Sigara kaçakçılarını teşvik eden bir Devlet

Zaman zaman Türkiye’deki sigara kaçakçılığına değinip, bu iktidar döneminde sigara kaçakçılığının arttığını yazıp, vergi politikalarını eleştirmem ya da son yıllarda kullanımı hızla artan yeni nesil Iqos benzeri sigaraların Türkiye’ye sadece kaçak yollarla sokulmasının milyarlarca liralık vergi kaybı yarattığını ve bu kaçakçılığın gelirinin kimlerin cebine gittiğini sorgulamam bazılarını çokça rahatsız edip, nedense Yeşilaycıların hedefi yapsa da, AK Parti iktidarının 21 yıl boyunca “en başarısız olduğunu konu” ne diyecek olursanız, muhtemelen ilk sıralardan birine “tütün ve tütün ürünleri kullanımının azaltılması” başlığını yazabiliriz.

Şaka yapmıyorum, iktidarımız her ne kadar “sigara karşıtı” gibi görünse de, Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli olarak çevresindekilerin elinden sigara paketlerini alıp, sigarayı bırakma sözü verdirtse de, tütün karşıtı kampanyalar yıllardır televizyonlarımızı işgal etse de, Türkiye’de tütün kullanımı azalmıyor tam aksine artıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, son 20 yıl içinde tütün ve tütün ürünleri kullanımının azaltılmasında en başarısız ülke Türkiye.

Tüm kampanyalara, arttırılan vergilere, iktidarın sözde sigara karşıtlığına rağmen Türkiye’de tütün ve tütün ürünleri bağımlılığı giderek artıyor. Türkiye’de tütün bağımlılığı sadece son üç yılda yüzde 30,6’dan, yüzde 32’ye çıkmış durumda.

Ve açıkçası ben bunun bilerek yapıldığına inanıyorum çünkü Devlet’in ÖTV gelirlerinin yüzde 24’ü tütün ürünlerinden alınan vergilerden geliyor. (Alkollü içkilerden gelen ise yüzde 10)

Devlet’i idare edenler, bu gelirden vazgeçmek istemiyor. Hatta artması hoşlarına gidiyor.

Ancak yanlış vergi politikaları nedeniyle sigara tüketimi artarken, sigara ve tütün kaçakçılığı da hızla artıyor.

Size basit bir soru sorayım.

Sizce geçtiğimiz yıl kaçak sigara ve yasa dışı kaçak tütün kullanımının toplam tütün piyasasına oranı ve bunun parasal karşılığı nedir?

Ben size söyleyeyim.

Tütün piyasasında yasa dışı ve haliyle vergi dışı ürünlerin oranı toplam piyasanın yaklaşık yüzde 30’u. Bunun parasal karşılığı ise 80 milyar TL. ve tahmin edeceğiniz üzere bunun hemen hemen tamamına yakını Güneydoğu Anadolu bölgemizden geliyor.

Bu kaçakçılığı kimlerin organize ettiğini, buradan gelen gelirin hangi örgütlerin cebine doğrudan ya da dolaylı olarak gittiğini tahmin etmek ise güç değil. Emniyet Genel Müdürlüğü sigara kaçakçılığının terörizmin finansmanında önemli bir faktör olduğunu raporlarında sürekli belirtiyor zaten.

Devlet’i idare edenler, vergileri arttırarak sigara kullanımını azaltacaklarını zannediyorlar ama yanılıyorlar. Vergi artışı tütün ve tütün mamulleri kullanımını azaltmıyor ama kaçakçılığı ve ucuz sigara kullanımını arttırıyor.

Çünkü sigara şirketleri işin kolayını bulmuşlar.

Türkiye’nin vergi politikası nedeniyle sigara fiyatı ucuzladıkça, vergi yükü azalıyor. Bir anlamda ucuz sigarayı Devlet finanse ediyor. Sigara üreticisi fiyatı aşağı çekip indirim yaptıkça, indirimin aslan payı Devlet kesesinden gidiyor, vergi kaybı oluyor.

Çünkü medeni ülkelerin aksine Türkiye’de tütün ve tütün mamullerinde “maktu” verginin oranı düşük, “oransal vergi”nin ise yüksek. Medeni ülkeler, Avrupa ülkeleri ise tam tersini yapıyor. Nispi vergiyi düşük tutuyor, maktu vergiyi yükseltiyor.

Sigara kullanımını 20 yılda yaklaşık 10 ila 20 puan arasında düşürmeyi başaran AB ülkelerinde sigaradan alınan fiyata bağlı yani “nispi” verginin oranı yüzde 27 iken Türkiye’de yüzde 63.

Maktu vergi oranı ise Avrupa’da yüzde 35 iken bizde yüzde 3.

Medeni ülkeler maktu yani fiyat ne olursa olsun sabit kalan fiyata bağlı olarak azalıp artmayan verginin oranını giderek arttırırken, bizimkiler düşürmüş.

Nispi verginin oranını yani fiyatla beraber artıp azalan vergiyi ise medeni ülkeler azaltırken bizimkiler arttırmış.

Avrupa’da 10 avroluk sigara da içsen, 5 avroluk sigara da içsen devletin aldığı vergi hemen hemen aynı.

Türkiye’de ise sigara ucuzladıkça vergi kaybı artıyor. Bu yüzden de sigara şirketleri ucuz sigara satmayı tercih ediyor. Sigara tüketimi azalmıyor, millet ucuz ya da kaçak sigaraya yöneliyor.  

Ve yine Devlet’in kendi raporları yasa dışı tütün kullanımının arttığı dönemlerde, sigara kullanımının da arttığını ve kullanım yaşının da geriye çekildiğini gösteriyor.

Peki bunu ben biliyorum, bu sektörü biraz bilen herkes biliyor da Devlet bilmiyor mu!

Bilmemesi mümkün değil çünkü kullandığım tüm veriler Devlet’in verileri. Üstelik Maliye de, Hazine de benimle aynı fikirde. Maktu verginin oranı artsın, oransal verginin oranı azalsın diyorlar.

Ancak kime ait olduğunu belirsiz bir el mevcut durumun sürmesini istiyor ve sağlıyor.

Böylelikle hem ucuz sigara Maliye’ye finanse ettiriliyor.

Hem de kaçak pazarı giderek büyüyor.

Devlet’i idare edenler, kaçakçıya avantaj sağlıyor, Devlet’i ise zarara sokuyor.

Sigara kullanımının artması da cabası.


Bu kaçakçılığa göz yumulmasının nedeni kim!

Yukarıda değindiğim meselelerden biri de önce Philip Morris firmasının IQOS adı altında çıkardığı, ardından tüm sigara üreticilerinin piyasaya dahil olduğu pazar. Yani HEETS denilen yani yakarak değil ısıtılarak tüketilen tütün.

AK Parti iktidarı, bu ürünün Türkiye’de imalatı için önce Philip Morris’e teşvik verdi ama sonra ne oldu ise bu teşvikten vazgeçildi. Vazgeçilmek ile kalmadı bu tür sigaraların Türkiye’ye ithalatı yasaklandı.

Ancak firmaların “daha az zararlı” diyerek pazarladığı bu sigaralar, ithalatının yasak ve yasadışı olduğu Türkiye pazarında bol miktarda mevcut.

Gelir düzeyi yüksek gruplar arasında ise oldukça popüler, büyük kentlerimizin pahalı semtlerinde normal sigara içen neredeyse yok, herkes bu tip sigarayı tüketiyor, pek çok büfede bu ürünleri bulmak mümkün olduğu gibi, artık telefonla adrese teslim yapan “kaçakçılar” var.

Bu sigaralar başta Yunanistan ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere Gürcistan, Bulgaristan, Romanya’dan kaçak yollarla getiriliyor.

Merak ettiğim konulardan biri de bu kaçakçılığın arkasında kimin olduğu.

Çünkü tamamı kaçak olan bu sigaralar ortalıkta serbestçe satılıyor. Yasal olarak ithalatına izin verilmiyor ama kaçakçılığına açıkça göz yumuluyor.

Devlet göz göre göre milyarlarca liralık vergi kaybına uğruyor.

Ama bu kaçakçılığa açıkça göz yumuluyor.

Buradaki kaçak rantının kimin cebine gittiğini doğrusu çok merak ediyorum.

Bu göz yumma normal değil.


OVP’nin faturasını kim ödeyecek belli

Orta Vadeli Program’a bankacılar olumlu bakmışlar.

Haberlerden anladığım bu.

Ancak 2023 yılı enflasyon hedefi yüzde 65, 2024 yılı hedefi ise yüzde 33.

İkisi de çok gerçekçi değil. Sadece Ağustos ayının enflasyonu yüzde 9’un üzerinde iken ve artış trendi sürerken nasıl olacak da olacak herkes merak ediyor.

2024 hedefi de çok gerçekçi görünmüyor.

Ama diyelim ki, başardılar. Diyelim ki zordu ama oldu.

Peki bunun faturasını kim ödeyecek!

OVP’yi beğenen finans sektörü mü!

Hayır. Tabii ki sabit gelirliler.

İktidarın memuruna 2024 yılı için öngördüğü zam miktarı ilk altı ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 10. Üç aşağı beş yukarı yüzde 25 de.

Hedeflenen enflasyonun 8 puan altında. O da hedef tutarsa.

OVP’nin kimi mağdur etmeyi planladığı belli.

Belli ki, hepinizin çocuklarını kötü yola düşürmeyi kafaya koymuşlar.


Coupon

Epey önce burada yazdım. “TRT’nin Ulus’taki boğaza nazır dev arazisini bu iktidar satar” diye.

Yazım pek itibar görmediği gibi, iktidar yanlılarının da eleştirilerine hedef oldum.

Gel zaman git zaman haklılığım ortaya çıkmaya başladı.

TRT’nin Ulus Kampüsü “deprem riski” nedeniyle boşaltıldı.

Metruk hale getirildi.

TRT İstanbul tesis ve stüdyoları şimdi Çekmeköy’de, boşaltılan bir askerî tesisin içindeki ormanlık alana inşa edilecek yeni yerine taşınacak ve Katarlı “kardeşlerimize” kira ödemekten kurtulacak.

Ulus’taki boğaz manzaralı muazzam arazinin ise satışa hazırlandığı söyleniyor. Tamamı boğaz manzaralı Kuruçeşme-Ortaköy sırtlarındaki arazinin birkaç milyar dolar değerinde olduğu ve herkesin ağzını sulandırdığı bir gerçek.

Bana sorarsanız yeni sahibi şimdiden bellidir de, bizim henüz haberimiz yoktur.

Ne olsa İstanbul’da ve hatta Türkiye’de bundan daha “kupon” arazi yok.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Herkesi kendimizden daha aptal zannetmediğimiz zaman.

Erişilebilirlik Araçları