Serdar Ortaç ve Ahmet Kaya
Fatih Altaylı
Ekim 31, 2013
Yazı İçeriği
Serdar Ortaç ve Ahmet Kaya
Serdar Ortaç ve Ahmet Kaya
SERDAR Ortaç sahne aldığı bir ortamda bir grup tarafından yuhalanmış. Ortaç'a tepki gösterenler, sahneye ellerine geçeni fırlatmışlar, çatal-bıçak ne buldularsa Ortaç'a atmışlar, sahnedekiler zor kaçmış. Böyle bir olay daha önce de yaşanmıştı Türkiye'de. Ahmet Kaya, benzer bir şekilde sahnede saldırıya uğramış, yuhalanmış, izleyenler ellerindeki her şeyi sahneye atmışlardı. Kaya da sahneden inmiş, daha sonra yurtdışına gitmiş, bir daha ülkeye dönemeden kalp krizinden gurbette ölmüştü. Peki aynı durum Serdar Ortaç'ın başına niye geldi? O gün Ahmet Kaya'yı yuhalayanlar arasında yer aldığı için. Ortaç'a saldıranlar Ahmet Kaya'yı sevenler. Peki şimdi de Serdar Ortaç yurtdışına kaçarsa ve Allah korusun orada kalp krizinden ölürse ne olacak! Bir harekete çok kızanların aynı hareketi yapmaları sizce normal mi? Bu karşılıklılık nereye kadar sürecek. Ya askerle kutla, ya polisle "CUMHURİYET Bayramı halkın bayramı olsun, askerler değil halk kendi kutlasın" dedim ya geçen hafta. Vazgeçtim. Çünkü bir bayramı adam gibi kutlamayı bilmiyoruz. "Asker olmasın vatandaş olsun" olmuyor. Asker olmayınca vatandaşın başında polis oluyor. Vatandaş bayramı ya askerle kutluyor, ya polisle. Kendi başına kutlayamıyor. 29 Ekim günü bir grup vatandaş İstiklal Caddesi'nde 29 Ekim kutlaması yapmak istedi. Kadın, erkek, çoluk çocuk. O da ne, İstiklal'de kutlama yapmak isteyenlerden daha fazla sayıda polis. Niye? Kutlama yapacakların arasında marjinal gruplar da varmış. "Marjinal grup" ne demek çok anlamıyorum ama varsın olsun. Marjinaller de Cumhuriyet'in çocuğu, kutlasınlar, kime ne! Kutlatmadılar. Yüzlerce polis çevirdi etrafını, adım attırmadı. Çoğunluk çoluk çocuk kadın olduğu için fazla bir olay da çıkmadı. Ne olurdu bıraksalardı da yürüselerdi. Bence hiçbir şey. En fazla birkaç "hoşa gitmeyecek" slogan atarlardı. Sonra da dağılırlardı. Ama olmadı. Belli ki, daha uzun süre de olmayacak. Belli ki, vatandaş kendi istediği gibi kutlayamayacak. Ya askerle kutlayacak, ya polisle. Not: Ben de hayatımın ilk 29 Ekim'ini İstiklal Caddesi'nde kutlamıştım. 6-7 yaşlarındaydım. Bir elimden annem tutuyordu, bir elimden babam. İstiklal'e gelmiştik. O zaman trafiğe açık olan İstiklal'e. Yalan söylemiş olmayayım, ya Degustasyon'da ya da Fisher'de yemek yemiş, sonra da caddedeki fener alayını seyretmiştik. Çok keyiflendiğimi, çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. 45 yıl önceydi. Güzel günlerdi.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar