Hafıza, acıları unutmaya programlıdır
Fatih Altaylı
Şubat 8, 2013
Yazı İçeriği
Hafıza, acıları unutmaya programlıdır
Hafıza, acıları unutmaya programlıdır
İMRALI ile yapılan görüşmeleri ve PKK'nın önce ateşkes, sonra silah bırakma sürecini içeriden takip eden, siyasal Kürt hareketi içindeki "Türk" dostuma sordum.
"PKK'nın silah bırakması karşılığında Öcalan'ın ev hapsine, sonra da tamamen özgürlüğüne kavuşacağına inananlar çoğunlukta. İmralı pazarlıklarında Öcalan'ın kendi geleceğiyle ilgili talebi ya da en azından beklentileri ne?"
Bu sorunun yanıtını merak edenler çok. Merak etmeyenler ise "Bunun sonunda Öcalan serbest kalır" inancında olanlar.
Asla yalan söylemeyecek olan dostum çok net cevap verdi:
"Vallahi de, billahi de Öcalan kendisiyle ilgili tek kelime bile konuşmadı. Kendi durumunu gündeme bile getirmedi."
Buna inanmak gerçekten çok zor.
Öcalan gibi "ultra bencil" ve "süper narsist" bir karakterin kendi durumunu gündeme getirmeden böyle bir çaba içine girmesi inandırıcı değil.
Ancak yanıt yine Öcalan'ın karakterinde saklı.
"Öcalan aptal değil. Üstelik de son derece pragmatik bir adam. Mevzuya buradan girse bir yere ulaşamayacağını biliyor. Şunun farkında ki, devlet bugün kendisini serbest bıraksa, dışarıda yaşama şansı yok. Kendisiyle görüşen MİT Müsteşarı ona hücresinin anahtarını ve adadaki limanda bekleyen bir teknenin anahtarını verse bile Öcalan biliyor ki, ne o hücreden çıkabilir, ne de o motora binip anakaraya gelebilir. Öcalan'ın yapması gereken, kendisinin de dışarıda yaşayabileceği bir Türkiye oluşturmak. Öyle bir ortam olmalı ki, Öcalan İmralı'dan gelip sokağa çıktığı zaman kimse garipsemesin. En azından toplumun geneli garipsemesin. Bugün böyle bir Türkiye yok. Bunu Öcalan da biliyor."
Bütün bu gelişmeleri yakından ve içeriden takip eden dostumun nihai değerlendirmesi şöyle:
"Aslında Öcalan, bu sorunun çözüm muhatabı oldu ve en önemli amacına ulaştı. Ve aslında şu anda MİT kendisine adadan çıkış biletini verdi. Mesele bu biletle vatanı bildiği Türkiye'ye gidip gidemeyeceği. Önce gideceği bir yer oluşturmalı. Şimdi bunun derdinde."
Bu sözler ilginç ve önemli.
Tabii akla gelen soru şu: "Terör bitse bile bütün bu olanlar, bunca yıldır yaşananlar unutulabilir mi?"
Açık söyleyeyim, unutulur.
İzleri kalır, sancıları kalır, dokundukça bir süre daha acıyacak olan yaralar kalır, ama unutulur.
Sakın bunu Türk halkının hafızasına, unutkanlığına bağlamayın.
Dünyanın her yerinde böyledir.
İnsanların da, toplumların da hafızaları, acıları mümkün olan en kısa sürede silmeye, unutmaya meyillidir.
Çünkü acı sürekli hatırlanarak yaşanmaz.
O yüzden ABD yıllar süren çok kanlı bir iç savaşın ardından "Birleşik" olabilmiş ve Birleşik kalabilmiştir.
O yüzden Avrupa, 2. Dünya Savaşı'nın üzerinden 15 yıl geçmeden "Birliği"nin temellerini atabilmiştir.
Japonya ile ABD Pearl Harbour'a, Hiroşima'ya, Nagasaki'ye rağmen bugün birlikte olabilmektedir.
O yüzden Rusya, 27 milyon Rus'un ölümüne neden olan Almanlar'dan hâlâ nefret etme arzusunda değildir.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025