İstanbul 8°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Türkiye evde sadece yemek yapmış

detail banner reklam

Türkiye evde sadece yemek yapmış

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Şubat 5, 2021

Yazı İçeriği

  • Türkiye evde sadece yemek yapmış

Türkiye evde sadece yemek yapmış

Dün Türkiye’nin nüfus verileri açıklandı. Medyamız buna pek ilgi göstermedi . Yüzeysel bir iki lakırdı ile geçiştirdiler meseleyi. Benim ortaya çıkan verilerden anladığım işi şu oldu: Pandemi döneminde eve kapananlar evde kitap okumayı, yemek yapmayı, televizyon seyretmeyi tercih etmişler. Ama nüfusu arttırmamışlar. Üç çocuk tavsiyesine uymayı hiç ama hiç düşünmemişler. Eve kapanma ‘baby boom’a sebep olmamış. Türkiye’nin nüfus artış hızı muhtemelen Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesinde gerçekleşmiş. Nüfus artışında binde 8’lik bir düşüş söz konusu. Artış hızımız binde 13,9’dan bin de 5,5’e gerilemiş. Üç çocuk hikaye olmuş. Ekonomik kaygılar ve önünü görememe ağır basmış. İstanbul’da sözü edilen nüfus azalması çok önemli bir gerileme değil. 56 bin kişi. Bunların bir bölümü şimdilik Ege’dedir. İşsiz kalan servis elemanları da geçici olarak memleketlerine dönmüştür muhtemelen. Adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarından anladığımız bir başka gerçek ise şu: “Türkiye Suriyelileri insandan saymıyor” Çünkü açıklanan sayılarda Suriyeliler yok. Ülkemizde ikamet eden yabancı sayası 197 bin kişi azalarak 1 milyon 333 bin kişi oldu cümlesi bunu zaten açıkça gösteriyor. Türkiye gibi yaklaşık 7 milyon kayıt içi veya dışı mülteci benzeri kişiyi barındıran bir ülkenin nüfus sayımında bu kişilerle ilgili veri elde etmemiş olması yapılan sayımın ekonomik önemini çok azaltır. Sonuçta safi veya gayri safi milli hasılayı hesaplarken bu 7 milyon kişinin yarattığı ekonomiyi de hesaplayacağız. Ama kişi başına bölerken şu 7 milyon kişiyi saymayacağız. Yani yine kendimizi kandıracağız. Hem de en istatistiki biçimde! ***

Vergiye elektrik takviyesi yargıya gitse

Elektrikli otomobil modelleri biraz artıp, Mercedes, BMW, Jaguar, Volkswagen, Renault gibi markalar elektrikli araçları piyasaya vermeye başlayınca Türkiye bildiği tek tepki ile yanıt verdi. Vergileri arttırmak. Yıllar önce biraz da bizim zorlamamızla düşürülen elektrikli araç vergileri, ciddi oranlarda arttırıldı. Oranlar motor gücüne de bağlı. Yüksek güçte yüksek artış var. Bütün dünya elektrikli otomobili en azından şimdilik teşvik eder, elektrikli araç alanlara ciddi destek verirken, Türkiye tam tersini yapıyor. Vergileri alabildiğine arttırıyor. Tabii bu arada yapılacağı iddia edilen yerli otomobil de bundan payını alıyor. Eğer yerli otomobilimiz “TOGG” açıklanan özelliklerle çıkarsa, yani 200 ve 400 kw güçlerinde olursa en yüksek vergi dilimine girecek. Ve yine muhtemelen ölçek ekonomisi nedeniyle iç pazarda rekabet şansını bile kaybedecek. Bu arada Fransa’da ilginç bir gelişme oldu. Fransız yargısı, Fransız Hükümeti’ni çevrenin korunması ile ilgili alınan önlemlerde yetersiz bularak “suçlu” ilan etti. Böyle bir davanın Türkiye’de açıldığını hayal etmek bile zor. Ama diyelim ki, açıldı ve diyelim ki böyle bir karar çıktı. Sizce o mahkemeye ve çevre duyarlılığını mahkemeye taşıyana bugün neler söylenirdi. Elektrikli otomobile getirilen ağır vergileri bu kapsamda yargıya taşısam. Ne olur acaba. Terörist mi ilan edilirim, yoksa iltisaklı mı! ***

Troll güzelleri

Sosyal medyada çok aktif değilim. Köşe yazılarımı paylaşıyorum. Bazen de tepemi attıranlara bir yanıt veriyorum. Ama köşe yazım dışındakileri muhatapları gördükten sonra siliyorum. Çünkü azılar uzun süreli bir anlam ifade ediyor ama bu yanıtların  orada uzun süre kalmasını anlamsız buluyorum. Son zamanlarda sosyal medyada yazılarımın altına yapılan olumsuz yorumlara bakınca çok ortak bir prototip var. Yazılarım nedeniyle bana hakaret edenler, genel olarak modern görünümlü, büyük bölümü gayet hoş genç kadınlar. Uzun zamandır anladığım bir gerçek var ki, artık yeni “troll” tiplemesi bu. Sakallı bıyıklı bir takım adamlar güzel kadın fotoğraflarının arkasında trollük yapıyorlar. Bunun iki nedene bağlıyorum. Birincisi ağır eleştiriyi ve hakareti yapan kadın olduğu için ona aynı ağırlıkta yanıt veremiyorsunuz. Verseniz kadına hakaret olacak. Susup oturuyorsunuz. İkinci nedeni ise muhtemelen “Bak senin mahallen bile sana destek vermiyor ve seni eleştiriyor” havası yaratmak. Ama biliniz ki, bu tip troll tezgahlarına düşecek  kadar ahmak değiliz. Susuyorsak efendiliğimizdendir. Yediğimizden değil! ***

Önlemi bırakmayın

Biz COVİD19 yasaklarını ya da önlemlerini nasıl ve ne zaman kaldırırız diye tartışırken, Avrupa’da insanlar yasaklara karşı eylem yapıp ortalığı yıkarken ABD’nin salgın hastalıklarla mücadele ve kontrol kurumundan (CDC)  son zamanlarda gelen uyarılar tüm bunları için henüz erken olduğunu gösteriyor. Artık kesinlikle biliyoruz ki, virüs dün zannettiğimizden daha bulaşıcı! Yakın temas gerekmeksizin hava yolu ile bulaşma riski düşünüldüğünden daha yüksek. Yakın zamana virüsü kapmak için kadar hasta kişi ile  uzunca bir zaman geçirmek gerektiği düşünülüyordu. Gerekmiyor. Hatta hastalığı taşıyan kişi ile görüşmek bile gerekmiyor. Hasta terkettikten sonra bile hastanın bulunduğu odada virüs uzunca bir süre havada kalabiliyor. İki metrelik sosyal mesafenin yeterli olduğu düşünülüyordu. Bu mesafenin gerekli olduğu ama  yüksek sesle konuşma, şarkı söyleme, aksırma, öksürme gibi durumlarda  son derece yetersiz olduğu da artık biliniyor. Derin nefes alınıp verilen ortamlarda virüsün daha fazla yayıldığı ve daha fazla havada kaldığı da kesin. Bunları sizi korkutmak için yazmıyorum. Çünkü hala ortamı havalandırmak en güçlü  önlemlerden biri. Mutlaka ve mutlaka ortamları sıklıkla ve güçlü biçimde havalandırmak gerek. Başta düşünüldüğünün aksine, pencere kapı açarak havalandırılamayan yerlerde havalandırmaları kapatmak olumlu sonuç vermiyor. Havalandırma ve  hava temizleyici kullanılması, bunların açık tutulması öneriliyor. Hava temizleyici cihazların olumlu etkisi net. Başkaları ile mesafeyi mümkün olduğunca uzak tutmak, maske takmak, el temizliğine dikkat etmek ve elleri ağız ve yüze götürmemek hala en etkili korunma yöntemi. Yüzde 50’ye yakını aşılanmış toplumlarda bile hastalığın henüz daha  engellenememiş olması, önlemlerin hala önemli olduğunu gösteriyor. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Düşünceye değil kötülüğe savaş açtığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025