Devlet Bey, sizce Hatay kimin!

”Hatay Arap’tır, Hatay Fransız’dır” diyen sözde imama en iyi yanıtı bir başka imam vermiş.

Zeynebi Kübra Camisinin imamı Muhammed Ali Gök “Çok üzücü bir şeye denk geldik. Bir tane ismen din adamı, gerçekten öyle mi bilmiyorum, şöyle cümleler kurdu. Dedi ki, ‘Hatay Türk toprağı değildir. Hatay Arap toprağıdır. Fransa’nın kontrolündeyken daha iyi bir seviyedeymiş. Hatay Türk topraklarına katıldıktan sonra ezan yasaklandı’ diye saçma sapan şeyler söylemiş. Tarihi ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyenlerden öğrenirseniz işte böyle olur. Bizim tavrımız nettir. Hatay Türk toprağıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıdır. Bu Devletin bir karış toprağına ‘Aslında şunların toprağıdır’ demek kimsenin haddi değildir.”

Hay ağzına sağlık be Hoca Efendi.

Hani din adamı ile vatansever din adamı farkını öyle güzel göstermişsin ki!

Ama bu hep böyle idi.

Türkiye’de kurtuluş mücadelesini ateşleyen din adamları da vardı, İngiliz’e, Yunan’a hizmet eden de!

Elbette onların torunları da var işte.

Benim merak ettiğim ise Devlet Bahçeli’nin ne düşündüğü.

Elbette sadece onun değil, Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun, Sancar’ın, Akşener’in, Karamollaoğlu’nun, Babacan’ın, Davutoğlu’nun, Uysal’ın, Baş’ın ama en çok milliyetçilerin lideri olarak görülen Devlet Bey’in ne düşündüğünü merak ediyorum.

Evet Sayın Bahçeli, bu konudaki fikriniz ne!

Size göre, Milliyetçi Hareket’e göre Hatay Türk toprağı mıdır, Arap toprağı mıdır!

Fransızların mı kalmalıydı, Türklerin mi olmalıydı!

Ne düşünüyorsunuz Devlet Bey!

Hangi imam haklı sizce?


Ermeni!

Hatay’ı Arap toprağı ilan eden sözde imamın kışkırttığı bir grup “kudurmuş it” ağızlarından salyalar saçarak bana saldırıyorlar.

Alışkınım, dert değil.

Ancak içlerinden bazıları beni “Ermeni” ilan etmişler.

Ermeni değilim. Soyu sopu belli, Türk’üm ama Ermeni de olabilirdim!

Ermeni olmak ne ayıptır ne suçtur.

Ama ben Türk’üm. 

Belli ki, “Afedersiniz Ermeni” fikriyatı hepinize hakim olmuş.

Ve anladığım kadarı ile Ermeni kelimesini bir aşağılama, hatta daha da beter bir hakaret, bir ihanet gerekçesi olarak kullanıyorsunuz. Bu rezilliktir, terbiyesizliktir, ahlaksızlıktır. 

İsterseniz çok sevdiğiniz 2. Abdülhamit’in padişahlığı sırasında kabinelerinde yer alan, büyükelçilik verdiği, valilik verdiği, beylik verdiği “Ermeni Paşaların” sıralı tam listesini yayınlarım.

Emin olun üç gün tefrika olur!

İster misiniz!

NOT: Abdülhamit Han döneminde Osmanlı’nın kaybettiği toprakları yayınlarsam o da birkaç gün sürer. Murat Bardakçı ve Prof. Erhan Afyoncu’nun da dediği gibi, Osmanlı’nın en büyük toprak kaybı, Sultan 2. Abdülhamit döneminde gerçekleşmiştir. 


Buna da şükür mü desek!

Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olmasına epey bir tepki var.

Bir kısım Gezi Olayları sırasında Erdoğan’a ve iktidara yönelik sert açıklamaları ve birkaç yıl öncesine kadar tekrarladığı “Türkiye’de herkes iktidardan korkuyor. Baskıdan bunalıyor” minvalindeki sözleri nedeniyle “Başkası mı yoktu da bunu atadınız” diyor.

Diğer kısım ise Karadağlı’nın kadınlara yönelik tavrı, son yıllarda iktidar yanlısı tutumu nedeniyle atamayı eleştiriyor.

Küçük bir grup ise siyasi nedenlerle ilgilenmeden, Karadağlı’nın bu görevi yürütecek tecrübede olmadığı için atamaya karşı çıkıyor.

Ben ise bu atamanın tam da bu dönemin ruhuna uygun olduğunu düşünüyorum.

İktidar Karadağ üzerinden bir “biat” mesajı veriyor. “Biat et, rahat et. Makam mevkii kap, asla çok geç değildir” diyor.

Ben ise bu atamaya şükrediyorum.

En azından Karadağlı 31 yıllık meslek hayatında 6 oyunda rol almış.

Epey bir dizide oyunculuk yapmış. Televizyonda yarışma programı sunmuş. Seslendirme yapmış.

Yani iyi kötü sahne tozu yutmuşluğu, epey bir kamera görmüşlüğü var.

Hayatında tiyatroya gitmediği halde, Kartal’daki malum okulu bitiren birini de atayabilirlerdi.

Ne bekliyordunuz yani, Genco Erkal’ı atamasını mı!

Şükredin halinize.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Güç karşısında süt dökmüş kedi olanın vatanperver olamayacağını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları