Siz bunları muhalefet mi zannediyorsunuz!

Yazdığımız zaman bazıları çıkıp “Muhalefete muhalefet ediyorsunuz” diye bizi suçlayıp, bir taraflarını yırtıyor.

Ben ise “Bunlar mı muhalefet” diyorum yıllardır.

Sözde muhalefetin mensupları da, sağ olsunlar, beni haklı çıkarmak, doğruyu söylediğimi kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bakın artık hepiniz görüyorsunuz, “sarı muhalefet” TBMM’de yok.

Yüzsüzlük o safhaya geldi ki, kendi verdikleri önergelerin görüşmelerine bile katılmıyorlar.

Temmuz ortasında “TBMM çalışmaya devam etsin” önergesi verdiler. Önerge iktidar ortaklarının oyları ile reddedildi. Muhalefet partilerinden 45 milletvekili oylamaya katılmadı. Katılsalardı, reddedilemeyecekti.

Rezillik ayyuka çıkınca Mustafa Sarıgül çıkıp özür diledi.

Özür dilenince, bu rezalet bir daha yaşanmayacak diye düşünürsünüz değil mi!

Ardından Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin 2 kez alınmasını öngören yasal düzenleme TBMM’ye getirildi iktidar tarafından.

Muhalefet yine ortalarda yoktu. Yasa iktidar partilerinin oyları ile TBMM’den geçerken CHP’den 69, YSP’den 40, İYİ Parti’den 22, aslında Meclis’te oturumlara katılım açısından en iyi sicile sahip Saadet Partisi’nden 14, Demokrat Parti’den 2, HDP’den 2, EMEK Partisi’nden 2, TİP’ten 1 milletvekili oylamaya teşrif buyurmadı. 278 oyla kabul edilen yasanın görüşmelerinde 120 vekil ret oyu verdi, 200 vekil ise görüşmelere katılmadı. Bu arada 1 CHP’li de evet oyu verdi. Hatırlatayım.

Ve geldik önceki güne. Akbelen’de haftalardır süren orman katliamının CHP’nin önergesiyle TBMM gündemine alınıp alınmayacağı karara bağlanacaktı. Meclis görüşmesi talebi iktidar ortakları AK Parti ve MHP’nin 279 oyu ile reddedildi. Muhalefet 242’de kaldı.

Aradaki fark 37 oydu ve o gün TBMM’de 37 muhalefet milletvekili yer almamıştı. CHP’den 6, İYİ Parti’den 6, DEVA’dan 3, TİP’ten 2, neredeyse hiçbir oylamada ortada olmayan Demokrat Parti’den 2, DBP’den 2 ve HDP’den 1 milletvekili oylamaya katılmadı. Katılmama rekoru ise adında “Yeşil” olan YSP’de, Yeşil Sol Parti’de idi. “Çevreci ve ekolojik” partinin 15 milletvekili ortada yoktu. Allah var, Saadet ve Gelecek tam kadro TBMM’deydi.

Gelselerdi belki de Akbelen Orman Katliamı TBMM gündemine gelebilecekti.

Ve bazıları şimdi yine bana kızacak “Muhalefete muhalefet ediyorsun” diye.

Allah aşkına ortada bir muhalefet mi var!

Bunlar sosyal medya muhalefeti bile değil.

Sorsan “Katılsak da sonuç değişmeyecekti” diyeceklerdir.

O zaman seçime de girmeyin kardeşim.

Seçilseniz de sonuç değişmiyor.


Sankara

Siyasal İslamcı kalemler son günlerde Afrika’da olan bitenleri ele alıyor, burada emperyalizme ve Batı’ya karşı tavır alan Afrikalı siyasetçileri övüyor, yere göğe koyamıyorlar.

Aynı kalemlerin büyük bölümünün emperyalizme karşı ilk bayrak açan ve ilk kazanan adam olan Mustafa Kemal Atatürk’e karşı olan tutumlarını ise söylemeye gerek yok zaten biliyorsunuz.

Beni en çok güldüren ise bazılarının Burkina Faso’nun 1987’de katledilen lideri Thomas Sankara’yı örnek gösterip övmeleri oluyor.

Sankara gerçekten övülecek ve örnek gösterilecek bir liderdi ve 37 yaşında muhtemelen bir Fransız organizasyonuyla en yakınları tarafından katledildi. Sankara iktidara geldiğinde ülkenin adı Yukarı Volta idi. Bunu “onurlu insanlar ülkesi” anlamına gelen Burkina Faso’ya çevirdi. Afrika Birliği’nin fikir babası oldu.

Okuma yazma seferberliği başlattı. Okur yazarlık oranını yüzde 13’ten yüzde 75’e çıkardı. Milyonlarca çocuğu aşılattı.

Ulusal verimliliği arttırma programları başlattı. Tarımsal üretimi birkaç yıl içinde yüzde 150 oranında arttırdı.

Kadın sünnetini, kadınların zorla evlendirilmesini ve çok eşliliği yasakladı, kadını iş yaşamına soktu.

Ve bu siyasal İslamcıların söylemediği ne yaptı, biliyor musunuz!

“İtibardan tasarruf olur” dedi.

Kendi dahil tüm bakanların Mercedes marka makam araçlarını sattı. Ülkedeki en ucuz araç olan Renault 5’leri zorunlu makam aracı yaptı.

Sizce bu Sankara kime benziyor!

Bizim siyasal İslamcıların sevdiklerine mi, yoksa başka birine mi!


Açıklamayan şerefsizdir

Sayın Kılıçdaroğlu, seçim öncesinde de, seçimden sonra size yönelik eleştiriler başladığında da, sürekli tekrarladığınız bir iddianız, bir ithamınız vardı.

“Bazı gazetecilerin Beşli Çete dediğiniz müteahhit grubundan para ve avanta aldığını, bu nedenle size karşı çıktığını, muhalif görünümlü kimi gazete ve gazetecilerin iktidarla işbirliği içinde olarak organize biçimde sizi eleştirdiğini” iddia ettiniz.

Parti koridorlarında “Dekontlar havalarda uçuşuyor” diyordunuz.

O günlerde bu dekontların havalarda uçuştuğu iddianıza inanıp, suçlamalar yapan bazı gazeteciler de daha sonra bu dekontlardan pay almakla suçlandı.

Sayın Kılıçdaroğlu, Kemal Bey…

Sürekli tekrarladığınız bu iddianızın somut bilgilere dayandığını zannediyorum, en azından umuyorum.

Bu isimleri toplumla paylaşmaya mecbursunuz.

Böyle satılmış ve satılık gazeteciler var ise bunları bilmek toplumun hakkı.

Bu isimleri açıklayın. Herkesi töhmet altında bırakma hakkınız yok.

Açıklamayan şerefsizdir!


Akaryakıtta dediğime doğru

Haftalar önce “2013 yılında Türkiye’de dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorduk. Litre fiyatı 2,6 avro idi. Mehmet Şimşek’in hayali o günler” demiş ve günkü kur üzerinden benzinin 68 TL’ye kadar çıkabileceğini yazmıştım.

Siz de haklı olarak “Yuh, daha neler” demiştiniz.

Bugün itibarı ile benzin fiyatı 37 TL’ye dayandı.

Diesel fiyatı 37 TL’yi aştı.

Seçimden önce 18 TL olan diesel yakıt 2,5 ayda 20 TL’ye yakın artış gösterdi, yüzde yüzden fazla fiyat arttırdı.

Ve siz hâlâ yılsonu enflasyonunun yüzde 58 olacağına inanıyorsunuz öyle mi!

İnanmaya devam edin!


Irkçı taksiciler

Taksi tarifelerine yapılan zam taksicileri memnun etmemiş.

Kullanıcılar ise zammı fazla buluyorlar.

Bana göre yapılan zam normal.

Akaryakıt fiyatları bu denli hızlı artarken, otomobil fiyatları ağır vergiler nedeni ve TL’nin değer kaybı nedeniyle bu kadar yüksekken, araç bakım maliyetleri ve fiyatları altından kalkılamaz hale gelmişken taksilerdeki fiyat artışı gayet normal hatta belki az bile.

Ama zaten bu durum bizi ilgilendirmiyor.

Çünkü bu durum taksiciler ile Arap turistler arasında bir mesele.

Taksicilerin büyük bölümü, özellikle de Taksim, Mecidiyeköy, Sultanahmet, Çemberlitaş, Beyazıt civarında konuşlanmış bir grup aleni bir ırkçılık içinde, açık renk tenli müşteri kabul etmiyorlar.

Taksi fiyatı kaç lira olursa olsun, biz Türklerin bu taksilere müşteri olarak kabul edilme olasılığı çok ama çok zayıf.

O yüzden UKOME taksi tarifelerini dolar ya da Riyal cinsinden belirlerse daha iyi olur.

Meselenin biz Türk vatandaşları ile pek alakası yok.

Tabii vatandaşlığı para ile satın alanlar hariç.  


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Komşunun tavuğunu kaz zannetmediğimiz zaman.

Erişilebilirlik Araçları