Gandi, Şirin Baba, Gargamel

Zannederim dün gece Ankara’da bir ilk gerçekleşti.

Türk siyasi tarihinde ilk kez, bir siyasi partinin genel başkanı istifa dışında bir yöntemle değişti; CHP delegeleri, mevcut genel başkanı devirip, yerine yeni bir ismi genel başkan yaptılar.

Böylelikle Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yenilgilerine bir yenisini daha ekleyerek siyasi hayata veda etti.

Dün Kemal Kılıçdaroğlu sadece parti genel başkanlığını değil, Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığından “onurlu” bir şekilde ayrılan bir genel başkan olabilme şansını da kaybetti.

Aslında perşembenin gelişi, çarşambadan belli idi.

Tam bir “kifayetsiz muhteris” olduğunu kanıtlamak için Mayıs ayından bu yana çırpınan Kılıçdaroğlu seçimin hemen ardından “düzgün” bir insan gibi davranıp “Bugüne kadar yanımda olan tüm partililere ve bugüne kadar bize Türkiye’nin ana muhalefeti olma görevini layık gören seçmenlerimize teşekkür ediyorum.  Seçimden önce, CHP grup kürsüsünden size son kez seslendiğimi belirtmiştim. Bu sözümü tutuyor ve genel başkanlık görevinden istifa ediyorum. Genel başkan olarak son vazifem, yeni genel başkanının seçileceği Kurultay’ı en sağlıklı şekilde yapıp, sizlere orada veda etmektir” deseydi, bugün herkesin gönlünde taht kurmuş bir CHP Genel Başkanı olacak, hatta belki de parti ve seçmen “Kemal Bey bırakmayın. En azından yerel seçime kadar partinin başında kalın” diye yalvaracaktı.

Ama Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıldır ezberlediğimiz siyasi öngörüsüzlüğü ile bunu yapmadı.

Tam aksine yapışkan bir “kifayetsiz muhteris” olduğunu kanıtlamak istercesine, çevresine topladığı seviyesiz ve kendi kadar kifayetsiz grup ile koltuğa yapışmaya çalıştı.

Her geçen gün kendini biraz daha batırdı.

Her geçen gün partiye biraz daha zarar verdi, zarar verdirdi.

En değerli belediye başkanlarını bile kendi koltuğu uğruna gözden çıkarmaya hazır, ilkesiz bir siyasetçi olduğu anlaşıldı.

Seçmenin gözünde Gözlüklü Şirin ya da Şirin Baba iken, birkaç ay içinde “Gargamel”e dönüştü.

CHP seçmenin büyük çoğunluğu “Biz bu adama mı oy vermişiz, nasıl da kandırmış bizi” düşüncesine kapıldı.

Buna rağmen yine de kimsenin Kurultay’dan çok umudu yoktu.

Genel Başkan’ın oluşturduğu örgüt, Genel Başkan’ı devirmez düşüncesi hakimdi.

Öyle de görünüyordu.

Dönüm noktası partinin İstanbul Kongresi oldu.

Kılıçdaroğlu’nun adamı Cemal Canpolat çıktı ve öyle bir konuşma yaptı ki, Kılıçdaroğlu’nun ve çevresinin aynası oldu.

Koltuk uğruna partiyi yakmaya, Türkiye’yi yıkmaya hazır bir grup olduklarını her kelimesi ile herkese gösterdi.

Kılıçdaroğlu’nun maskesini düşüren, Kılıçdaroğlu’nun adamı Canpolat oldu.

Canpolat, genel merkezin İstanbul’u açık farkla kaybetmesini sağladı.

İstanbul gidince, İzmir’in genel merkeze yakın delegesinin tavrı değişti.

Havanın Kılıçdaroğlu aleyhine döndüğü hissedilince, delegedeki eğilim de hızla değişti.

Kurultay günü, durum başa baş gibiydi ki, o bile Özgür Özel için büyük bir başarı idi.

Kılıçdaroğlu Kurultay’da da aynı “ekşi” tadı vermeye devam edince ilk turdan Özel önde çıktı. 2 oy daha alsa ilk turda kazanacaktı.

Kader Kemal Kılıçdaroğlu’na bir kez daha “şerefini kurtarma” şansı vermek istemişti.

Biraz aklı, biraz siyasi öngörüsü, biraz onurlu bir duruşu olsa kürsüye çıkar “İlk tur sonuçları bana gereken mesajı vermiştir. Rakibim Özgür Özel’i kutluyor, genel başkanlık yarışından çekiliyorum. Partimize yeni genel başkanı hayırlı uğurlu olsun. Bundan böyle CHP’nin bir neferi olarak onun emrindeyim” deseydi alkışlarla sahneden iner, omuzlarda veda ederdi.

Bunu da yapamadı.

Kifayetsiz muhterislere özgü hırsı ile sonuna kadar direndi.

Bu felaket sonu aradı.

“Gandi” olarak başladığı siyasi liderliğinde bu seçim döneminde “Şirin Baba’lığa” evrildi ve “Gargamel” olarak veda etti.

Hoş bir sada olabileceği yerde, “kekremsi bir tat” bırakarak veda etti.

CHP delegesi ise müthiş iyi bir sınav verdi.

Toplumdan gelen sese kulak tıkanamayacağını gösterdi.

Yokuş aşağı gitmekte olan partinin direksiyonunu, en azından kaçış rampasına doğru kırarak ana muhalefetin uçurumdan aşağı düşmesini engelledi.

Özgür Özel, CHP’nin ideal genel başkanı mıdır, Türkiye’yi AK Parti kıskacından kurtaracak adam mıdır bilemeyiz.

Göreceğiz.

Ama en azından CHP’nin kendi içinde demokrasi işletmeyi başardığını ve değişikliği becerebildiğini gördük.

Özgür Özel olmazsa, gerekirse onu da değiştirebilecek bir irade koydu CHP.

Bu irade Türkiye açısından da umut vericidir.


Ha Haniye, ha Netanyahu

İsrail’de aklı selim siyasetçiler “Hamas saldırısı sonrası elde ettiğimiz dünya kamuoyu desteğini hızla kaybediyoruz” demeye başladılar.

Aynen öyle oldu.

Hamas’ın insanlık dışı saldırısı, İsrail’e karşı ister istemez bir sempati oluşmasına neden olmuştu.

Hamas’ın festival basıp yüzlerce kişiyi öldürmesi, kamyonetle dolaştırdığı çıplak genç kızların görüntüsü, sözde Müslüman bir grubun hamile kadınların karnını yarıp bebeklerini öldürdükleri vahşi görüntüler, yaşlı, kadın çoluk çocuk demeden aldıkları yüzlerce rehine İsrail’in meşru müdafaa hakkını büyük bir çoğunluk açısından ‘haklı” hale getirmişti.

Peki İsrail ne yaptı?

Netanyahu, en az bir Hamas lideri kadar terörist, en az bir terörist lider kadar acımasız, en az bir terör örgütü üyesi kadar ilkel olabileceğini gösterdi.

Vahşet konusunda Hamas liderlerinden aşağı kalır yanı olmadığını kanıtlamak istercesine saldırgan bir tutum ortaya koydu.

Teröristlik konusunda İsrail ile Hamas’ı eşitledi.

Koca bir devleti, bir terör örgütü seviyesine indirdi. Medeniyete en çok katkı yapmış bir milleti, terörist olarak algılatma başarısını gösterdi.

Hastane bombaladı.

Eleştirilince bir daha bombaladı.

Mülteci kamplarını vurdu.

Yardım konvoylarını bombaladı.

Ülkeyi terk edin dediği sivillerin ülkeyi terk ederken katletti.

1 terörist için 1000 sivili öldürmekten imtina etmedi.

Üstüne bir de, İsrail tarafından kurulup desteklendiği zaten bilinen Hamas’ın bu son saldırısını bilip, göz yumduğu da ayyuka çıkınca Netanyahu’nun yatacak yeri kalmadı.

Makul, devlet gibi, evrensel hukuka uygun bir yanıtı en sert biçimde bile verse kimsenin gık demeyeceği bir yerde idi İsrail.

Şimdi ise en gözü kara destekçilerinin bile savunamadığı bir terör devleti olmaya doğru koşar adım gidiyor.

Ve ne yazık ki, bunun zararı Türk Dünyası’na olacak.

Türkiye bölgede makul bir dostluk kurabileceği tek ülkeyi kaybediyor.

Azerbaycan da Ermenistan ve onun arkasında dizilmiş tüm Batı’ya karşı yanında duran tek ülke olan İsrail’in durumunu izlemek zorunda kalıyor.


Yemeden içmeden 50 yıl

Polat ailesi, savcılıktaki ifadelerinde gelirlerini beyan etmişler.

Aylık 150-200 bin TL civarında bir gelirleri olduğunu söylemişler. 

Sürdürdükleri lüks hayat, aldıkları evler, kiraladıkları uçaklar falan bir yana, bu gelir ile aldıkları otomobillere bakınca bile mucize yarattıkları anlaşılıyor. 

Bugün artık İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün önünü lüks bir galeriye çeviren o otomobillerde 2 Range Rover’in değeri 44 milyon, Mercedes G’nin değeri 15 milyon, Porsche Panamera’nın değeri 17 milyon, Ferrari’nin değeri ise 45 milyon TL. 

Hepsinin toplam değeri 121 milyon TL. 

Yemeyip içmeyip tavandan hesaplasak 200 bin TL’lik aylık gelirlerinin tamamını bu otomobillere yatırsalar ancak 605 ayda yani 50 senede bu parayı biriktirebiliyorlar. 

Her ikisinin gelirleri ayrı ayrı 200’er bin TL olsa o zaman da yine 25 yıl hiç harcamadan, villalarda oturmadan, uçak kiralamadan, yemeden, içmeden, giymeden para biriktirmeleri gerekiyor. 

Polat çifti sadece milletle değil, adaletle de dalga geçmeyi sürdürüyor. 


Beatles ve Lennon post mortem beste

Müzik tarihinin en efsanevi gruplarından Beatles’in dağılmasından 53 yıl sonra yepyeni bir şarkısı çıktı. 

Now and Then. 

Ara sıra, bazı bazı… 

Şarkının hikayesi ilginç. 

John Lennon’ın öldürülmesinden sonra evinde bulunan kötü bir kaydın, grubun diğer üyeleri tarafından bulunması sonrası gelişen olayların sonucu. 

Kayıt 1980’lerde kullanılamayacak kadar kötü, anlaşılmayacak kadar kalitesiz biçimde yapılmış. 

Ringo, Paul ve George yıllarca uğraşıp bir sonucu varamayınca vazgeçmişler. 

Ancak teknolojik gelişmeler ve yapay zekanın geldiği noktada Paul ve Ringo bir kez daha denemek istemiş ve başarmışlar. 

İki üyesi artık hayatta olmayan grubun son şarkısı Now and Then. 

Youtube’a yazın veya https://www.youtube.com/watch?v=Opxhh9Oh3rg tıklayın. 

Muhtemelen cennetten gelen bir müzik dinleyecek, beğeneceksiniz!


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Rezil olmadan gitmeyi becerebildiğimiz zaman.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları