Baraj, golü engeller

SABAH erken saatte telefonum çaldı. “İkide bir AK Partili arkadaşım diye ağzımdan çıkanı yazarsın. Bunu da yazacak mısın bakalım” diye daldı mevzuya.

Mevzu dediğim benim dün yazdığım “Yüzde 10’luk seçim barajıyla demokrasi olmaz” meselesi.

“Ne oldu ki?” dedim şaşkınlıkla.

“Yazını okuyan zanneder ki, yüzde 10’luk seçim barajını biz getirdik” dedi.

“Yazıda öyle bir şey demedim ki” diye itiraz edecek oldum.

“Herkes senin gibi Türk siyasi tarihini bilmez ki, hele gençler hiç bilmez. Hatırlamaz. Yüzde 10’luk seçim barajını biz getirmedik. Bizim kucağımızda bulduğumuz bir yasadır” dedi.

O zaman ben de bu yasanın tarihçesini bir hatırlatayım.

 

BARAJ 12 EYLÜL YASASI

Yüzde 10’luk seçim barajını getiren yasal düzenleme bir “Kurucu Meclis” düzenlemesidir.

12 Eylül sonrasında yasaları “Paşaların paşa gönlüne göre hazırlama” göreviyle kurulan “Kurucu Meclis”, Seçim Yasası’nı hazırlarken yüzde 10’luk bir baraj öngördü.

Kurucu Meclis’in hazırladığı bu yüzde 10 barajlı Seçim Yasası, Kurucu Meclis’te de epey bir tartışma yarattı.

Bazı üyeler bu barajın yüzde 7’ye, bazı üyeler de yüzde 5’e düşürülmesini istediler.

En sert muhalefeti yapan ise Kurucu Meclis üyesi ve eski Danıştay üyesi Kamer Genç oldu.

Ancak itirazlar dikkate alınmadı.

Çünkü paşalar “küçük partilerin” TBMM’ye girmesini istemiyorlardı.

Önü kesilmek istenen partiler Milli Selamet ve Milliyetçi Hareket’ti.

Nitekim ilk seçimde küçük partiler Meclis’e giremediler. Baraj işe yaradı, “istikrar” adına ANAP tek parti olarak iktidar oldu.

Meclis dışı kalan MHP ve MSP ise bir sonraki seçimde “ittifak yaparak” Meclis’e girebildiler.

Bu arada ANAP hızla oy kaybetmeye başladığı 1980’lerin sonunda daha da garip bir seçim sistemi getirerek barajı yer yer yüzde 50’ye kadar yükseltti, ama bu baraj menavraları ANAP’ı kurtaramadı.

MHP ve MSP için kurulan bu baraj daha sonra 90’lı yıllardan itibaren Kürtçü siyasi hareketin Meclis’e girmesini engelleyerek yeni bir görev üstlendi.

 

UZLAŞMA KÜLTÜRÜ YOK

Bu bilgiyi verdikten sonra dönelim yeniden AK Partili arkadaşımla yaptığımız sohbete…

“Beğenmediğin ve eleştirdiğin baraj ne yazık ki, Türkiye’nin bir gerçeği ve yine ne yazık ki, bugünkü şartlarda Türkiye’nin bir gerekliliği.”

Bu cümle üzerine “Niye gereklilik” dedim.

Alacağım yanıtı bile bile.

“Çünkü Türkiye’ye istikrar lazım bu yüzden gerekli. Çünkü Türkiye’de uzlaşma kültürü yok bu yüzden de gerçeği” dedi.

Sonra da konuyu açtı:

“Bize göre Türkiye’nin en azından 2023’e kadar istikrarlı bir yönetime ihtiyacı var. Bu AK Parti olur, zor görünüyor ama belki ilerde başka parti olur. Kim olduğundan bağımsız olarak Türkiye’nin istikrarlı bir yönetime ihtiyacı var. Bu yüzden bu baraj gerekli. Şimdi sen diyeceksin ki, ‘Bazı siyasi fikirler dışarda kalıyor’. Doğru. Bazı siyasi fikirler dışarda kalıyor. Ama bunun da çaresi var. Bu siyasi fikirler kendilerine en yakın gördükleri siyasi fikirlerle aynı çatı altına girerler. Yüzde yüz aynı fikirde olmak gerekmez. Herkes kendine en yakın olanla aynı çatı altında toplanır. Böylelikle baraj kimseyi engellemez. Şimdi barajın olmadığını düşün. Bugün Meclis’e girmek için bile aynı çatı altında toplanamayan siyasi partiler veya fikirler bir hükümet, bir koalisyon oluşturmak için nasıl birleşecekler? Ya birleşemeyecekler ya da toplumu rahatsız eden, siyasete güveni bitiren pazarlıklar, bakanlık pazarlıkları yapılacak. Bunu mu istiyorsunuz seçim barajı insin diyerek?”

“İyi de, partinizden de bu baraj inmeli veya inecek diyenler oluyor” dedim.

“Elbette iner bir gün. Ama bugün o gün değil” dedi AK partili arkadaşım.

 

PARTİLER BİRLEŞSİN

Benim bu konuşmadan anladığım şu.

“BDP ile CHP seçim ittifakı yapsın. BBP ya AK Parti’ye katılsın, ya da MHP’ye. Saadet de AK Parti’ye katılsın.”

Çünkü bu durumda yüzde 5 barajı civarında dolaşan tüm partiler bir şekilde TBMM’ye girmiş olacaklar.

Olur mu?

Olabilir.

Sağlıklı olur mu?

Bilmiyorum.

 

Olmayabilirim

DEĞERLİ ve sevgili okurlar, önümüzdeki üç gün bu köşede yazılarımı görmezseniz şaşırmayın.

Sevmeyenlerim “Kovuldu” falan diye sevinmesinler.

Wimbledon’da yarı final ve final maçlarına bilet buldum.

Biraz da hava değişikliği olur.

Fırsat bulursam yazarım ama işin aslına bakarsanız yazmak da istemiyorum.

Biraz ailemle keyif yapmak istiyorum.

Yazamazsam, yazmazsam kusuruma bakmayın.

Haftaya görüşürüz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Halk hareketleri halka bırakıldığı zaman.

Erişilebilirlik Araçları