Almanya ile Türkiye karşılaştırması

DEMOKRASİ dediğinde, toplumsal olay olur.

Özgürlük vardır.

Halk, millet, bu özgürlüğünü kullanır.

Başbakan Erdoğan Almanya gezisinde kendisine yöneltilen Gezi ile ilgili bir soruya “Almanya’nın da Hamburg’da göstericilere neler yaptığını gördük. Bende görüntüleri var” yanıtını verdi.

Doğrudur.

Hamburg’da polis göstericilere çok sert müdahale etti.

Bilmeyenler için Hamburg’daki meseleyi özetleyeyim.

Aşırı sol gruplar kentin bir bölgesindeki metruk konutlara ve eski bir kültür merkezine yerleşmişlerdi ve çıkmıyorlardı.

Hükümet buraların boşaltılmasını istedi.

Hükümetle bu aşırı sol gruplar arasında zaten bir gerginlik vardı ve özellikle hükümetin göçmenlere yönelik baskısını kaldırmasını talep eden solcular, uzun zamandan beri polisle sorun yaşıyorlardı.

Sonunda işgal edilen yerlerin boşaltılması için polis harekete geçti ve çatışmalar başladı.

Sol gruplar polis merkezlerini bastılar, polisleri rehin aldılar, polis de sert karşılık verdi.

Gezi sırasında Türk polisi neyi kullandıysa aynısını kullandı.

Gaz, tazyilkli su, plastik mermi ve haliyle cop.

Büyük çatımalar yaşandı.

Ama Gezi ile Hamburg arasında çok önemli bir fark vardı.

Onca olaya, onca gerilime ve sert çatışmalara rağmen kimse ölmedi.

Dolmuşa gelen sağcı Almanlar sokak arasında kıstırdıkları bir göstericiyi döverek öldürmediler.

Alman polisi, göstericileri “düşman” gibi değil, “yasadışı eylem yapan vatandaşları” olarak değerlendirdi.

Ekmek almaya giden 14 yaşındaki bir Alman çocuğu kafasından vurulmadı.

Merkel’in hiçbir danışmanı “Sol grupları Frankfurt Havaalanı’ndan rahatsız olan Türkiye organize etti” demedi.

Evet, Başbakan haklı.

Avrupa’da da pek çok gösteri oluyor ve polis bunlara çok sert müdahalelerde bulunabiliyor.

Yunanistan’da küreselleşme karşıtı böyle bir gösteride bir kişinin öldüğü de oldu.

İtalya’da da çok sert müdahaleler oluyor.

Ama Gezi’nin ilk günlerinde olduğu gibi, hiçbir saldırganlık göstermeden oturanlara, durduk yerde saldırıldığı da olmuyor.

Tabii yine de Almanya ile Türkiye’yi karşılaştırmak güzel.

Keşke sadece gösteriler ve bunlara yapılan müdahalelerle değil, eğitim düzeyi, sanayi üretimi, ihracat, uluslararası markalar, milli gelir gibi konularda da kendimizi Almanya ile karşılaştırabilsek.

 

Uyan da sefere çıkalım

DONANMA Komutanlığı 5 numaralı hard disk ile ilgili soruşturma başlatmış.

Biliyorsunuz TÜBİTAK uzmanları daha önce “Geçerli” raporu verdikleri bu hard disk ile ilgili olarak yıllar sonra ikinci bir inceleme yaptılar ve “Bununla oynanmış” raporu verdiler.

Bunun üzerine Donanma Komutanlığı da soruşturma başlatmış.

Komedi.

Yahu, büyük bölümü donanma mensubu olan tutuklu subaylar, başından beri “Bu disk gerçek değil” deyip duruyorlardı.

Genelkurmay ise kılını bile kıpırdatmadı, bununla ilgili bir araştırma yapma gereği duymadı.

Şimdi ise birdenbire aşka gelip “inceleme başlatmışlar”.

Komik haliyle…

Acaba bunca tayin, görevden alma sırasında Donanma Komutanlığı’nda da paralel yapıcılar görevden alındı da bu soruşturma o yüzden mi başladı?

Yoksa Donanma Komutanlığı konunun yeni mi farkına vardı!

 

Tecavüze uğrayan mı suçludur!

TAHMİN ediyorum, Batı’dan çok Doğu’ya yakın olmamızdan kaynaklanan bir durum olsa gerek.

Zaman zaman gazete haberlerinde de görüyoruz, okuyoruz, duyuyoruz.

Batı’da, ya da medeni bir ülkede ise asla duymuyoruz.

Neden bahsettiğimi merak ediyorsunuz değil mi?

Tecavüzden.

Tecavüze uğrayanın ayıplanıp tecavüz edene layık olduğu cezaların verilmediği toplumlara “gelişmiş” toplum demek mümkün mü?

Genç kız tecavüze uğruyor.

Böyle bir durumda kızcağız ne yapıyor?

Gidip ailesine sığınıyor.

Aile ne yapıyor?

Meclisi topluyor ve tecavüze uğrayan genç kızını “aile meclisi” kararıyla infaz ediyor.

Ya da kız tecavüze uğruyor.

Ailesini tanıdığı, başına geleceği bildiği, tahmin ettiği için susup oturuyor, köşesinde gizli gizli ağlıyor.

Ama bir süre sonra gerçek, kız hamile kalınca ortaya çıkıyor.

Sonuç değişmiyor.

Tevacüze uğrayan kız namussuz oluyor, tecavüz mağduru çevre tarafından eleştiriliyor.

Tecavüz edene ise hiçbir şey olmuyor.

Ya da kız hiç istemediği, hiç sevmediği halde tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda kalıyor.

Istırabı ömür boyu sürüyor.

Tecavüz olaylarına lütfen medeni bir gözle baksın bu toplum.

Tecavüze uğrayana değil, tecavüzcüye kızmayı öğrensin!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kaybetmenin bin an, yeniden bulmanın ise çok uzun sürdüğünü anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları