyoruz da, niye merkez sağı hiç ama hiç tartışmıyoruz.

Bugün Türkiye siyasetinde asıl başarısız olan, asıl çöken, asıl beklentileri karşılamaktan uzak kalan taraf merkez sağ değil mi!

Sonuçta öyle veya böyle CHP, Avrupa’daki sol partilerle üç aşağı beş yukarı aynı oyu alıyor ve sosyal demokrasi Avrupa’nın pek çok ülkesinde oylarını arttırmaktan uzak.

Peki ya merkez sağ ve hatta İslamcı sağ?

Merkez ya da merkeze yakın sağdaki siyasetçilerin büyük bölümü biraz parlar parlamaz AK Parti’nin ya da AK Parti liderinin cazibesine kapılıp, bu partinin ve bu liderin saflarına katılıyorlar.

İYİ Parti gibi direnmeyi başaranlar ise bir türlü beklenen patlamayı yapamıyorlar. Yüzde 19 ila yüzde 9 arasında dalgalanan bir oy potansiyeli ile tutarsız bir parti olarak göze çarpıyorlar.

Demokrat Parti denilen oluşum ise neredeyse yok hükmünde kalıyor.

Ya Gelecek ya DEVA.

AK Parti’den büyük laflarla ayrılan bu iki partinin halini niye hiç kimse konuşmuyor.

“İstesek AK Parti’den 100 milletvekili koparırız” diyen bu iki partinin liderleri bırakın milletvekili koparmayı, AK Parti’nin bahçesinden çiçek dahi koparamıyorlar.

Şimdi hep beraber CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na kızıyoruz.

Peki bunların rezaletine niye hiç değinen yok.

Belki de Kılıçdaroğlu’nun hatası CHP’yi toparlamakla uğraşacağına, sağı toparlamaya çalışmakla çok vakit kaybetmesi oldu.

Kendisine kızgınlığımız biraz da bu yüzden.

İçinizde yolda Togg gören kaç kişi var!

Seçim bitti, Togg’lar Bakanlar yeniden Mercedes’lerine döndüler, artık yerli ve milli elektrikli otomobilimizi fotoğraflarda bile göremez olduk.

Togg üretime başlayalı 9 ay, satışlara başlayalı 4 ay oldu.

Siyasetçilerin söylediklerini ciddiye alırsak, şimdiye kadar 70 bin civarı, Togg yönetimini ciddiye alırsak bugüne kadar 3 bin kadar aracın satılmış ya da sahiplerine ulaşmış olması gerekiyordu.

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) verilerine göre Mayıs ayı itibarıyla sahibine ulaşmış Togg otomobil sayısı 306 idi.

Planlamaya göre ise Mart’ta 170, Nisan’da 170, Mayıs ayında ise 1370 olarak toplamda 1710 aracın sahiplerini bulmuş olması gerekiyordu. Haziran’da ise bu sayıya 1300 civarında bir araç eklenmiş olacaktı.

Son durum ne bilmiyoruz.

Ancak Mart ayından bu yana ben gözümle canlı canlı tek bir Togg bile görmedim yollarda.

Üretim ne durumda, kaç kişiye otomobili teslim edildi, teslim edilen araçlardan memnuniyet ne düzeyde, arıza var mı yok mu, hiçbirini bilmiyoruz.

Bu soruların yanıtlarının bir bölümünü fabrikayı ziyaret edip gezen Alman gazetecilerden öğreniriz belki.

Bir bölümünü bu yazıya kızıp yapılacak açıklamadan.

Suudi takımlarına gitmeyin uyarısı

Futbol dünyasının yeni “hovardası” Suudi Arabistan.

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar falan derken son birkaç yılda futbola petrodolar saçanlar arasına Suudiler de girdi. Hem de ne giriş.

Sadece Fransa ve İngiltere’de takım satın alarak değil, kendi liglerini de heyecanlı hale getirmek için süper oyunculara görülmemiş paralar ödeyerek.

Christiano Ronaldo’yu yıllık 250 milyon avroya Suudi Arabistan’a götüren futbol aklı, Kerim Benzema’yı da yıllık 200 milyon avroya yakın bir bedelle aynı lige götürdü.

Herkes Messi’nin de yıllık 500 milyon avroluk teklife hayır diyemeyeceğini ve Suudi ligine gideceğine düşünüyordu. Messi’nin Suudi Arabistan seyahatleri ve ülkenin marka elçisi olması da bu inancı kuvvetlendiriyordu. Suudi Arabistan’a gideceği konuşulan diğer oyuncular arasında Koulibaly, N’golo Kanté, Aubameyang da vardı.

Ancak Suudi Arabistan liginin futbolcular için o kadar da parlak bir gelecek oluşturmadığına ilişkin şüpheler giderek artıyor.

Dünya üzerinde yaklaşık 65.000 oyuncuyu kapsayan futbolcu sendikası FIFPRO, Suudi Arabistan’a gitmeyi planlayan oyunculara yönelik bir uyarı yaptı ve “Suudi Ligi’nde ücretler ödenmiyor” açıklaması yaptı.

Şu ana kadar Suudi Liginde oynayan 50 yabancı oyuncunun toplamı 100 milyon dolara yaklaşan davalar ile karşı karşıya olduğunu duyurdu.

Ödeme yapmayan kulüpler arasında Ronaldo’nun Al Nassr takımı ve ligin dört büyüğü olarak bilenen Al İttihad, Al Ahli ve Al Hilal de var.

Bu arada bu kulüplerin hepsinin sahibinin, aynı zamanda İngiltere’de Newcastle’in da sahibi olan Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu olduğunu da hatırlatayım.

Acelen ne İsmail

Yeni kurban, yeni hedef Eda Ece isimli genç oyuncu.

Neymiş, deprem bölgesine seçim sonuçları üzerinden sitem etmiş.

İktidar mensuplarının kızmasını bir nebze olsa anlarım da, İsmail Saymaz gibilerin kızmasını hiç ama hiç anlamam.

Sevgili İsmail, sen ve senin çevrende aynı hissi yaşayan başkaları yok muydu, seçimden sonra muhalif düşünceye sahip pek çok kişi aynı şeyleri hissedip söylemedi mi!

Bu söylemlere karşı ben buradan “Depremzedelere kızmayın. Depremden ötürü siyasi duruş değiştirme gibi bir zorunlukları olmadığı gibi, yaraları iktidarın gücünün daha hızlı saracağını düşünmüş olabilirler. Üstelik o bölgede çok sayıda Suriyeli seçmen de var” demek zorunda kalmadım mı!

Pek çok kişinin içindeki, aklında duyguyu seslendirdi diye bir genç kızı linç edenler kervanına katılmak için acelen ne İsmail.

Soru cevap videoları yayında

Fatihaltayli.com.tr’nin iletişim adresine yolladığınız soruların bir bölümüne, haftada birkaç kez videolu yanıtlar vereceğim.

Bu iletişim adresini düzenli olarak takip eden ve yanıt veren Emre ve Zeynep o soruları bana aktaracak, ben de yanıtlayacağım.

Kimi zaman siyaset, kimi zaman başka konularla ilgili sorulara aklımın yettiği, bilgimin elverdiği ölçüde cevap vermeye çalışacağım.

Bugünkü yanıtları aşağıdaki videoda bulabilirsiniz.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Olmanın yolunun olmaya çalışmaktan ettiğini anladığımız zaman

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025
"Oyunculukta mesele ödül olmamalı" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Bige Önal"Oyunculukta mesele ödül olmamalı"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 01:04 Annesi ve babası nasıl insanlar? 02:13 Ailesinin yaklaşımından ne gibi şeyler kazandı? 03:08 Manken bir annenin kızı olmak nasıl? 05:12 Kadınlar için yazılan rollerin azlığı hakkında ne düşünüyor? 06:35 Anne olmadığı halde bir anne rolünü oynamak nasıl bir tecrübeydi? 08:13 Canlandırdığı rollerle ödül kazandığında nasıl hissediyor? 08:57 İlk oyunculuk deneyimi nasıldı? 11:50 Ona gelen rolleri neye göre isteyip istemediğine karar veriyor? 13:55 "Bir Başkadır" ile platformlarda boy göstermek nasıldı? 15:01 Dizide çalışma temposu 17:44 Türkiye'de kadınların ruh halini nasıl görüyor? 18:55 "Buradayım İyiyim" seyirciyle ne zaman buluşacak? 19:33 Kadın izleyicilerden rolle ilgili ne gibi dönüşler aldı? 21:18 Bir oyuncunun birilerinin elinden tutması onun için bir görev midir? 22:34 Projelerin türlerinin farklı olması onu etkiliyor mu? 24:19 Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer'le çalışmak nasıl bir his? 26:13 İleride yönetmenlik veya yapımcılık yapmayı düşünüyor mu? 27:20 Aklının bir köşesinde yapmak istediği bir hikaye var mı? 29:02 Sektörde kuşaklar arasında ne gibi farklar var? 31:05 Bir yere gittiğinde tanındığında şaşırıyor mu? 31:40 Sektörde bizi iyi yapan şey nedir? 32:15 Sosyal medyayla arası nasıl? 33:12 Yakında ne gibi projeler bizi bekliyor? 33:58 Kapanış
Ekim 19, 2025