Hadi biraz daha kızdırayım

ALIŞKINIZ Allah’tan,

Memleket böyle,

"Türkiye ya küçülür ya büyür, Irak’ın kuzeyini, Suriye’yi de içine alarak federatif şekilde büyür" dedik,

Eleştirileceğini baştan biliyordum da ama böylesini beklemiyordum,

Epey bir "Haklısın" diyen olduğu gibi, "Başbakan’ın kafasındakileri yazmak sana mı kaldı" diyen de oldu, "ABD uyuyan ajanlarını uyandırıp beynimizi yıkamaya başladı" diyen de, Başbakan böyle mi düşünüyor bilemem,

Ama "Böyle düşünüyorsa iyi yapıyordur" diyebilirim sadece,

Başbakan’a karşısınız diye düşündüğü doğrulara da mı karşı olmak lazım?

Bu mudur anlayış?

Karşıtlık üzerine düşünce mi inşa edilir?

Hadi karşıtları biraz daha gıcık edeyim o zaman,

3’lü, hatta 4’lü ya da 5’li bir federasyon olarak düşünün Türkiye’yi,

Adlarını kafanıza göre koyun,

Suriye’yi, Kuzey Irak’ı da kapsayan,

Federasyonlardan birinin başkenti İstanbul, birinin Diyarbakır, birinin Şam olsun,

Hatta daha fazla eyalet istiyorsanız birininki Kayseri, birininki İzmir, birininki de Erzurum olsun,

Ankara da "ortakbaşkent" olsun,

Partiler her eyalette faaliyet göstersin, Ama politikalarını her eyalette, o eyaletin gerçeklerine göre şekillendirsin,

Böylelikle bir yerde oy kazanacağım derken öbür tarafta oy kaybetmesin,

İsteyen parti, her eyalette değil de bazı eyaletlerde faal olsun,

Yerel sorunlar yerel parlamentoda konuşulup halledilsin,

Eyaletlerin kendi bütçeleri olsun, Bir de ortak bütçe olsun,

Özgürlükler alabildiğine genişlesin,

Dil, din, ırk tartışmaları bırakılsın,

Bana göre bundan rahatsız olması gereken tek unsur, terör örgütü ve bağlantılı olanlar,

Çünkü herkes yolunu bulur da, onlar Barzani ve Talabani ile nasıl uzlaşırlar,

Pek aklım almıyor,

 


Bağımsız İstanbul

KÜRT faşistlerinin "özerklik" tavrı bana yıllar önce, 1990’ların başında yazdığım bir yazıyı hatırlattı,

Terörün zirve yaptığı günlerdi, PKK yine "bağımsızlık" sloganları atıyordu,

Ben de oturup bir yazı yazmıştım o zamanlar Güneş Gazetesi’nde,

Özeti şuydu:

"Dünyanın her yerinde zengin olan bölgeler, fakir olan bölgelerden ayrılmak ister, Fakir bölgeleri, hele eğer ortada etnik bir ayrım varsa yük görür, Türkiye’de tam tersi bir durum yaşanıyor, Ben de İstanbul’un bağımsızlığını istiyorum bundan böyle, Avrupa’nın en zengin devleti olur, Anadolu’yu sömürerek" demiş ve ekonomik verilerle yazımı desteklemiştim,

DGM’lerin en hızlı dönemiydi,

Hemen çağırdılar,

İfademi alan savcı, "Fatih Bey, yazınızın ironi amaçlı olduğunu biliyorum, Şaka yapıyorsunuz ama yine de ifadenizi almak zorundayım" demişti,

Ben de "Yoo, şaka yapmıyorum, Niye ciddi olabileceğimi düşünmüyorsunuz" demiştim,

Sonuçta savcı beni ciddiye almamış ve takipsizlik kararı verilmişti,

Elbette ki, ayrılmayı, bölünmeyi aklımızdan bile geçirmiyoruz,

Ama bunu hayata geçirmeyi düşünen Kürt faşistlerinin ayağının yere basmasını istiyorum,

Türkiye’ye diklenip duruyorsunuz,

Ciddiye alınmadığınız için de fazla üzerinize gelinmiyor,

Olacak iş değil ama dediğiniz gerçekleşirse gidip Barzani’nin kucağına oturursunuz,

Bakalım orada, buradaki kadar rahat olur musunuz!

 


Bayram gazetesi

BAYRAMLARDA gazete çıkarılmasını içime sindiremediğimi yıllardır yazarım, Bu nedenle de bayramlarda yazı yazmam genelde,

Ben bayram gazetesi geleneğinden geldiğim içindir bu tavrım,

Bu yıl Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, bu konuda benim gibi düşündüğü için olsa gerek, "Bayramlarda gazete çıkmasın, Gazeteciler cemiyetleri bayram gazetesi çıkarsın" diye bir öneri getirdi,

Ben bu öneriyi, "Bize uyar, Diğer gazeteler de kabul ederse bayramda biz çıkmayız" diye peşinen kabullendim,

Ancak bu proje ne yazık ki hayata geçemiyor,

Hürriyet’ten Enis Berberoğlu, Zaman’dan Ekrem Dumanlı ve Star’dan Mustafa Karaalioğlu ile konuştuk,

Üçü de "Biz bayramda da çıkacağız" dedi,

Eh, bir tek bizim çıkmamamız bayram gazetesini geri getirmeyeceğine göre biz de çıkacağız mecburen, 

 


Herkese faydalı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Beşar Esad’a bir mektup göndermiş ve "Geriye baktığınızda geç olduğunu görmenizi istemem" demiş,

Çok doğru bir cümle,

Sadece Beşar Esad’a değil, tüm politikacılara, insanların hayatlarına yön veren, etki eden her yöneticiye "gerekli" bir cümle,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Adam olma ihtimali olmayanlar, adam olmaya çalışanları eleştirerek adam gibi görünmeye çalışmadıkları zaman

Erişilebilirlik Araçları