Terör hükümeti istifa etmeli
Fatih Altaylı
Haziran 1, 2010
Yazı İçeriği
Terör hükümeti istifa etmeli
Terör hükümeti istifa etmeli
PERŞEMBENİN gelişi çarşambadan belliydi,
Geçen hafta manşet yaptık gerilimin tırmanışını,
İsrail, Gazze'de yaptığı kıyımdan bu yana şuurunu yitirmiş bir ülke görüntüsü veriyordu,
Çünkü ilk kez bu kadar "yalnız" kalmışlardı,
ABD'den gelen kayıtsız şartsız desteğin eskisi gibi olmaması bir yana, bölgenin en önemli gücü Türkiye, Ortadoğu'daki sorunlara seyirci olmaktan vazgeçip sahaya inince İsrail'in dengesi tam olarak bozulmuştu,
Bunların getirdiği bilinç kapanmasının ve şuursuzluğun bir yerde patlayacağı belliydi,
Patladı,
Hem de en kabul edilemeyecek biçimde,
İnsani yardım gemilerine, daha İsrail karasularına girmeden, insanlığın kalmadığı bir şekilde müdahale edildi, Daha doğrusu saldırıldı,
Şimdi İsrail tarafı diyor ki: "Askerlerimize saldırıldı, onlar da yanıt verdiler,"
Peki sormak lazım: "Askerleriniz uluslararası sularda, hiçbir saldırı gücü olmayan yardım gemilerine gece karanlığında niye indirildi,"
Siz oraya askerlerinizi indirirseniz, çıkacak her olayın fitilini ateşlemiş olursunuz,
İsrail'in yaptığı tam anlamıyla bir "devlet terörüdür",
Bütün uluslararası hukuk kuralları bir anda çiğnenmiş, çatışmaya zemin hazırlanmış ve sonra da elinde silah dahi bulunmayan insanların üzerine ateş açılmıştır,
Hukukun "H"sini bilen bir devletin yapmayacağı şeyi yapan İsrail'in, Başbakan'ın Davos'taki sözlerinde ne kadar haklı olduğunu, benim o gün "Başbakan'ın sözlerini alkışlıyorum" demekte ne kadar yerinde bir anlık tepki verdiğimi gösterir,
İsrail hükümeti, Erdoğan'ın dediği gibi "insan öldürmeyi ne kadar iyi bildiğini" göstermiştir,
Bunu gördükten sonra bütün uluslararası kamuoyunun gözü önünde bunu yapan İsrail'in, Gazze'de neler yapmış olabileceği, her türlü hayal gücüne açıktır,
İsrail, bundan böyle hiçbir tezinde haklılık öne süremeyecektir, İsrail hükümeti, ülkesinin altındaki zemini kaydırmıştır,
İsrail hükümeti, "Terörist bir hükümet" olarak istifa etmek zorundadır,
Bu istifa gerçekleşinceye kadar Türkiye'nin yapması gereken, İsrail ile bütün ikili ilişkileri, her türlü anlaşma ve sözleşme dahil askıya almaktır,
Terör örgütüyle iş yapılmayacağı gibi terör hükümetiyle de iş yapılmaz,
PKK neden azıttı
12 Mayıs günü şöyle yazmışım:
"Türkiye'nin geçmişte içinde bulunduğu ülkeler grubu, Türkiye'nin son günlerdeki tarzından hoşnut değil, Bunun somut verileri var, Geçtiğimiz günlerde PKK'nın yayın organlarında çok ciddi mesajlar vardı, Terör örgütü, Türkiye'ye yönelik yürüttüğü terörde yeni bir dönemece gelindiğini açıkladı, Bundan böyle yurt çapında her türlü stratejik hedefe saldıracağını, terörün boyutunu artıracağını, bölge dışına taşıyacağını, sanayi tesislerine yönelik saldırılar düzenleyeceğini yazdı, Bunun arkasında mutlaka bir 'yazdıran' olmalı, Kimdir siz bulun," Sonrasında da şöyle devam ediyordum:
"Beşar Esad'ın pazar sabahı bize söylediği 'Türkiye, Suriye ve İran, bölgesel konularda tam bir fikir birliği içinde' cümlesi de eski dostlarımız tarafından kolay yutulabilir bir lokma değil, Bunun ABD ve İsrail için hangi anlama geldiğini bilmek için bu ülkelerin dilini biliyor olmak gerekmez,"
Bu yazıdan sonra terör örgütünün yaptıklarına bakarsanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız,
Türkiye, bölgesel sorunlarda "seyirci" koltuğundan inip "oyuncu" olmaya başladı,
Dikkatli bakarsak, gelişmeleri önceden görmemiz mümkün,
Bazıları Bektaşi gibi
DÜN televizyonda söylediğim bir cümleden sonra bazı eleştiriler geldi, "Ne alakası var" diye,
Tabii başını sonunu dinlemeden eleştiri yapınca böyle oluyor,
İsrail'in yaptığının bir devlet terörü, bir insanlık suçu olduğunu söyledikten sonra Birleşmiş Milletler ve AB ile ortak tepki göstermek gerekiyor dedim ve bir örnek verdim:
"PKK bizim için nasıl bir terör örgütüyse, İsrail de Hamas'ı terör örgütü olarak tanımlıyor, Şimdi Avrupa'daki bazı abuk sabuk adamlar, PKK'ya yardım getiriyoruz diye İskenderun'a gelse ve biz böyle bir tepki versek kıyamet kopar, Ama Türkiye böyle bir tepki vermez, İsrail bu gemileri ablukaya alabilirdi, Yanaşmalarını engelleyebilirdi, Arayabilirdi, Üstelik bunları gece karanlığında değil, gündüz gözüyle yapabilirdi, İsrail'in niyeti iyi değil,"
Benim böyle özetlenebilecek fikrimi evirip çevirip ya da başını sonunu dinlemeyip anlamlar yüklemeye çalışmak ayıptır,
Bektaşi'nin, "Namaza yaklaşmayın" cümlesini okuyup önünü arkasını okumamış olması gibidir,
BM'ye değil Lahey'e
TÜRKİYE, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni toplamaya çalışıyor,
Tavır açısından önemli,
Devlet terörüne karşı, uluslararası camiayla birlikte hareket etme niyetimizi gösteriyor,
Ancak bundan sonuç almak imkânsız,
Güvenlik Konseyi toplanacak,
Üyelerin ortak kararıyla gündem belirlenecek, Kabul edilirse bu saldırı gündeme alınacak,
Sonra İsrail'i "kınama" veya "mahkûm etme" kararı çıkacak,
Sonra ABD bunu veto edecek,
Konu kapanacak,
Türkiye'nin asıl gitmesi gereken yer Lahey Adalet Divanı,
Çok fazla benzerlik olmasa da, 1930'ların 2, yarısında uluslararası sularda meydana gelmiş bir başka olayı Türkiye, Lahey'e götürmüş ve "Bozkurt-Lotus Davası" diye bilinen meselede lehte karar çıkarmıştı,
Konu tam olarak benzer olmasa da gidilmesi gereken yer Lahey'dir,
Sözde Güvenlik Konseyi'nden İsrail aleyhine karar çıkmaz,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar