Tasarruf 100, kaçak 110 milyar

Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in kamuyu da tasarrufa çağırıp durmasının sonucunda, kamu harcamalarında 100 milyar TL’lik tasarrufa gidileceği açıklandı.

Duy da inanma.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Mercedes’e, Audi A8’e, özel uçağın en büyüğüne, Boeing 747’ye, Airbus A 340’a, A 330’a, saraylarda yaşamaya alışmış bir kamuya kolay kolay tasarruf ettiremezsin.

Lüksten, gösterişten, itibar zannettiği şatafattan vazgeçiremezsin.

Bu saatten sonra AKP zihniyetine tasarruf öğretmek de zordur, ettirmek de…

Zaten bunun zorluğunun farkında olan ekonomi yönetimi yeni vergilerle bütçeyi toparlamaya, kamunun lüks harcamalarına kaynak yaratmaya çalışıyor.

Ancak yapabildikleri, mevcut vergileri arttırmaktan, kümesteki kazları biraz daha yolmaktan ibaret.

Oysa burada yıllardır yırtınıyorum, “Bazı sektörlerde kaçakçılığı engellerseniz, yeni vergi koymanıza gerek kalmayacak” diye ama dinleyen yok.

Kastettiğim kaçakçılık, sigara ve alkollü içkilerdeki kaçak.

Yıllardır ‘Yeni nesil tütün ürünleri” olarak adlandırılan cihazların Türkiye’ye girmesi yasak olduğu halde, Türkiye’de özellikle gelir düzeyi yüksek kesimlerde çoklukla tercih edildiğini ve bunların büyük bir vergi kaybına neden olduğunu yazıp duruyorum.

Bahsettiğin IQOS diye bilinen sigaralar ve bunları içmekte kullanılan elektronik cihazlar ve elektronik sigaralar.

Çok uluslu bir denetim şirketinin elimdeki raporuna göre bu cihazlardan 2021 yılında 17 bin 317 adet yakalanmış. 2022 yılında bu sayı 104 bin 15 adete çıkmış.

Sıkı durun 2023 yılında yakalanan sayı 3 milyon 488 bin 374 adete ulaşmış.

Zannederim benim yazılar burada etkili olmuş.

Ancak yakalananın onlarca misli cihazın Türkiye’ye girdiği tahmin ediliyor.

Buradaki vergi kaybı BDO’nun bağımsız denetim raporuna göre 30 milyar TL.

Bunun yanı sıra Doğu ve Güneydoğu’da yüksek miktarda sigara kaçakçılığı da yapıldığı bilinen bir başka gerçek.

Çok daha yaygın bir kitleye ulaşan bu kaçak ürünlerin yarattığı vergi kaybı ise yaklaşık 80 milyar TL civarında.

2023 yılında tütün ve tütün ürünlerinden 176,6 milyar TL ÖTV tahsilatı yapılmış.

Kaçak miktarı ise 110 milyar TL.

Yani toplananın üçte ikisi kadar vergi de kayboluyor.

Birilerinin cebine giriyor.

Birileri bu işten neredeyse devlet kadar kazanç elde ediyor.

Alkollü içkilerde de durum çok farklı değil.

Kaçak ve sahte içki pazarının, yarattığı vergi kaybı sigaradaki kadar yüksek olmasa da, oransal olarak hayli yüksek. Buradaki sayılara da başka bir yazıda değineceğim elbette.

Tüm bunların nedeni ise vergi politikasındaki yanlışlıklar.

Her zaman olduğu gibi, yüksek ve yanlış oranlanmış vergi kaçakçı için de yüksek kâr anlamına geliyor.

İstediğiniz kadar polisiye mücadeleyi sürdürün, yüksek kâr nedeniyle kaçakçılık cazibesini koruyor.

Dahası suç örgütlerine gelir kapısı oluyor.

Türkiye’yi kara veya gri para cennetine çeviriyor.

Kaçakçılıkla palazlanıp, büyümüş şirketler, holdingler piyasayı sarıyor, pek çok alanda haksız rekabete neden oluyor, ekonomiyi ve toplumsal yapıyı çürütüyor.

Göz göre göre bu kadar büyük kaçağın olması ise bu kaçakçılığın aslında teşvik edildiği izlenimini uyandırıyor ve bu kara para ile bir yandan da siyasetin finanse edildiği hissini de uyandırıyor.


Turkcell 10 milyar ucuza mı satıyor?

CHP’li bazı belediyelerdeki işe alımlardaki “edepsizliği” diline dolayan AKP’nin bütün memleketi ve tüm kurumları çiftliğe çevirdiği bir gerçek.

Ve sık sık değindiğim gibi Turkcell de bu kurumlardan biri.

Mehmet Emin Karamehmet’in elinden alındıktan sonra iktidarın hem istihdam hem de iktidar yanlısı medyayı besleme aracı haline getirdiği şirket, Türkiye’nin öncü teknoloji şirketi olma özelliğini kaybettiği gibi, tam bir çiftliğe dönüştü.

Eski AKP’li bakanlar, eski AKP’li vekiller, eski AKP’li belediye başkanlarının istihdamı için kullanılan bir kasa haline geldi.

Bunları zaten biliyorsunuz.

Bugün Turkcell’in babalarının çiftliği haline getiren iktidarın son numarasına değinmek istiyorum.

Biliyorsunuzdur, Turkcell’in Ukrayna’da da Lifecell adlı bir şirketi var ve Ukrayna’ın en büyük GSM operatörlerinden biri.

Turkcell 2023 yılı sonunda bu şirketi satacağını açıkladı.

Alıcı ise bir Fransız, LVMH’nin sahibi, dünyanın en zengin adamı Bernard Arnault’nun damadı, Fransa’nın teknoloji yatırımları alanındaki en önemli isimlerinden Xavier Niel’di.

Ancak Ukrayna mahkemeleri bu satışa engel koydu ve satışı durdurdu.

Fakat geçtiğimiz günlerde bu mahkeme kararını aşmayı başaran Turkcell şu anda satışı tamamlamak üzere.

Ancak satıştan kötü kokular geliyor.

500 milyon dolar değer üzerinden satılacağı açıklanan şirketin değerinin bunun çok üzerinde olduğu, kimi raporlara göre 1 milyar dolar, kimi raporlara göre ise 800 milyon dolar değer biçilen şirketin en az 300 milyon dolar ucuza satılacağı söyleniyor.

Elbette bunlar spekülatif de olabilir.

Ancak AKP tarafından yönetilen bir kamu şirketinin böylesine bir satış yaparken, şirketin gerçek değerini belirleyecek bağımsız bir değerleme raporu alması şarttır.

Milletin malını “Ben böyle uygun gördüm” diye bir fiyattan satamazsınız.

Satarsanız benim gibi biri de çıkar ve “Niye en az 300 milyon dolar ucuza sattınız” diye sorar.

Bu arada aklınıza “Ne var canım savaşan ülkeden çıkmaları kötü mü?” diye bir soru gelebilir.

Savaşa rağmen büyümesini sürdüren bir şirketi ederinden ucuza satmak elbette ki kötüdür.

300 milyon dolar dediğin yaklaşık 10 milyar TL’dir.


İyi ki doğdun Cumhuriyet

Cumhuriyet Gazetesi 100. kuruluş yıldönümünü kutladı.

1980’lerin başında, benim de Cumhuriyet gazetesinde genç bir muhabir olduğum yıllarda, kuruluş yıldönümlerini Nadir Nadi ile birlikte gazetenin bahçesinde kutlardık.

100. yılı Cemal Reşit Rey’de gayet havalı biçimde, iş dünyasından isimlerin de katılımıyla kutlamışlar.

Davetli olduğum bu keyifli geceye ne yazık ki katılamadım.

Çalışıyordum.

Gidemediğim için gerçekten üzüldüm.

Hele geceye katılanları görünce daha da üzüldüm.

Aradan geçen 40 yıla rağmen, Cumhuriyet’i hâlâ kendi gazetem olarak görmeye devam ediyorum.

Ve bugün, Birgün gazetesi ile birlikte Türkiye’de bağımsız ve güvenilir gazetecilik yapmaya çalışanların son sığınağı olan gazetemin 100. yaşını kutluyorum.

100 yılda nice badireler atlatan Cumhuriyet’in bir yüz yıl daha dayanacağını biliyorum.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Değişim yalandan olmadığı zaman.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları