İstanbul 14°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Her ihbarda devlet mekanizması kilitlenmeli mi?

detail banner reklam

Her ihbarda devlet mekanizması kilitlenmeli mi?

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Mayıs 31, 2017

Yazı İçeriği

  • Her ihbarda devlet mekanizması kilitlenmeli mi?

Her ihbarda devlet mekanizması kilitlenmeli mi?

Darbe girişimi tartışmasıyla ilgili en çok konuşulan konuların başında “ihbarcı binbaşı” O.K.’nın öyküsü geliyor. Bir dönem Gülen Cemaati’ne mensup olan Binbaşı O.K. darbe günü kendisine üstlerince verilen talimatı, darbeden saatler önce gidip bu durumu MİT’e ihbar ediyor. MİT’te uzun süre sorgulanıyor, bir savcıyla “mülakat” yapıyor. Kafa karıştırıcı iddialara göre O.K. bir darbe girişimi ihtimalinden söz ediyor. Darbe girişimi gerçekleşince de O.K.’nın “mülakatı” önem kazanıyor. Ve hemen şu soru sorulmaya başlanıyor: O birkaç saatte niye bir şey yapılmadı? Soru ilk bakışta okuyana da sorana da hayli “seksi” geliyor. “Hakikaten niye o birkaç saatte bir şey yapılmadı?” Bilin ki, bu soru bize özel değil. Aynı soru 11 Eylül 2001’in hemen sonrasında ABD’de de sorulmaya başlandı. Çünkü 11 Eylül saldırılarıyla ilgili pek çok ihbar, başta FBI olmak üzere ABD istihbarat veya güvenlik kurumlarına gelmişti. Hatta hatırlayacaksınız, Türk asıllı bir FBI ajanı kadın, “Ben bu saldırıyı önceden bildirdim” diye ortaya çıkmıştı. Ne yazık ki, devlet mekanizmaları, böyle ihbarlar karşısında düşünüldüğü kadar hızlı harekete geçemiyorlar. Mesela 11 Eylül saldırılarını konu alan ve tamamı ABD Senatosu belgelerine dayanan “11 Eylül Raporu” adlı kitabı okuyun. Göreceksiniz ki, bırakın ihbarı, kulelere çarpacak uçakların kaçırıldığı anlaşıldıktan,hatta uçaklar kulelere çarptıktan sonra bile ABD Başkanı olaya vâkıf değilmiş. Bırakın vâkıf olmayı, ABD Başkanı’nı korumakla görevli Gizli Servis, Başkan’ın güvenliğiyle ilgili önlemleri olaydan tam 4 saat sonra almayı başarabilmiş. Senato Komisyonu’na ifade veren Ulusal Havacılık Dairesi (FAA) Başkanı, ABD hava sahasının niye uçuşlara kapatılmadığı sorusu üzerine, “Her ihbarda hava sahasını uçuşa kapatırsak ABD’de hiçbir zaman bir uçak uçamaz” diye yanıtlamış. Elimde MİT Müsteşarı Hakan Fidan imzasıyla TBMM’ye yollanan Darbe Girişimi Raporu var. Anladığım şu: MİT ihbarı almış. Ortalığı ayağa kaldırmadan önce ihbarı yapanı değerlendirmeye çalışmış. İhbarcının FETÖ’cü geçmişi de, anlaşılan “Güven sorunu”, ihbarın bir FETÖ oyunu olma kuşkusu yaratmış. Sonra da söylediklerini değerlendirmişler. Ardından da adım atmış. Eksik atmış, fazla atmış. O birkaç saatte, panik yaratmadan, ortalığı velveleye vermeden, ihbarın asılsız çıkması halinde ülkede bir kaos olmasına sebep vermeyecek şekilde yapmaya çalışmış. İhbar asılsız çıksaydı doğruyu yapmış olacaklardı. İhbar “Asıllı çıkınca” yanlış yapmış gibi oldular. Bu yüzden MİT’e, “O.K.’nın ihbarından sonra niye gerekeni yapmadın?” demek çok doğru değil. Ancak şu eleştiriyi yapmak mümkün: “O.K.’nın gelmesinden önce bu darbenin aylardır planlandığı belli. Cemaatin hangi adamlarıyla bu işleri yönlendirdiği belli. Bunları niye tespit etmedin? Cemaat imamlarını niye daha önce ortaya koyup tutuklanmalarını sağlamadın?” Ama suçlamayı darbeden 2 saat önce yapılan tek bir ihbar üzerinden yapmak haksızlık. Kimbilir MİT’e gerçekleşmemiş ne ihbarlar gelmiştir! Eleştirelim eleştirmesine ama bir de böyle bakalım. Hoş değil GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, TBMM’de Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun sorularına yanıt vermek için aylarca bekleyip raporun tamamlanmasından sonra yazılı yanıt vermeleri pek hoş olmadı.   İfadeler mahkemeye değil dışarıya yönelik DARBE girişiminin askeri ayağıyla ilgili ana davanın ifade tutanaklarını ilgiyle okuyorum. Bu ifadeleri sanıklara kim hazırladı bilmiyorum. Ancak gördüğüm kadarıyla bu ifadeler çok ustaca hazırlanmış bir planın parçaları. Sanıkların ifadeleri, kendilerini savunmaya yönelik değil, FETÖ açısından daha önemli bir amaca hizmet etmek üzere kurgulanmış. İfadeler davayı adım adım bir noktaya taşımak istiyor: Bu kontrollü bir darbeydi. Sanıklar, mahkemeyi değil, yurtdışındaki Türkiye aleyhindeki lobileri etkilemek üzere konuşuyorlar. Söylemleri ve ifadeleri eldeki verilerle, gözümüzle gördüğümüz görüntülü kayıtlarla örtüşmüyor. Bu nedenle ben bu davadaki sanık ifadelerinin hâlâ bir amaç doğrultusunda verildiğini zannediyorum. Dışarda da, kimileri iktidar partisine mensup bazı siyasetçiler bu algıyı güçlendirecek söylemlerde bulunuyorlar. Ama bildiğim bir şey var. Öyle veya böyle gerçekler bir gün ortaya çıkar.   En azından bir rehber hazırlayabilirdiniz Darbe Komisyonu Raporu’nu beğenmediğimi dün söyledim. Darbeyi aydınlatmaktan uzak. Zaten aydınlatmasını da beklemiyorduk. İyi niyetli olsanız bile kolay bir iş değil bu kadar karanlıklarla dolu bir meseleyi tam olarak ortaya koymak. Ancak komisyon çok daha doğru bir iş yapabilirdi ve bu mümkündü. Cemaat adı altındaki bir yapının devleti nasıl ele geçirdiğini ortaya çıkarabilirdi. Orduya nasıl sızdığını, bürokrasiye nasıl hâkim hale geldiğini ve AK Parti iktidarı dahil tüm iktidarların hangi hataları yaptığını samimiyetle ortaya koyabilirdi. Cemaatin devlet içinde güçlenmesinde AK Parti’nin büyük payı olduğu kesin olmakla birlikte, AK Parti öncesinde, daha doğrusu 1980 sonrasındaki tüm iktidarların bunda payı var. Kimi az kimi çok. Turgut Özal’ın da, Demirel’in de, özellikle Tansu Çiller ve Ecevit’in de çok payları var. Evet, Gülenciler AK Parti’yle bir koalisyon kurmuşlardı ama bir koalisyon kuracak güce de ondan öncesinde erişmişlerdi. TBMM Komisyonu en azından bunları ortaya çıkarabilir, devlete bir “Cemaatlerden korunma rehberi” hazırlayabilirdi. Bu gelecekte de benzer tehlikelerden korunmanın bir el kitabı olabilirdi. Yapmadılar. Zaten o kompozisyonla yapmaları da zordu.   Yerli otomobilimiz vardı YILLARDIR yerli otomobili konuşuyoruz. Aslında yıllardır değil, on yıllardır. Türkiye’nin bir yerli otomobili vardı: Anadol. Daha sonra devlet de bir girişimde bulundu: TOFAŞ. Belki bilirsiniz belki bilmezsiniz, TOFAŞ aslında bir kamu-özel sektör ortaklığı olarak yerli otomobil üretmek üzere yola çıktı. Keza Silahlı Kuvvetler de bu çorbada tuzları olsun istedi. OYAK-Renault kuruldu. Ama yerli otomobil olmak bir yana, tek yerlimizi bile kaybettik sonunda. Yarın yerli otomobil konusuna gireceğim.   Ne Zaman Adam Oluruz? Büyük hedeflere kolay yoldan ulaşamayacağımızı anladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025