Münevver’in babası benim, biziz
Fatih Altaylı
Eylül 1, 2009
Yazı İçeriği
Münevver’in babası benim, biziz
Münevver’in babası benim, biziz
MÜNEVVER Karabulut’un babasını ilk olarak Habertürk TV’nin bir programında gördüm, Program öncesi oturup biraz konuştuk,
Kendisine şunları söyledim:
“Bu konuda çok ortaya çıkıp konuşmayın, O televizyon senin bu televizyon benim dolaşmayın, Merak etmeyin, biz kızınızın katilinin yakalanması için gereken her şeyi yapacağız, Münevver artık hepimizin kızı, Ama siz konuştukça konu tersine döner, Konuşmayı bilmiyorsunuz, Antipatik hale gelebilirsiniz,”
Ertesi gün Münevver cinayetiyle ilgili olarak NTV’de, Okan Bayülgen’e konuktum, Baba Süreyya Karabulut da davetliymiş, Gelmedi, Okan, “Abi bir arayıver de gelsin, Bizi ortada bıraktı” dedi,
Okan’a, “Adama televizyon televizyon dolaşma diyen benim, şimdi nasıl bunu söylerim” dedim,
Birkaç gün sonra bir avukat çıkageldi, “Ailenin avukatıyım” diye, Belli ki, davanın medyatikliğinden yararlanmak isteyen bir uyanıktı, Bir sürü şey anlattı, Yolladım gitti,
Bir hafta sonra baktım, Ayşe Arman’a anlatmış o ipe sapa gelmez lafları,
Bir süre sonra o avukat da ortadan kayboldu, Ama Süreyya Karabulut yine ortalığa çıktı, Saçmaladı, konuştu, suçladı,
Acısına verdik ama sonunda iş zıvanadan çıktı,
Ve en sonunda baba Karabulut tuzağa düşürüldü,
Garipoğlu Ailesi şanına yakışır bir şekilde Süreyya’nın babasıyla, üstelik de bir gazeteci aracılığıyla buluşmuş Süreyya Karabulut’a para teklif edilmiş ve Garipoğlu Ailesi’ne yakışacak bir şekilde kayda alınıp dağıtılmış,
Baba, Garipoğlu Ailesi’nden katil zanlısının teslim edilmesini, kızı adına bir hastane yapılmasını ve 3 milyon Euro istemiş,
Ah o 3 milyon Euro olmasa ortada hiçbir şey yok, ama istemiş,
Şimdi görüyorum ki, Garipoğlu Ailesi parasal gücünü kullanarak tam tersi bir kamuoyu yaratmaya, öldürülen kızı ve ailesini karalayarak katili kurtarmaya çalışıyor,
Münevver’in bir teğmenle mesajları basına sızdırılıyor, babanın para için kızının acısını satan adam olduğu gösterilmek isteniyor,
Bunlar tutmaz,
Benim gördüğüm, en vahşi cinayetlerden birine kurban giden, kafası kesilerek öldürülen baba değil kızı,
Biz bu işin baba Süreyya Karabulut için değil Münevver ve Münevver gibi mazlumlar adına takipçisi olduk, Münevver’in katilinin yakalanmasını istiyorum,
Baba Karabulut davaya ihanet etmiş olabilir,
Ama artık Münevver’in babası benim,
İktidar, muhalefete el uzatmalı
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay’ın merakla beklediğim konuşması da “boş” çıktı,
Niyet var ama başka bir şey yok,
Bu kadar soyut bir açılım hayatımda görmedim,
Belli ki, akıllarında bir şeyler var, söyleyecek cesaret yok,
Muhalefet riske ortak olsa, siyasi sorumluluğu paylaşsa belki söyleyecekler ama muhalefette de o göz yok,
Bu yüzden Adalet ve Kalkınma Partisi, riski tek başına alamıyor,
Açılımın içini dolduracak lafları söyleyemiyor,
Bu yüzden de haftalardır havanda su dövülüyor,
CHP, açılımın ağababasını yapıyor, af dahil her türlü öneriye açık olduğunu söylüyor ama bunu dışarıda yaptığı için işe yarar hale gelemiyor,
Bu haliyle devam ettiği müddetçe, ortaya bir açılım paketi falan çıkmaz,
Boşu boşuna tansiyon yükselir, 1 ay sonra da terör yeniden başlar ve zaten kimse açılım lafını ağzına alamaz hale gelir,
Ben hâlâ Cumhurbaşkanı Gül’ün bütün partileri bir araya getirecek bir başlangıç yapmasını talep ediyorum,
Açılımı hayata geçirebilecek iki taraf olan CHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi liderlerinin 30 Ağustos’ta başlattıkları diyaloğu sürdürmelerini ve
ortak adımlar atmalarını bekliyorum,
Aksi takdirde dün Başbakan, bugün Atalay, yarın TBMM’de diğer siyasetçiler içeriksiz konuşmalara devam edecekler,
Adalet ve Kalkınma Partisi şunu görmeli ki, muhalefete doğru ilk adımı atmak onların görevi,
Çünkü bu süreç olumsuzluğa doğru ilerlemeye devam ederse, iktidarın siyasi riski ortadan kalkmayacak,
Tam aksine artacak,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar