İstanbul 20°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü - 66

detail banner reklam

Silivri Günlüğü - 66

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü - 66

Silivri Günlüğü - 66

Emre Bey dostum selamlar, sevgiler…

İyi olmanı, sağlık afiyette olmanı diliyor ve umuyorum…

Sadece senin değil, bizi izleyen tüm dostlarımızın da iyi olmasını temenni ediyorum.

Emreciğim bugün sporla, daha doğrusu bir spor kulübü ile başlayabiliriz programa.

Fenerbahçe ile…

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün pazar günü gerçekleştirdiği seçimli olağanüstü kongre, ben dahil pek çokları için müthiş bir sürprize sahne oldu.

Türkiye’nin en güçlü, en zengin, en burjuva ailesinin yakışıklı, havalı, aileden gelen gücüyle Fenerbahçe’yi yöneten temsilcisi Ali Koç ne servet, ne de etkinlik olarak yanına yaklaşamayacak olan Saadettin Saran’a yenilerek 7 yıldır oturduğu başkanlık koltuğuna veda etti.

Pek çok kişi için olacak şey değildi.

Ali Koç zengindi, kulübün neredeyse tüm sponsorlarının sahibiydi, 7 yıllık başkanlığı döneminde kulübün üye yapısına hakim olacak adımlar atmıştı.

Camiadan gelen seçim taleplerini ise seçimi ligin başlamasından 6 hafta sonraya koyarak, dere geçerken at değiştirilmez diyecek olan kongre üyelerinin kendisini seçmelerini sağlayacak bir hamle olarak planlamıştı.

Her şey lehineydi.

Ve zaten hemen herkes Ali Koç’un yeniden seçileceğine, Fenerbahçe’nin artık bir Koç Holding müessesesi olduğuna, Ali Bey’in istediği sürece Fenerbahçe başkanı kalacağına inanıyordu.

Ben de öyle düşünenlerdendim.

Çok güçlüydü, UEFA ve uluslararası kuruluşlar da etkisi vardı, dünya zenginler ligindeydi ve bir telefonla her yere, herkese ulaşabiliyordu.

Evet başarısızdı; vaatlerini yerine getiremiyor, kulübü şampiyon yapamıyor, kulübün 21 milyarı aşan borç yükünü eritemiyordu ama o yapamazsa başkası da yapamazdı.

Yapacaksa yine Ali Koç yapardı.

Bu yüzden de Ali Koç kazanırdı.

Tanınmamış, tecrübesiz yönetimi ile Saran’ın şansı yoktu.

Bu fikrimi, geçen hafta ziyaretime gelen spor camiasından ve Fenerbahçe’yi yakından bilen bir dostumla paylaştığımda aldığım yanıt beni şaşırttı.

“Abi emin olma. Saadettin, sessiz ve derinden geliyor. Diğer adayın Saran lehine çekilmesi çok önemliydi. Aziz Başkan ‘ben karışmıyorum’ diyor ama Ali Koç’a öfkesi, Saran’a olan kızgınlığından fazla. Pazar günü Saadettin alırsa hiç şaşırma” deyince güldüm.

Olacak şey değildi.

Olacak gibi görülmeyen oldu.

Fenerbahçe kongre üyeleri “7 yıl boyunca başaramayan bundan sonra da başaramaz” diyerek, asla inmeyecek gibi görünen güç ve zenginlik sembolü Koç’u indirdiler.

Ki o Ali Koç, arkasına siyasi desteği almış, iktidarın güçlü ortağı MHP’nin açık desteğini heybesine koymuştu.

Buna rağmen Fenerbahçe üyeleri “yeter” dedi.

Saadettin Saran sorunları çözer, Fenerbahçe’yi şampiyon yapar mı bilmiyoruz.

Fenerbahçeliler de bilmiyor.

Bildiğimiz, Fenerbahçelilerin bildiği şu: Ali Koç yapamadı.

Saran yapabilir mi, göreceğiz.

Yapamazsa o da gider.

İşte demokrasi tam da bu…

Fenerbahçe, Türkiye’ye güzel bir ders verdi, güzel bir örnek oldu.

Ali Koç üzülmesin.

Çok iyi bir Fenerbahçeli olduğuna hiç şüphe yok.

Hiç ihtiyacı olmadığı halde Fenerbahçe başkanı oldu.

Almadı, verdi.

Ticari çıkarlarına ters olmasına rağmen Galatasaray’ı ve Galatasaraylıları hedef aldı.

Büyük paraları karşılıksız verdi.

Zamanından verdi, ailesine ayıracağız zamandan verdi.

Kimse Ali Bey için kötü Fenerbahçeli diyemez.

Çok iyi Fenerbahçeli olduğu kesin, hatta belki de sorun çok fazla Fenerbahçeli, çok fazla taraftar olmasıydı.

Tüm özverisine rağmen olmadı.

Olmayınca olmuyor…

Mutlaka üzülmüştür ama bir hafta sonra “Oh be dünya varmış” diyecektir.

Sağlığına kavuşacaktır, uykuları düzelecektir, hayattan keyif almaya başlayacaktır.

Siniri stresi sona erecektir.

Bazen kaybetmek iyidir.

Ali Koç emin olsun huzuru artacaktır, hem kendisinin, hem ailesinin hem sevenlerinin…

Fenerbahçe’ye de yeni başkanları hayırlı olsun.

Eski komşum sevgili Saadettin Saran’a da başarılar diliyorum.

Gelelim diğer mevzulara…

Nereden devam edelim?

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in vatandaşa ayrı, kendine ayrı tarifesine bakalım mesela…

Milletin evlatlarını imam hatip okullarına yollatmaya çalışan, sürekli olarak eğitimi ne kadar iyi hale getirdiklerini anlatan Milli Eğitim Bakanı kendi evladını, kendi kızını imamlıkla, hatiplikle uzak yakın alakası olmayan özel ve karma bir okula yolluyor.

Bir özel ortaokula…

Bakan’a diyeceğim yok.

Her ana baba evladının gelecekte en çok işine yarayacak, en iyi eğitimi almasını ister.

Evladının kendi siyasi hesaplarına kurban gitmesini istemez.

Doğaldır.

İyi analık, iyi babalık budur.

Ama bir Milli Eğitim Bakanı, kendi evladının geleceğini düşündüğü kadar milletin evlatlarını da düşünmek, onların geleceklerinin de parlak olmasını sağlamak zorundadır.

Madem imam hatibi herkese öneriyorsan, kendi evladını da oraya yollayacaksın.

Aksi dürüstlük değildir, milletin çocuğunu kurban etmektir.

Anadolu Ajansı muhabiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Özgür Özel’in gündeme getirdiği Trump’ın oğlu ile görüşmesini sordu.

Erdoğan, evet ya da hayır demeden “Sağır duymaz uydurur” dedi ve ekledi “Yanımızda mıymış?”

Yanlarında olmadığını dün anladık.

Çünkü Özgür Özel sadece Boeing alımından söz etmişti.

Dün, ABD ürünlerine 2018 yılında koyulan ek vergilerin kaldırılacağından bahsetmemişti.

Demek ki yanlarında değilmiş.

Bunu söylemişken şunu da ekleyeyim, otomobillere gelen ek vergi gümrük birliği olan ülkelerden gelen araçları etkilemez.

Amerika’dan gelecek motorlu araçların vergisinin %100’e yakın oranlardan %30’lara düşmesini sağlar.

Burada detayını göremedim ama anladığım bu.

Cumhurbaşkanı’nın Trump ile yapacağı görüşmede Gazze’deki katliamın gündeme gelip gelmeyeceği merak ediliyor.

Ben de bunu merak ediyorum ama aynı zamanda Rusya ile ticaretimize, özellikle enerji alanındaki ticaretimize, ABD’nin kısıtlama getirme konusunda ısrarcı olup olmayacağını merak ediyorum.

Keza, Kuzey Irak’tan aldığımız petrol ve bunu taşıyan boru hattı kapanmıştı.

Acaba bunun yeniden açılmasına Amerika izin verecek mi?

Hatırlarsan bir süre önce burada VAY Pİ Cİ’nin son zamanlarda SDG’ye dönüştüğünü anlatmıştım.

Şimdi gördük ki, resmi söylemde de YPG artık SDG olmuş.

Hayırdır inşallah!

Erdoğan-Trump görüşmesinin bir diğer önemli maddesi F-16 ve F-35 alımı…

F-16’larda zaten sorun olmaması gerekiyordu, çünkü İsveç’in NATO’ya katılımına o şartla onay vermiştik.

Ancak Trump bu kez F-35’leri de konuşacağız dedi.

Onun döneminde yasaklandı, onun ikinci döneminde yasak kalkabilir.

Böyle bir şey olursa çok güleriz.

Düne kadar F-35’leri karalayıp “almamak lehimize” diye yorum yapan savunma uzmanları, yarın ekranları doldurup F-35’lerin ne kadar muhteşem uçaklar olduğunu anlatıp, Ege ve Orta Doğu’da bize nasıl bir üstünlük sağladığını ballandıra ballandıra anlatmazlarsa ben hiçbir şey bilmiyorum.

CHP’ye geçelim ve partiye yönelik ilk havadan, karadan, denizden yapılan yoğun saldırıyı savuşturan CHP yönetimi çok da rahat etmesin.

Yeni saldırılar başlayacaktır.

Ama parti gerçekten çok iyi savunma yapıyor.

CHP’nin bu savunma savaşında kurmay heyetinde önemli bir isim var, Önder Sav.

Baykal’ın ekibinden olan ve yıllardır partide bir görev üstlenmeyen Sav, partinin içindeki küçük bir grubun iktidar desteklenerek güçlenen saldırısına karşı göreve koştu ve tecrübesiyle paniğe gerek bırakmadan adımları planlama konusunda Özgür Özel yönetimine destek verdi.

Çok da önemli oldu bu destek.

CHP bu saldırıları atlattıkça giderek güçleniyor, 1940‘lardan bu yana en güçlü dönemine doğru ilerliyor.

Bunu iki görüşmeme dayanarak söylüyorum.

Dün Mustafa Sarıgül ziyaretime geldi.

“Biliyorsun, ben Kemal Bey’in devrildiği kurultayda Kemal Bey’i destekledim. Ancak artık şunu görüyorum, Özgür Özel müthiş bir lidere dönüştü. Rüzgarını çok güçlü olarak hissediyorum. Bunu Trabzon’da, Bayburt‘ta hatta çok güçlü biçimde Konya’da gördüm. Halkın sevdiği, halka dokunan bir lider oldu. Ben bunu 1970’lerde gençlik kollarında iken Ecevit’te gördüm, bir de burada. Erzincan’a da gittik başkanla. Emin ol özel bir şey yapmama gerek kalmadı, doğal olarak halk bağrına bastı. Artık il örgütlerinin ona ayak uydurması gerek. Şu davalardan başını kaldırıp birkaç küçük dokunuş yaparsa, parti tam olarak kanatlanacak” dedi.

Sarıgül’ün bu yönetime ölçülü eleştiriler yaptığı günleri bildiğim için bu yeni yaklaşımını önemsedim. 

Ama daha ilgincini milliyetçi bir avukattan cumartesi gecesi duydum.

Birkaç ay önce, cezaevine girdiğim günlerde ziyaretime gelmiş ve sohbetimiz sırasında bana şöyle demişti: “Fatih Bey, bizim oralarda CHP’nin esamesi okunmaz ve okunmayacak. Siz oraları bilmezsiniz. Yörük köyleri, ilçeleri CHP’ye oy falan vermez. Aç kalsa da vermez. Ben şimdi babama gitsem ‘CHP’li oldum’ desem evlatlıktan reddeder diye korkarım” demiş ve CHP’nin bazı kesimlerde hiçbir şansı olmadığını anlatmıştı.

Cumartesi akşamı yine uğradı.

Memlekete gitmiş, Akdeniz Bölgesi’nin üst taraflarında bir ilçede yaşayan ailesinin yanına…

15 gün kalmış.

“Şaşkınım abi” dedi “Ağzına C H P harflerini almayanlar, CHP’ye oy vermekten söz eder olmuş. Babam bile CHP’ye oy veririm demedi ama ‘Bu Özgür Özel vicdanlı düzgün çocuk, haksızlığa karşı iyi direniyor’ diyor. Yani CHP’ye oy vereceğim demesinin eli kulağındadır. AK Parti ve MHP vurdukça, Özgür Özel ve CHP kazanıyor” dedi.

Şunu da görüyorum, duyuyorum: AK Parti’deki vicdanlı insanlar da bu fikirde ama konuşmuyorlar.

Açık söyleyeyim Emre, vicdan her yerde var.

“AK Partili bir belediyeye yapılan operasyon ‘AK Parti’de yolsuzluk yok mu?’ eleştirilerini bitirir mi?” demişsin.

Adını muhtemelen ilk kez duyduğun, duyduğum bir belde belediyesine yapılan operasyon bu eleştirileri kesmez.

İstanbul ve Ankara belediyelerinin AK Parti’de olduğu dönemlerle ilgili hazır dosyalar var.

Bunlardan birkaçını işleme koysunlar, hemen şapka çıkarırız.

Hep söylediğimi bir kez daha söyleyeyim, bu İBB davaları böyle yapılmasa, tutuklamalar, gizlilikler olmasa, her şey açık olsa belki biz de İBB ya da ilçe belediyelerini eleştirirdik.

AkKParti’nin uyguladığı bu yöntem, bizim İBB’yi eleştirme özgürlüğümüzü de kısıtladı.

Zeydan Karalar’ın İstanbul’da ne işi var Emre!

Ya da İnan Güney…

Beşiktaş Belediyesi’nde bürokratken attığı bir imza yüzünden yargılanmasın dememiz söz konusu değil ama belediye başkanlığından alıp hapse atmak vicdani mi?

Hiçbir akçeli işe bulaşmamış Buğra Gökçe niye tutuklu!

Emre, tüm bunlar olurken gündemi nasıl unuttuk ama…

Sahte diploma rezaleti vardı, ne oldu?

E-Devlet bilgileri çalınmıştı, ne oldu?

E-İmzalar kopyalamıştı, ne oldu?

Yenidoğan çetesi skandalı patlamıştı, ne oldu?

Say say bitmez…

Hepsi unutuldu gitti!

Varsa yoksa CHP davaları, kurultay…

Şimdi de erken doğum skandalı çıktı.

Bir hastane hamile kadınlara ilaçla erken doğum yaptırıyormuş; hem anne hem de bebek için tedavi parası almak için…

Ne olacak? Tabii ki unutulacak!

Baksana, ünlü komisyon bile unutuluyor giderek.

Dün, Yeniden Refah Partisi’nden bir ziyaretçim vardı, ona sordum “Komisyon ne zaman sonuç alır?” diye.

“Komisyon gerçekten bir şey yapacak mı emin değilim, sanki önceden alınmış kararları uygulayacağız gibime geliyor” dedi.

Öyle veya böyle o komisyondan bir sonuç çıkmalı.

Bir fırsat daha kaçacak diye korkuyorum.

Emre memleketin neresini tutsan elinde kalıyor.

Gaziantep’te görme engelli belediye çalışanını otoyolda refüj bakımı ile görevlendirmişler, adama otomobil çarpmış.

%70 görme engelli adamı göz göre göre ölüme yollamışlar!

Amiri “kör olduğunu bilmiyordum” demiş.

Ben daha ne diyeyim!

Laftan lafa atlıyorum ama BYD’nin yeni spor otomobilini gördün mü?

Almanya’da yapılan testlerde saatte 496 km sürate ulaşarak Bugatti’nin rekorunu kırmış.

Hırvatların çok havalı elektrikli aracını da maymun etmiş.

Yıllardır bizim Togg’a bunu anlatıyorum.

Birkaç böyle prototip üretip, dünyayı konuşturmaları lazım diye.

Hala pazarlamada yeni çağı tam anlayamadılar.

Bu tip araçları satarak para kazanmıyorsun ama bu araçları yapacak teknolojiye sahip olduğunu göstererek sıradan otomobillerini sıradan olmaktan çıkarıyor, duygusal bağ kurduruyorsun.

497 km yapmak gerekmiyor.

Ama hayal kurdurmak gerekiyor.

Dün Silivri’de İsmail Küçükkaya ziyaretime geldi, 1 saat muhabbet ettik.

Epey bir selam getirmiş.

“Halk TV’den TV100’e geçişimi cezaevinde olmana rağmen ilk sen duyurdun” dedi.

TV100’ün patronu “Yapmakta olduğun şeyi aynen yapmaya devam edeceksin” sözü verince bir yıllık bir anlaşma yapmışlar.

“Burada iktidardan isimleri de ağırlarım, Halk TV’ye gelmiyorlardı” dedi.

Ayın 29’unda, yani haftaya pazartesi başlıyormuş.

Hayırlısı…

Bu hafta epey yoğun ziyaretçim oldu.

Sağ olsunlar, iyi geliyor.

Cumartesi doğum günümde, pazar doğum günü ertesi çok gelen vardı.

Oyalandım, iyi geldi…

Dün de nefes alacak zamanım olmadı desem yeridir.

Bir yandan da savunmamı hazırlamaya çalışıyorum.

Sen de son röportajını beğendin galiba, yeni sorular yollamışsın.

Bir vakit bulup yanıtlamaya çalışacağım.

Herkese çok çok selamlar!

Yarın görüşmek umuduyla…

Hoşçakalın…

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Türkiye’deki üniversitelerin son durumu ne? görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraTürkiye’deki üniversitelerin son durumu ne?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 00:38 Üniversitelerin güncel durumu 09:23 Üniversitelerin sıralaması 13:01 İTÜ puanlarının dağılımı 16:34 Kapanış Prof. Dr. Emre Onur Kahya'nın bölümde bahsettiği web sitesi: https://www.nature.com/nature-index/country-outputs/Turkey
Ekim 15, 2025
"Yaratıcılık, özgürlük içinde ortaya çıkıyor" görseli
5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Altan Erkekli"Yaratıcılık, özgürlük içinde ortaya çıkıyor"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 01:26 Bir günü nasıl geçiyor? 04:56 Zamanın hızlı geçtiğini düşünüyor mu? 06:39 Güzel şeyleri görmek için ne yapılmalı? 08:55 "Şifa Niyetine" oyunu 12:49 Aile yaşantısı 14:06 Hayatına dokunan öğretmeni 16:08 Sahneye attığı ilk adım 26:38 Neşesini nasıl taze tutuyor? 28:32 Kuşaklar arasındaki çatışmayı nasıl değerlendiriyor? 34:48 Seyircide neler değişti? 41:00 Umutsuzluğa kapıldığı zamanlarda ne yapar? 42:09 Televizyon dizileri hakkında ne düşünüyor? 43:40 Dizi senaryoları hayatla örtüşüyor mu? 46:15 İnsanları güldürmek zor mu? 47:09 Yatılı okul hayatına neler kattı? 50:16 Kendisini nereye ait hissediyor? 51:26 Tiyatroların durumuyla ilgili ne düşünüyor? 54:30 Sanat hâlâ insanları değiştirme gücüne sahip mi? 1:01:24 Anlamakta en zorlandığı duygu 1:01:23 Bir Demet Tiyatro 1:04:50 Kapanış
Ekim 12, 2025
"İsrail güçleri tarafından alıkoyuldum!" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Gelecek Partisi Mv. Sema Silkin Ün & Barış Terkoğlu"İsrail güçleri tarafından alıkoyuldum!"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 01:20 Gazze’ye gitme kararını nasıl aldı? 11:31 Partisi Gazze’ye gitme kararını nasıl karşıladı? 12:36 Gemideki insan profilleri? 18:50 Vicdan gemisi saldırıya uğradı mı? 19:52 Yola çıkış anı 24:24 Gemide geçen 8 günde neler konuştular? 27:00 Gemiye yapılan saldırı 42:35 Devlet büyüklerinden destek hissetti mi? 47:12 Devlet yetkililerinden kendisini arayan oldu mu? 47:52 Gazze’deki ateşkes antlaşması 58:58 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Ekim 11, 2025