9 niye 22 olamaz

Yunanistan’da de seçimler vardı biliyorsunuz. İki dönem öncenin iktidar partisi Syriza’nın lideri, Başbakan’ı Aleksis Cipras, üst üste ikinci seçiminde de iktidar olmaya yetecek oyu alamayınca, partisinin liderliğinden istifa etti.

Yunan politikacı birkaç yıl önce Time dergisi tarafından “Dünyayı etkileyen 100 global lider” arasında gösteriliyordu, dün liderliğe veda etti.

Çipras, öyle 70’li yaşlarında falan da değildi. 49 yaşındaydı ve “bıraktı.” İstifa ederken de şöyle dedi:

“Yeni bir SYRIZA yaratmak önceliğimizdir. Yeniden yapılanmaya ilişkin inancımı, eylemlerimle desteklemeden sadece sözle ifade etmem iki yüzlülük olurdu.”

Daha birkaç gün önce Batılı demokrasilerle, Türkiye’nin en önemli farklarından birinin işte bu kültür olduğunu söyleyip anlattım. İngiltere, Fransa örnekleri ile.

Ama o kadar uzağa gitmeye gerek yoktu aslında.

Hemen yanı başımızdan, komşumuzdan geldi en iyi örnek, en örnek cümlelerle.

Aleksis Çipras kaybetti ve istifa etti.

49 yaşında. Koltuğunu bırakmamakta direnen Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü görevinden alındığında 51 yaşındaydı.

Yunanistan’ın muhalefet lideri, iki seçim üst üste başarısız olduğu için 49 yaşında istifa ederek değişimi kendinden başlatıyor.

Türkiye’nin muhalefet lideri 12 seçim üst üste kaybettiği halde 74 yaşında kendisi hariç bir değişim olsun istiyor.

Aslında sadece bu durum bile Türkiye’nin neden Batı’nın bir parçası olamadığının, neden bir AB üyesi haline gelemediğinin, neden Şarklı bir ülke olarak kalmaya mahkum olduğunun göstergesi.

Diyebilirsiniz ki, “Ne var canım Şarklı olmakta. İlle de Batı demokrasisi mi olmamız lazım?”

Yoo, hiç lazım değil elbet. Böyle de kalabiliriz. Hatta beteri de olabiliriz. Ama unutmayın ki, yıllardır “Battı, bitti, perişan, iflas etti” dediğiniz Yunanistan’ın kişi başı geliri 22 bin 595 dolar.

Türkiye’ninki ise 9 bin 600 dolar.

Batık dediğiniz Yunanistan’ın vatandaşları, uçan kaçan, aya giden, harikalar yaratan Türkiye’nin vatandaşlarından 3 kat daha zengin.

Kıılıçdaroğlu istifa etmediği için değil elbette ama böyle bir şey kimsenin aklına gelmediği ve kendini en çağdaş, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlediğini zanneden partisinin bile aklında demokrasinin D’si dahi olmadığı için.


Yanardağ’ı da TRT yönetim kuruluna alsanıza

Merdan Yanardağ’ın sarf ettiği cümleleri savunacak halim yok.

Tam 40 yıldır terörle mücadele eden bir ülkede, terör örgütünü, terör örgütü liderini savunmak benim becerebileceğim bir iş değil.

Ancak haksızlığa, adaletsizliğe ve eşitsizliğe göz yummak da benim için terör örgütünü desteklemek kadar imkansız bir durum.

Merdan Yanardağ’ın söylediklerinin aynısını değil, 5 beterini söyleyenleri TRT yönetim kurulu üyesi yaparak taltif ederken, zengin ederken, Merdan Yanardağ’ı tutuklamak büyük haksızlık.

Eğer bir bazı şeyler suç ise, herkes için suçtur.

Bizden olana suç değil, bizden olmayana suç diyemezsiniz.

Öcalan ve PKK övgüleri düzen birini TRT’yi yönetim kurulu üyesi yaparken, çok daha azını söyleyen birini içeri atıyorsanız ortada çok ciddi bir adalet sorunu var demektir.

Bu sorunu iktidar partisinin adının başına Adalet yazarak ortadan kaldıramazsınız.

Sadece komik olursunuz!


75 yaşında klavye delikanlısı

Yakın zamana kadar, hiçbir meselede ciddi sorumluluk almadan sadece sosyal medya üzerinden olaylara tepki gösterenlere “klavye delikanlısı” deniyordu.

Bunlar herhangi bir olay karşısında asla gerçek bir eylemde bulunmazlar, sadece sosyal medya üzerinden esip yağıp gürlerler, işler ciddiye binince de sırra kadem basarlardı. Biz de bunlarla “klavye kahramanı, klavye delikanlısı” diye dalga geçerdik.

Ancak haklarını yemişiz, ayıp etmişimiz.

Çünkü bugün aynı şeyi ana muhalefet partisi genel başkanı da yapıyor.

Muhalefeti, muhalif olmayı, sabah kalkıp iki tweet atmak, daha fenası gecikmiş iki tweet atmak zannediyor.

Kılıçdaroğlu, kendisinin yılmaz savunucusu, kendisi kös vurduğu zaman hık diyen Merdan Yanardağ’ın tutuklanması üzerine, bir gün sonra muazzam bir tepki gösteriyor ve iki gün gecikme ile tutuklamayı kınayan bir sosyal medya paylaşımı yapıyor.

Sonra…

Sonrası fısss.

Hiçbir şey.

Tweeti atıyor, görevini tamamlamış muhalefet lideri olarak diğer işlerine bakıyor.

Biraz daha kızarsa belki bir de mutfak vidosu çekip paylaşır.

Sen sağ ben selamet.

Konu kapanır. 


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Zenginliğin bağırıp, servetin fısıldadığını bildiğimiz zaman.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları