Doğu Akdeniz’den niye vazgeçtiniz!

Sizler için gerçekten üzülüyorum.

Yazık size yaa!

Çok yazık.

Zannederim dünyada hiçbir ülkede, hiçbir millet bu kadar “kandırılmıyordur”, hiçbir milletin gözünün içine baka baka bu kadar yalan söylenmiyordur.

Ve hiçbir millet kendisine söylenen açık seçik yalanlara karşı bu kadar tepkisiz kalmıyor, yalanları bu kadar kolay kabullenmiyordur. 

Hatırlıyorsunuz değil mi, birkaç yıl önce Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Rum Kesimi dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti ile anlaşan pek çok Batılı petrol firması ve Körfez’deki Müslüman “dostlarımız” hep birlikte doğalgaz arıyorlardı.

Biz ise bu duruma öfkeliydik. Kıbrıs’ta Türklerin de hakları vardı ve bu bölgede Türkiye’nin de egemenlik alanları bulunuyordu. Doğu Akdeniz doğalgazının Kıbrıs Rumları ve yabancılar arasında paylaşılmasına sessiz kalamazdık, çırak çıkamazdık.

Türkiye’yi idare edenler öfkeli demeçler veriyordu.

Donanmamız Doğu Akdeniz’de gövde gösterisi yapıyordu. Petrol sondajı araması ve sondajı yapacak gemilere ciddi ciddi çarpıyorduk.

Hatta o arada son derece yerli ve milli “Mavi Vatan” konseptine sarılmıştık. Libya’da desteklediğimiz yönetim ile anlaşarak Akdeniz’de geniş bir egemenlik sahasına sahip olmuştuk.

Doğu Akdeniz’de bizsiz adım atılamaz, değil petrol ya da doğalgaz kuyusu, iğne ile delik dahi açılamazdı. İktidarımız kahramanlık türküleri söylüyor, peş peşe satın aldığımız sismik araştırma ve sondaj gemileri Akdeniz’de dolaşıyordu.

Tam o sırada en yakın dostumuz Katar’ın Kıbrıs Rum Kesimi ve Exxon ile anlaştığını ve doğalgaz çıkarmaya başlayacağını yazdım burada.

Sonra yavaş yavaş Türkiye Doğu Akdeniz’den çekilmeye başladı.

Donanmamızın kahramanlık hikayeleri duyulmaz oldu. Ardından sismik araştırma gemilerimiz Antalya limanına çekildi. Doğu Akdeniz doğalgazı, Libya ve Mavi Vatan meseleleri unutuldu gitti. Tam o sırada Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu haberi çıktı. Ardından Gabar’dan petrol fışkırdı.

Ve uzunca bir zamandır Doğu Akdeniz’in esamisi okunmuyor memleketimizde.

Birkaç yıl öncenin en önemli meselesi, en milli mevzuu unutuldu gitti. Ne bir sismik gemimiz var bölgede, ne bir sondaj. Terk ettik bölgeyi.

Peki Doğu Akdeniz’de doğalgaz mı bitti!

Yooo.

Sadece geçen yıl içinde Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır ve İsrail yaklaşık 300 milyar metreküp “yeni” ve “çıkarılabilir” rezerv keşfettiler.

Bu yıl Mısır 3, Eni ve Katar Lübnan sahasında 1, Kıbrıs ve İsrail birer yeni sondaja başladılar.

Şu anda herkes Doğu Akdeniz’de…

Bir biz yokuz.

Ne de olsa Karadeniz’de günde 10 milyon metreküp çıkaracağız.

Herhalde o bize yetecek.

Doğu Akdeniz’dekiler hediyemiz olsun.

İyi de o zaman niye bize yıllarca palavradan kahramanlık türküleri söylediniz?

Kim rica ya da emretti de, Doğu Akdeniz’i İsrail, Kıbrıslı Rumlar ve Mısır’a hediye ettiniz?


DİB’in karanlık anlaşması  

Geçenlerde Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül Zafer Partisi’ne terör örgütü diye yazınca, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İbrahim Karagül’ün aranan bir terörist ile birlikte poz verdiği bir fotoğrafı yayınladı.

Öyle Batı’da falan değil, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır’da aranan bir radikal İslamcı teröristle.

Ben de bunun üzerine dedim ki, “Bu fotoğraflar beni şaşırtmaz. Türkiye’deki siyasal İslamcılar bu kişileri terörist değil, biraz yoldan çıkmış yaramaz çocukları olarak görüyor. Böyle fotoğraflar hep oldu, hep olacaktır. Siyasal İslamcılar IŞİD’e bile bu gözle baktılar” dedim ve geçmişteki bir fotoğrafı da hatırlattım.

Daha benim sözlerin yankısı bitmeden, Türkiye Cumhuriyeti’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı bir anlaşma ortaya çıktı.

Başkanlığın Suriye’nin kuzeyinde, terör örgütlerinin kontrolündeki İdlib’de kurulu, yasa dışı Suriye İslam Meclisi ile bir protokol yaptığı ortaya çıktı. İçinde 40’tan fazla kimi terör bağlantılı radikal İslamcı grup barındıran bu sözde İslam meclisi ile bizim Diyanet pek çok ortak etkinlik düzenlemiş, çocukların katıldığı programlar yapmış, üst kademe ziyaretler gerçekleştirilmiş. Ve bu Meclis’in üyelerinden bazı radikal İslamcı kişiler, Türkiye’de bir Kaymakam’ın tavassutu ile Türk vatandaşı bile yapılmış.

Acaba böyle olaylar, her ne demekse, 1. Dünya ülkelerinde de oluyor mu!


Yalancı çıkarmak

İktidarımız Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ile görüşüp Biden’dan bile öte bir açıklama ile “Ukrayna NATO’ya üye olmalıdır” dedikten, Nazi Azov taburları komutanlarını Rusya ile yapılan anlaşmayı bozarak Zelensky’nin uçağına koyduktan sonra Türkiye Rusya ilişkileri gerildi.

Tahıl koridoru sona erdi, Karadeniz’de Türk gemisine baskın yapan Rus komandolar gemimizi aradı.

Bu gelişmeler üzerine, iktidar yanlısı medyamız “Yok bir sorun. Putin haftaya Türkiye’ye geliyor” diye yazmaya başladılar.

Ancak Rusya’daki kaynaklarımız, “Yok öyle bir şey. Putin’in programında bir Türkiye ziyareti yok. Hele bu ay hiç yok” dediler.

Biz bunu söyleyince, bu kez iktidarın bizzat kendisinden “Putin dostumuz, Ağustos’un ikinci haftasından sonra Türkiye’ye geliyor” açıklaması geldi.

Bunu da sorduk Rusya’ya.

“Putin’in planlarında bir değişiklik yok” yanıtını aldık.

Ve dün Ağustos bitti.

Putin ile görüşme netleşti.

Putin gelmiyor. Biz Putin’e gidiyoruz. Ağustos’ta değil, Eylül’de.


Ekran karardı deyip geçmeyin

Birkaç gündür sosyal medyada bir Togg kullanıcısının otomobil ile seyir halinde iken otomobilin içindeki tüm ekranların karardığı, otomobilin durdurulup yeniden çalıştırılmasından sonra gösterge ekranının yeniden geldiği ama diğer ekranların tekrar devreye girmediği görüntüler yayıldı.

Bu görüntüler ne kadar gerçeği yansıtıyor emin değilim.

Ancak gerçek ise çok önemli bir soruna işaret ediyor.

Buna “Basit bir ekran kararması, ne var canım bunda” diye bakamazsınız.

Bu otomobillerin tüm kontrolleri bilgisayarlar tarafından yapılıyor. Gaz, fren ve hatta direksiyon mekanizmaları bilgisayar ile kontrol ediliyor.

Eğer bilgisayar programında bir hata, hardware veya software kaynaklı bir sorun var ise bu yeni otomobillerde büyük bir tehlikeye işaret eder.

Yarın öbür gün bir kullanıcının gaz pedalı kontrol dışı hareket edebilir, otomobil aniden tam gaz gitmeye veya tam tersi gitmemeye, fren aniden kazıklamaya veya tutmamaya başlayabilir. Direksiyon kontrolü bile kaybedilebilir.

Bu ekran kararması ciddiye alınması gereken bir sorun olabilir.

Ekranları kararan otomobil hemen incelemeye alınmalı, işletme sistemi baştan sonra kontrol edilmeli, hatalar düzeltilmeli, henüz piyasada çokça yokken, tüm Togg’lar geri çağrılıp kontrol edilmelidir.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Kandırılmaya razı, kandırılarak mutlu olmadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları