
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
Yolculuğu haram eden A Jet
Böyle iktidara böyle TÜİK Başkanı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Yolculuğu haram eden A Jet
Fatih Altaylı
Temmuz 11, 2024
Yazı İçeriği
Yolculuğu haram eden A Jet
Böyle iktidara böyle TÜİK Başkanı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Böyle iktidara böyle TÜİK Başkanı
THY tarafından gayet iyi işleyen Anadolu Jet kapatılarak yerine kurulan ve tam bir felakete dönüşen A Jet’de rezaletlerin ardı arkası kesilmiyor.
Süresiz gecikmeler, mesaim bitti diyerek uçuşun başlamasına dakikalar kala kokpiti terk eden pilotlar, Milano seferi sırasında Milano’ya inmeye 45 dakika kalmışken, açıklanmayan nedenle 1,5 saatlik uçuşla geri dönen uçağın yolcularına “Size Burger King ısmarlayalım” abuklukları derken tüm bunlara tüy dikecek iki olay haberi daha geldi A Jet felaketinden.
Bunlardan ilki bir yurt içi seferde yaşanıyor.
Bodrum havalimanından Ankara’ya uçacak A Jet uçağı.
Uçuşun başlamasına dakikalar var. Yolcular uçağa binmek üzere.
Havalimanındaki A Jet yetkilisine bir telefon geliyor.
“Bakan …… …… Bey’in eşi ve üç çocuğu havalimanında. Mutlaka uçmaları gerekiyor.”
Havalimanındaki A Jet personeli şaşırır. Biniş kartları verilmiş, kontuar kapanmıştır.
Yapabilecekleri bir şey yok gibidir.
Birkaç dakika sonra telefon tekrar çalar. “Hanımefendi bekliyor, çabuk olun”
Sonunda ilk sırada oturan öğretim görevlisi tıp profesörü bir beyefendi ve ailesinin biniş kartları kavga gürültü iptal edilir, yerlerine Bakan Bey’in eşi ve çocukları oturtulur.
Büyük tartışma çıkar, hakaretler, dava tehditleri havalarda uçuşur ama Bakan eşi uçurulur.
Bakan Bey Batı ülkelerinde böyle bir şey görmüş müdür bilmiyorum ama olayı bana aktaran eski siyasetçi “Ben böyle bir şey hayatımda görmedim” der.
A Jet’in ikinci rezaleti ise Budapeşte’de gerçekleşir.
Budapeşte-Sabiha Gökçen seferini yapacak olan A Jet uçağı, uçağın teknik arıza vermesi üzerine kalkış yapamaz ve yolcular uçaktan indirilip terminalde bekleme salonuna alınırlar. Tamirat uzayıp bekleme 3 saate ulaşınca yolcular yiyecek bir şey verilmesini talep ederler.
Meydandaki A Jet ekibi iyi niyetle 30 kadarı vegan toplam 200 sandviç siparişi verir.
Sandviçler gelir.
Herkes sandviçini alıp afiyetle yerken birinin aklına gelir ve sorar “Bunların içindeki et ne eti?”
Ve bomba…
Sandviçlerin içindeki et jambondur ama “Domuz jambon”
Ortalık karışır. Mesele Nihat Hatipoğlu’luk hale gelir “Bilmeden domuz eti yemek günah mıdır, değil midir?’ tartışması başlar.
Yapacak bir şey yoktur. Olan olmuştur.
Anlayacağınız bu A Jet’in temelinde bir bozukluk, kuruluşunda bir kademsizlik var.
Ne diyelim, Allah beterinden saklasın.
Beteri ne kaldı ise…
Çalışan ve emekli maaş alan her vatandaşın cebinden ciddi miktarda para çalmaya aracılık yapan TÜİK’in başkanlık koltuğuna oturtulmuş zat Ankara’da gazetecilerle bir toplantı yaptı.
Toplantı aslında dönemin aynası gibiydi.
İktidarın geldiği noktayı anlatan bir özetti.
Çoğunluğu hükümet yanlısı gazetecilerden oluşan gruba konuşan Başkan, son derece tepeden bakan, gazetecileri hakir gören, nobran bir üslup kullanmış.
O üslupla anlattıkları ise tam bir cehalet, tam bir rezillik.
Liyakatsizliğini gösteren, saçma sayan açıklamalar.
Zirve yaptığı yer ise, yüzde 45 enflasyon ile yüzde 75 enflasyon arasında bir fark olmadığını iddia eden “ahmakça” cümlesi.
Biliyorsunuz dünyanın bizim dışımızdaki ülkelerinde, özellikle de kendimizi kıyasladığımız gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranları yüzde 5 civarında.
Onlar bu enflasyonu yüksek bulup, düşürmeye çalışıyorlar ve 4’e inerse bayram ediyorlar.
1 puanın bile büyük önemi var.
Bizim Langalı TÜİK Başkanı ise 3 puanı önemsiz buluyor, bunun etkisinin psikolojik olduğunu söylüyor ve ‘Ha 45, ha 75” diyor.
İşçiler, memurlar maaşlarındaki 1 puanlık artış için haftalar süren pazarlık ediyor, TÜİK Başkanlık koltuğuna oturtulmuş bu herif “30 puan önemli değil” diyor.
İşte bu iktidarın, AKP’nin geldiği noktadır.
Halktan kopmanın, halkı önemsemememin, halkı aptal yerine koymanın canlı tablosudur.
İktidarın emir kullarına dağıttığı koltuklara oturttuğu bürokratlardaki hem liyakatsizliğin hem de edep yoksunluğunun göstergesidir.
TÜİK Başkanı’nın önemsiz bulduğu o otuz puanı bırakın, enflasyonun altında gösterilen bir puan bile, bir babanın üniversitede okuyan çocuğuna vereceği harçlık, bir annenin hasta çocuğunu götüreceği doktor, bir dedenin torunlarına alacağı oyuncak, bayramda vereceği harçlık, bir öğrencinin alacağı bir kitaptır.
İnsanlıktan nasibini almış bir bürokrat aldığı kararın bu sonuçlarını görebilecek yetenekte olandır.
İnsanlıktan nasibini almamış olan ise bırakın 1’i 30 puanı bile dert etmez.
Onun için önemli olan sahiplerinin emridir.
İktidar partisinin “Ben niye kaybediyorum” diye öyle Kızılcahamam’da kalabalık toplantılar yapmasına gerek yoktur.
Kaybetmenizin nedeni burada açıkça görülmektedir.
Tarihinizde ilk kaz 30 puanın altına düştüğünüz söyleniyor.
Bu bürokratlar ve bu kafalar ile daha çok kaybedersiniz.
Ama merak etmeyin bu bürokratlarınız, gelene ağam derler.
Karakterleri müsaittir.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Halkı aç olan krallar tahtırevanla gezmediği zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar