Bu kafa ile gelecek planlanır mı!

Önceki gün Youtube’daki sabah programımda Türkiye’nin iyi yönetilmediğini sadece idare edildiğini ve milletin parasının çarçur edilerek devletin zarara uğratıldığını, bu yüzden fakirleştiğimizi anlattım.

Birkaç da örnek verdim.

3. Havalimanının tavan yüksekliğinin bile bir israf örneği olduğunu, bu kadar yüksek tavanlı bir yeri ısıtıp soğutmanın yarattığı gereksiz masrafın sadece havalimanını işletenlere değil, ülkeye de zarar olduğunu söyledim.

Keza yine aynı havalimanına her gün şehirden yolcu götüren binlerce taksinin havalimanı taksi kooperatifindeki 600 aracın sahibinin baskısı nedeniyle boş döndüğünü, havalimanından günde 10 bin taksinin 40 kilometrelik yolu boş dönmesinin 400 bin kilometre yolun boş gidilmesi demek olduğunu ve bu araçlar kilometrede 1,5 TL yakıt tüketse 600 bin TL, yılda 220 milyon TL’nin sokağa atılması demek olduğunu anlattım.

Sadece havaalanı üzerinden daha pek çok örnek verilebilir. Mesela THY’nin yakıt tüketimindeki verilere bile bakabiliriz.

Bunlar ufak şeyler diyenleriniz olabilir ama ufakların toplamı çok büyük israflar yapar. Ama madem istiyorsunuz, size “kötü” değil, “berbat” yönetimin bir örneğini vereyim.

Ankara yakınlarında bir fabrika. Yılda 6-7 milyon ton ürün üretiyor ve bu ürünün tamamı ihraç edilmek üzere an yakın liman olan Derince’ye taşınmak zorunda.

6 milyon ton ürün Derince’ye kamyonlarla taşınmak zorunda. Yıl boyunca her biri 20 ton taşıyan 300 bin kamyon TEM üzerinden malı taşıyor.

300 bin kamyon yaklaşık 300 kilometrelik yolu dolu gidip boş dönüyor. Yılda 180 milyon kilometre yapıyor. Her 100 kilometrede 20 litre yakıt tüketilse varın siz hesaplayın miktarı.

Kamyonlar ithal, lastikleri ithal, yedek parçaları ithal, yaktıkları yakıt ithal, kullanıp eskittikleri yol ithal malzeme ile yapılıp onarılıyor. Bakın savrulan döviz miktarına.

Oysa fabrikaya 12 kilometre mesafeden bir demiryolu geçiyor. TCDD bu fabrikayı, o hatta bağlayacak 12 kilometrelik bir demiryolu döşese 6 milyon ton ürün Derince’ye kadar şimdiki maliyetinin onda biri kadar bir maliyetle taşınacak. Yılda 25 milyon ton taşımacılık yapan TCDD, 12 kilometre hat inşa ederek taşıdığı ürün miktarını yüzde 20 arttıracak. Fabrika taşıma maliyeti azaldığı için 200 milyon TL daha fazla para kazanacak. Devlet daha fazla vergi alacak. Hattın maliyeti 1 yıldan kısa sürede çıkacak. İthalat azalacak. Yerli katma değer oranı artacak. Çevreye verilen zararın azalmasının getireceği mali avantajın ise hesabını yapmak mümkün değil.

Ama bu hat yıllardır yapılmıyor. Niye yapılmıyor belli değil!

Anladınız mı, niye bu devlet yönetilmiyor dediğimi.

Bunu bile düşünemeyen bir anlayışın, geleceğinizi sağlıklı bir biçimde planladığını düşünüyor musunuz!

Düşünmeye devam edin.

Görürsünüz geleceğinizi!


Deprem yardımları KKM getirisi ile faizlendirilsin

Deprem bölgelerinde sorunların bir türlü hal yoluna koyulamadığını, başta Hatay olmak üzere en temel sorunların bile halledilemediğini bölgeden gelen şikayetlerden anlıyoruz.

1999 depremi için “Ben o zaman Ecevit’lere çok yakındım. Devlet deprem bölgesine günler sonra ulaşabildi” deyip de, Ecevit’in depremin ertesi sabahı deprem bölgesinde yaptığı röportaj kendisine gösterildiğinde bile zerre yüzü kızarıp, utanmayanların yüzsüzlüklerinin vekillikle ödüllendirildiği yerde deprem bölgesindeki sorunların sürmesinin haber olmayacağını tahmin edersiniz herhalde.

Aynı yüzsüzlük ve pişkinlik, RTÜK destekli televizyon programında söz verilen milyarların önemli bir bölümünün hâlâ ödenmemiş olmasında da görülüyor.

Ödenmemiş yardımların büyük bölümünün zaten halkın kesesinden yardım sözü veren ve aslında kamu kaynaklarını kamu denetiminden kaçırmaya çalışan kamu kuruluşlarının vaatleri olduğu biliniyor.

Yine çok önemli bir bölümümün, devlete yakın ve son 20 yılın “şanslı iş insanlarının” bağışları olduğunu da öğrenmiş bulunuyoruz.

Devleti idare edenler, canlı yayında söz verdiği yardımları ödemeyen “şerefsizlerin” isimlerini “devlet sırrı” gibi gizli tutuyor.

Dandik muhalefet ise bu isimlerin üzerine gitmemekte kararlı. Konuyu ciddi biçimde gündemine bile almıyor nedense.

Muhtemelen bu yardım vaatlerinin yerine getirilmediğinin farkında bile değillerdir muhalefet liderleri.

Bu arada ben bu meseleyi gündemde tuttukça, söz verdiği yardımları yapmayan bazı kamu ya da kamu kontrolündeki şirketlerin yöneticileri bilgi vermek için beni arıyorlar.

Tek ricaları var, “gizli tutulmak”.

Söyledikleri şu: “Biz bu yardımları söz verdik ama bu yardımlar için aslında genel kurul kararı gerekiyor. Genel kurul yapıp bu yardım miktarları ile ilgili genel kuruldan izin almadan bu paraları ödeyemeyiz. Ödersek başımız belaya girer. Bu yüzden ödemeler gecikiyor.”

Bu açıklama şu anlama geliyor.

Geçen Mart’ta söz verilen yardımlar bu şirketlerin genel kurul zamanları dikkate alındığında ancak önümüzdeki Mart’ta yani 1 yıl gecikme ile ödenebilecek.

Enflasyonun yüzde 100’ü bulduğu bir ülkede bu söz verilen yardımın reel olarak yarı yarıya azalması demek. İnşaat maliyetlerinin bir yılda yüzde 98 arttığı göz önüne alınırsa, yapılan yardımlarla 100 bin yerine 50 bin konut yapılabilmesi demek.

Böyle bir durumda o yardımlara açıklandığı gün ile ödendiği gün arasındaki KKM getirisi kadar “faiz ödenmesi” gerekmez mi!

Aksi takdirde zaten el kesesinden yapılan bu yardımlar, sadakaya dönüşmez mi!


Ben diyorum taka tuka 

Dün Togg ile hemen hemen eş zamanlı olarak kurulan Vietnamlı elektrikli otomobil üreticisinin New York Borsası’nda halka açıldığını ve Mercedes’i, BMW’yi, Ford’u, Stellantis’i, GM’i geçerek 86 milyar piyasa değerine ulaştığını yazdım.

Buna karşın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yanıtımı aldım.

Bakan Kacır bir açıklama yaparak “Şu ana kadar 2 bin kadar Togg’un sahiplerine ulaştığını ve yıl sonuna kadar 20 bin adet Togg üretilmiş olacağını” söyledi.

Bunları konu ile alakası olmayan eski Bakan söylediği zaman şaşırmıyordum ama emin olun Fatih Kacır’ın eğitiminden ve müktesebatından dolayı biraz daha umutlu idim.

Ama bu açıklama umutlarımı kırdı.

Ufuk bu ise söyleyecek fazla bir şey yok.

Güle güle binin Togg’unuza.

Bu arada hâlâ 400 beygir gücünde ve çift motorlu olanın üretimine başlamadığınızın da gözümüzden kaçmadığını söyleyeyim.

400 beygirlik olanı sadece tanıdık devlet başkanlarına hediye etmek için üretiyorsunuz galiba.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Hayali küçük olanın geleceğinin daha da küçük olacağını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları