Verdiniz yetkiyi, gördünüz etkiyi tablosu

Oturdum uzun uzun ekonomi yazdım.

Niye IMF programı uygulanmadığından, kamunun tasarruf etme ve kamu harcamalarının şeffaflaşmasının niye istenmediğinden, devletin lüks ve şatafattan vazgeçmemesinden, KOİ’lere bu yıl dolar bazında yapılacak artışla maliyetin nerelere geleceğinden, KKM’nin kur artışı sonrası Devlet’e vergi verenlere bindireceği yükten falan söz ettim.

Sonra vazgeçtim.

Kimin umurunda ki?

Daha basit bir şey yapmaya karar verdim.

Yurtdışından yolcu beraberinde getirilen telefonların Türkiye’de sisteme kayıt ücretlerinin seyrini hatırlatmaya karar verdim.

Belki o zaman Türkiye’nin halini daha iyi anlar herkes diye.

Bakın yıllara göre bu ücret nasıl bir seyir izlemiş:

2012: 100 TL

2013: 115 TL

2014: 119,5 TL

2015: 131,5 TL

2016: 138,5 TL

2017: 149,5 TL

2018: 500 TL

2020: 1.838 TL

2021: 2.006 TL

2022: 2.732 TL

2023: 6.091 TL

2023: 20.000TL

Fazla söze hacet yok herhalde. 12 satırlık bu tablo her türlü ekonomi yazısının ve derin analizin fevkinde bir gösterge. En aptalın bile anlayacağı kadar net ve sarih, kimsenin itiraz edemeyeceği kadar gerçek ve yoruma kapalı.

Ama açık söyleyeyim müstahak.

Yetkiyi verip, etkiyi görenler memnun.

Dün baktım da, bu vergilere itiraz eden pek yok. Yüksek vergi uygulaması başlamadan komşu ülkelere gidip telefon almaya çalışan çok.


Aziz Yıldırım’dan samimi açıklama

Önceki Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın FETÖ’nün bugün hâlâ her yerde etkin olduğu yolundaki sözlerine yüzde yüz katıldığımı yazdım ve “Aziz Bey, madem bu FETÖ’yü bu kadar iyi biliyordunuz da, şimdi hepsi kaçak ya da hapiste olan FETÖ’cü hakim ve savcıları niye kulübünüze üye yapıp, üye kartlarını bizzat elinizle götürüp verdiniz? Niye bu heriflerle Fenerbahçe tesislerinde aynı takımda maç yaptınız?” diye sorunca, dün Aziz Bey aradı.

Ne yalan söyleyeyim, sesini özlemişim.

FETÖ’cü hakim ve savcıların Fenerbahçe Spor Kulübü’ne üye olma hikayesini anlattı:

“Bir davam vardı ve bunun için Beşiktaş’taki Adliye’ye gitmiştim. İşim bitti, çıkacağım, başkanım sizinle tanışmak isteyen hakim ve savcılar var dediler. Hakim, savcı bizim için Devlet’i temsil ediyor. Tabii dedim. Bir odaya gittik. İçerde bildiğin adamların hepsi. Fikret Seçen. Zekeriya Öz, kim varsa.

Tanıştık, hasbıhal ettik. Zekeriya Öz Galatasaraylı imiş, diğerleri Fenerbahçeli.

‘Başkanım maçlara bilet bulamıyoruz’ diye yakındılar.

Ben de hallederiz dedim. Her kaç bilet istemeye başladılar. Biz de yolluyoruz. Mesele de değil. Sonuçta Devlet’in adamları. En çok bilet isteyen de Zekeriya Öz. Yahu bu adam Galatasaraylı, bu kadar bileti niye istiyor falan diye de düşünüyorum.

Sonra dediğin gibi bunlar gelip bizim tesislerde bir maç yaptılar. Belediye tesislerinde de bir maç oldu. Ben oynamadım hiçbirinde. Saha kenarında idim. Ama yapıldı o maçlar, doğru.

Bu arada Fenerbahçeli olanlar kulübe üye olmak istediler. Onu da yaptık. Sizinkiler de yaptı. Zekeriya Öz de Galatasaray’a üye oldu.

Ama emin ol, bizim aklımızda o zaman FETÖ METÖ yok.

Benim için o tarihte bunlar Devlet’in savcısı, milletin hakimi. Daha ötesini söyleyeyim. Bunların Zekeriya Öz hariç hepsi içkisini içen, dindar olduğunu göstermeyen adamlar. Aklımızdan bile geçmedi bunların FETÖ’cü olduğu.

Sonra bir baktık ki, bize yapılan kumpasın içinde bunlar var.

Ama emin ol ben bunları Devlet’in adamı diye tanıdım. Devlet’in adamı diye kulübe üye yaptım.

Bakan şunu da söyleyeyim. Pişman mıyım? Değilim.

Bugün olsa yine yaparım.

Niye?

Çünkü biz bilemeyiz kim kimdir. Devlet bilir.

Devlet onu oraya koyduysa biz saygı gösteririz.

Bu kişiye değil, devlete saygıdır.

Devlet’i yönetenler oraya yanlış kişiyi koymuşsa, bunun sorumlusu ben olamam. Soruyorsunuz ya ‘Bu FETÖ’cüleri nasıl üye yaptın?’ diye.

İşte böyle yaptım. Gerçekten bilmiyordum bunların FETÖ’cü olduğunu. Ben onları Devlet zannediyordum.”

Sonrasında biraz da güncel durumdan söz ettik.

Yeniden Fenerbahçe Başkanlığı gibi bir rüyası, hayali olmadığı anladım.

“Onca imkana rağmen kulübün bu kadar kötü yönetilmesine üzüldüğü için” bir şeyler söylemek ihtiyacı hissetmiş.

“Gezip eğleneceğim, keyif yapacağım bir zamanda ne işin var da çıkıp konuşuyorsun diye kızıyorum bazen kendime ama Fenerbahçe içimize işlemiş bir kere. Fenerbahçe iyi değilse, şahsi imkanlarımız ne olursa olsun gülüp eğlenmemiz mümkün değil. Bu yüzden çıkıp, tüm Fenerbahçelilerin üzüntüsünü, sıkıntısını anlatıyorum.”

Anladığım kadarı ile Fenerbahçe’de mevcut durumdan mutsuz olan, kızan herkes Aziz Bey’e koşuyor. O da bunu dert edinip, konuşuyor.

Kendisini uygun bir zamanda Teke Tek’e davet ettim. Güldü.

“Habertürk’te değilsin artık değil mi?” diye takıldı.

Ben de güldüm.


En büyük parası 7 dolar

Yazdım yine yazayım. 

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 200 TL’lik banknotları çıkardığı 2009 yılında 200 TL’lik banknot ile 132 dolar satın alınabiliyordu. 

Bugün aynı 200 TL ile yaklaşık 7,5 dolar satın alınabiliyor. 

Bugün 132 dolar değerinde bir TL banknot çıkarmak isteseniz 3500 TL’lik banknot basmanız gerek. 

Dolar enflasyonunu da ekleseniz 4500 TL’lik banknot lazım aslında. 

Hadi onu geçtim. 

Bari 500, 1000 ve 2000 TL’lik banknotlar basın. 

En büyük parası 7 dolar olan bir ülke hiç olmamıştık.


Bir özür de benden

Hikmet Çetin’e niye ‘Hikmet Abi” dediğimi ve kendisine niye büyük saygı ve sevgi beslediğimi bir kez daha anladım.

Kendisi ile bayramda yaptığımız telefon konuşmasından bazı kesitler aktardım önceki gün.

Belli ki, benim bunları yazmam CHP yönetiminden kendisine bazı sitem ve eleştiriler gelmesine neden olmuş.

Çetin bugünün tipik bir siyasetçisi gibi davranıp, “Ben öyle bir şey demedim. Fatih Altaylı uydurmuş” diyebilirdi.

Çünkü elimde ne kayıt vardı ne de bir belge.

Hikmet Abi beni yalanlardı ve onun sözüne karşı benim sözüm ortada kalırdım.

Ama o böyle yapmadı.

“Maksadını aşan sözler söylemiş olabilirim. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim.” dedi.

Sevgili Hikmet Abi, bunları yazarak seni zor duruma düşürdü isem ben de senden özür dilerim.

“Fatih, bunlar ardamızda” deseydin, emin ol yazmazdım.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Algı ile bir devleti yönetemeyeceğimizi anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları