Adalete güven için o mezar açılmalı

Münevver Karabulut cinayeti ve Cem Garipoğlu Davası, avukat Rezan Epözdemir ile tanışmamın sebebiydi.

Münevver Karabulut, vahşi bir cinayete kurban gitmişti, tüm delillerin işaret ettiği katil zanlısı Cem Garipoğlu ise varlıklı ailesi tarafından kaçırılmış ve sırra kadem basmıştı.

Ben de o günlerde yayın hayatına yeni başlamış ve hızla o günlerin en çok satan gazetesi Hürriyet’i satış ve etkinlikte yakalamayı başarmış Habertürk gazetesi ile Cem Garipoğlu’nun yakalanması için kampanya başlatmıştım.

Cem Garipoğlu, 200 güne yaklaşan kaçaklığın ardından yapılan pazarlıklar sonucu gelip teslim olup dava başlayınca ben de Karabulut ailesinin avukatlığını üstlenen Rezan Epözdemir ile tanıştım. Genç, heyecanlı, işine candan bağlı bir avukattı.

Dava, Rezan’ın da gayretleri ile sanığın alabileceği en yüksek cezayı alması ile sonuçlandı.

Cem Garipoğlu ise 2011 yılında mahkum olduktan 3 yıl sonra, cezaevindeki 1.849. gününde, 2014 yılında intihar etti.

O günden beri intihar mı etti, kaçırıldı mı tartışmaları bitmedi ve son olarak Münevver Karabulut’un babası feth-i kabir yani mezarın açılarak mezarda yatan biri olup olmadığının incelenmesini ve yatan bir cenaze var ise DNA’sının alınarak Garipoğlu’nun DNA’sı ile karşılaştırılmasını istedi.

Türk yargısı peş peşe aksi yönde kararlar verince şüpheler arttı ve konu tartışılmaya başlanınca ben de geçtiğimiz cumartesi günü, Rezan Epözdemir ile fatihaltayli Youtube kanalında bir röportaj yaptım.

1 saatlik röportaj hafta sonunda 1 milyon 200 bin kere izlendi. Tüm medyada tartışıldı ve bana gelen yüzlerce mailin dışında röportajın altına yaklaşık 7 bin yorum yapıldı.

Eğer bir Adalet Bakanı bu yorumları okusaydı, bir saniye bile düşünmeden Karabulut ailesinin talebini yerine getirir ve mezarı açtırırdı.

Çünkü hemen hemen bütün yorumlar mezarın açılması gerektiğini, mezarda yatanın Cem Garipoğlu olduğuna inanmadığını söylüyordu. Kimsenin adalete güveni kalmamıştı. Adaletin Garipoğlu ailesi tarafından satın alındığına inanıyordu. İstisnasız tüm yorumlarda mezarın açılması gerektiği konusunda fikir birliği vardı.

Belli ki, Türkiye’de adalete güvenin yeniden sağlanabilmesi için atılması gereken çok adım var.

İlk adım, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasına izin vermek olabilir.

Tabii mezarda yatanın o olduğu konusunda adaletten sorumlu olanlarda da bir şüphe yoksa.

Yok eğer mezardan başkası çıkarsa.

Seyreyle sen gümbürtüyü…


Niyet başka

Konuyu Cem Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmaması tartışmasından çıkarıp, saçma bir noktaya çekmek isteyen bir grup, mahkemenin cinayet sebebi olarak araştırdığı dört başlığı anlatan Epözdemir’in aktardıklarından yola çıkarak Epözdemir’e antisemitizm suçlaması yapıyorlar.

Buradaki niyet çok açık.

Tartışmayı feth-i kabir talebinden çıkarıp, bambaşka bir noktaya sürüklemek.

Bunun için de program içinden kısa kesitler alıyorlar.

Programın tamamı izlendiğinde Epözdemir’in kastının ne olduğu gayet iyi anlaşılıyor.

Boşuna uğraşmasınlar!


Beterin beteri

Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü yapılması üzerine “Tamer Karadağlı’ya şükredin. Hiç değilse 32 yılda altı oyunda bile olsa tiyatro sahnesine çıkmış, birkaç dizide oynayıp, televizyonda sunuculuk yapmış biri. Ya onun yerine Kartal’daki ünlü okuldan biri atasalardı. Herhalde Genco Erkal’ı atamalarını beklemiyordunuz.” diye yazdım.

Bazı okurlar kızmış.

“Ne alaka. Kabullenmek zorunda mıyız” diye eleştirmişler.

Elbette hiçbir şeyi kabullenmek zorunda değilsiniz, değiliz ama gelin size durumu anlatayım.

MHP’ye yakın olmasına rağmen genel müdürlüğü döneminde Devlet Tiyatroları’nı ideolojik bir anlayışla yönetmeyen genel müdür Mustafa Kurt, AK Partililerin baskısı ile görevden alınma noktasına gelmişti.

Tek sorun yerine atanacak ismin kim olacağıydı.

Kulislerde konuşulanlar yeni genel müdürün, Mustafa Kurt’un yardımcısı İbrahim Aktürk’ün olacağı yolunda idi.

Peki İbrahim Aktürk kimdi!

2022 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcılığına atanan Aktürk’ün bir önceki görevi Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü idi.

Sizin de tahmin edeceğiniz üzere imam hatip Lisesi mezunu idi ve Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı olmadan önce bir tiyatro oyununa izleyici olarak gidip gitmediği bile şüpheli idi.

Ve Devlet Tiyatroları’nda herkes İbrahim Aktürk’ün genel müdür olacağını düşünüyordu.

Ama şimdilik “Bu kadarı da olmaz” dedirtmemek için Aktürk atanmadı ve Karadağlı atandı.

Muhtemelen de Devlet Tiyatroları’nı İbrahim Aktürk yönetecek.

Genel Müdür olarak da taşfırın erkeği ortalıkta dolaşacak!


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Suya düşünce ıslandığını fark etmeyenler osuruktan nem kaptım demediği zaman.

Erişilebilirlik Araçları