İstanbul 24°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Bir bankacı gözüyle Denizbank meselesi

  • 86 yaşındaki kadının parası bankada nasıl buhar oldu!

  • Hepimizi muhalefet partisi zannetmeyin!

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Bir bankacı gözüyle Denizbank meselesi

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Aralık 19, 2023

Yazı İçeriği

  • Bir bankacı gözüyle Denizbank meselesi

  • 86 yaşındaki kadının parası bankada nasıl buhar oldu!

  • Hepimizi muhalefet partisi zannetmeyin!

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

86 yaşındaki kadının parası bankada nasıl buhar oldu!

Denizbank Şube Müdürü Seçil Erzan’ın aralarında ünlü futbolcuların ve teknik direktörlerin de bulunduğu bir grubu açgözlülüklerinden istifade ederek dolandırdığı dava gündemden düşmüyor.

Her gün yeni boyut kazanan dava ile ilgili okurlar çok soru soruyor.

Burada merak edilen bazı soruları yanıtlamaya çalışayım.

En fazla sorulan soru “Banka bu dolandırıcılığın bir parçası mı?”

Bence kesinlikle değil.

“Banka genel müdürü bu işin parçası mı?”

Bence bu da pek olası görünmüyor.

Peki, böylesine büyük bir dolandırıcılık banka yönetiminden gizli yapılabilir mi?

Bunu bir başka büyük bankanın genel müdürüne sordum.

Aldığım yanıt şu oldu:

“Banka şubesine milyonlarca dolar girip çıkacak ve sisteme kaydedilmeyecek. Banka üst yönetimi bunu fark etmiyorsa, ortada büyük bir zaaf var demektir. Burada bırakın futbolcuların dolandırılmasını, banka da kendi müdürü tarafından dolandırılıyor demektir. Seçil Erzan şube içinde şube gibi hareket etmiş ve yönetim bunu fark etmemiş. Bu çok büyük bir yönetim zafiyetidir. Bahsedilen para 44 milyon dolar. Bu yaklaşık yarım ton para demektir. Sadece Emre Belözoğlu’nun tek seferde getirdiği para 4,5 milyon dolar yaklaşık 50 kilo eder. Bu öyle cepten çıkarılıp masaya koyulacak para değildir. Şube içinde böyle bir para trafiği oluşuyor ve banka üst yönetimi bunu fark etmiyorsa, bankada sorun vardır.”

Bir diğer soru “Banka bu rezalet nedeniyle büyük prestij kaybına uğradı. Marka değerindeki kayıp, 45 milyon doların çok üzerinde. Banka bu parayı ödeyip, bu rezaleti engelleyemez miydi?”

Bunu da bir büyük bankanın genel müdürüne sordum.

“Banka sahiplerinin böyle bir yöntem düşündüğü söyleniyor. Bilmiyorum. Ama banka yönetimi, yasal olarak böyle bir şey yapamazdı. Bankaya giriş kaydı olmayan bir paranın çıkışını yapamazsınız. Bu bankacılığın en temel kurallarına aykırı. Bankaya yatırılmayan bir para, birine verirseniz bu düpedüz hırsızlıktır. Bankacılık açısından da zimmet suçudur. Ödemeyi yapan ve yaptıran açısından ağır cezalık suçtur. Cumhurbaşkanı da emretse bankacı bu parayı ödeyemez. Ancak Cumhurbaşkanı örtülü ödenekten öderse öder.”

“Futbolcular paralarını geri alabilirler mi?” sorununun yanıtını da yine aynı genel müdürden istedim.

“Mahkeme ne karar verir bilmiyoruz elbet. Ama gördüklerimize bakarak parasını geri alma ihtimali olan bir belki iki kişi var. Basına yansıdığı kadarı ile Emre Belözoğlu’nun elinde banka kaşeli, mühürlü bir dekont benzeri kağıt var. Eğer bu kağıt Emre Belözoğlu parayı yatırdığı sırada kendisine verilmiş ise o parasını büyük ihtimalle geri alır. Ama iddia edildiği gibi bu belge aylar sonra hazırlanmışsa, o zaman Emre Belözoğlu’nun başı belaya girer.”

Ve hep söylediğim gibi bankalarda böyle olaylar çok oluyor.

Pek çoğunda banka ya sorumlu olmuyor ya da sorumluluktan kaçıyor ve davalar yıllarca sürüyor.

Gelin size aşağıdaki yazıda, bir bankanın mahkemece tescilli müşteri dolandırma hikayesini anlatayım.

Bundan 8 yıl kadar önce, bir zamanların ünlü bir iş adamının 86 yaşındaki dul eşinin ve birlikte yaşadığı kızının başına gelenleri anlatayım.

Yaşlı kadın, eşinden kalan bir gayrimenkulü satarak, bunun faizi ile geçinmek ister.

Ve çok değerli bir gayrimenkulünü 15 milyon dolara satarak, yabancı sahipleri olan bir bankanın Bebek Şubesi’ne yatırır.

Klasik, eski moda bir banka müşterisidir. İnternet bankacılığı falan bilmeyen, tüm işlemlerini banka şubesine giderek yapan ve yaptığı her işlemi banka hesap cüzdanına işleten anam babam usulü bir müşteri.

Bir süre sonra bankadan kendisine bir teklif gelir.

“Yüksek montanlı bir müşterisiniz. Sizi özel bankacılık bölümümüze alalım.”

Ne olduğunu bilmediği bu bölümle ilgili yaşlı kadının hoşuna giden “özel” lafıdır.

Özel bankacılık şubesine geçer.

Özel bankacılık şubesi, kendisine özel muamele etmektedir.

Daha yüksek getirili hesap türleri önerilir.

Anlamaz bile.

Adına işlemler yapılır.

Ana ve kızı yurt dışında iken adlarına düzenlenmiş işlem emirleri imzalanmış görünür.

Ve birkaç içinde para buharlaşır.

15 milyon dolar yok olur.

Azalır demiyorum.

Para sıfıra iner.

Kendileri ile ilgilenen müşteri temsilcisi, kadının ve kızının bilgisi dışında, ana kızın hayatında duymadığı bilmediği riskli işlemler yapar, 1,2 olan dolar euro paritesinin birkaç içinde 0,8’e düşeceğini varsayımına dayalı hesapsız oyunlar oynar.

Ve 2 ay içinde 15 milyon dolar sıfıra iner.

Ana kızın paralarının buhar olduğundan haberi bile yoktur.

Bir gün şubeye gittiklerinde, beş kuruşlarının kalmadığını öğrenirler.

Hemen bankaya dava açarlar.

O sırada banka bir yabancıdan, bir başka yabancıya satılmak üzeredir. Banka ödemeyi yaparak, bankanın değerini düşürmek istemez.

Dava görülmeye başlanır.

Mahkeme davayı bilirkişiye götürür.

Bilirkişi raporu yaşlı kadının lehine gelir.

Banka suçludur.

Banka itiraz eder.

Bir bilirkişi raporu daha istenir.

O da banka aleyhine gelir.

Mahkeme, bankayı 9,5 milyon dolar ödemeye mahkum eder.

Ancak konu orada kapanmaz.

Dava istinafa gider.

İstinaf mahkemesi, yeni bir bilirkişi raporu istemeden, yeni bir araştırma inceleme yapmadan aynı dosya ve aynı bilirkişi raporu üzerinden tam tersi bir karar verir ve bankayı kurtarır.

Sonra Yargıtay aşamasına geçilir.

Bankanın hukuk servisi güçlüdür ve bankanın sermayedarlarının arkasında siyasi güç de vardır.

Yargıtay da ne bir ek bilirkişi raporuna, ne de bir başka incelemeye gerek duymaksızın, bilirkişinin banka yönetimini suçlu bulduğu rapora rağmen bankayı haklı çıkarır.

Şimdi 86 yaşındaki kadın Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekliyor.

Bankanın gücünün oraya kadar uzanmayacağını umarak.

Sonuçta bankalar güçlü kurumlardır.

Hele Türkiye gibi adaletle ilgili tartışmaların olduğu ülkelerde çok güçlü.

Hele bir de arkasında “dost ve kardeş” ülkelerin sermayeleri var ise!

Hepimizi muhalefet partisi zannetmeyin!

Türkiye Cumhuriyeti’ne isyan etmiş tescilli bir hainin adı Diyarbakır’da bir caddeye verilmek isteniyor.

Maaşını Diyanet İşlerini Başkanlığından alan, henüz hainliği tescillenmemiş birileri bu haini savunuyor.

Yakasına Atatürk resmi takmak istemeyen teğmen adayını uyaran teğmenler, sanki suç işlemişler gibi okuldan uzaklaştırılıyor.

Ama sorarsanız Türkiye’de yerli ve milli bir iktidar var.

Ve bunlar vatanı savunuyor.

Tescilli vatan hainlerine sahip çıkmak yerli ve millilik.

TBMM çatısı altındaki bir parti ile görüşmek ise ihanet.

Hadi canım siz de!

Bu kadar da ahmak yerine koymayın bizi.

Bize muhalefet partisi muamelesi yapmayın.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Bir bankacının açgözlülüğünün tüm sisteme güveni çürüttüğünü bankalar anladığı zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025
"Oyunculukta mesele ödül olmamalı" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Bige Önal"Oyunculukta mesele ödül olmamalı"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 01:04 Annesi ve babası nasıl insanlar? 02:13 Ailesinin yaklaşımından ne gibi şeyler kazandı? 03:08 Manken bir annenin kızı olmak nasıl? 05:12 Kadınlar için yazılan rollerin azlığı hakkında ne düşünüyor? 06:35 Anne olmadığı halde bir anne rolünü oynamak nasıl bir tecrübeydi? 08:13 Canlandırdığı rollerle ödül kazandığında nasıl hissediyor? 08:57 İlk oyunculuk deneyimi nasıldı? 11:50 Ona gelen rolleri neye göre isteyip istemediğine karar veriyor? 13:55 "Bir Başkadır" ile platformlarda boy göstermek nasıldı? 15:01 Dizide çalışma temposu 17:44 Türkiye'de kadınların ruh halini nasıl görüyor? 18:55 "Buradayım İyiyim" seyirciyle ne zaman buluşacak? 19:33 Kadın izleyicilerden rolle ilgili ne gibi dönüşler aldı? 21:18 Bir oyuncunun birilerinin elinden tutması onun için bir görev midir? 22:34 Projelerin türlerinin farklı olması onu etkiliyor mu? 24:19 Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer'le çalışmak nasıl bir his? 26:13 İleride yönetmenlik veya yapımcılık yapmayı düşünüyor mu? 27:20 Aklının bir köşesinde yapmak istediği bir hikaye var mı? 29:02 Sektörde kuşaklar arasında ne gibi farklar var? 31:05 Bir yere gittiğinde tanındığında şaşırıyor mu? 31:40 Sektörde bizi iyi yapan şey nedir? 32:15 Sosyal medyayla arası nasıl? 33:12 Yakında ne gibi projeler bizi bekliyor? 33:58 Kapanış
Ekim 19, 2025