İki olay, iki karar 

60 yaşında. İş güç sahibi.

Siyasetçi.

Milletvekilliği yapmış,

Kulüp başkanlığına seçilmiş.

Başkanı olduğu kulübün maçı sırasında, yanında adamlarıyla beraber sahaya iniyor.

Kararlarını beğenmediği hakeme küfürler ederek ve tanık ifadelerine göre “Seni öldüreceğim” diyerek saldırıyor.

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yapılan görevlendirme ile kamu görevi yürütmekte olan hakeme yumruğu atıyor.

Hakem yere devriliyor. Kendisi ve adamları hakemi yerde tekmeleyerek linç etmeye çalışıyor.

Yetişenler hakemi kurtarıyor.

Tribünler başkana uyup sahaya inse belki de büyük bir futbol faciası yaşanacak, Türk futbolu ucuz kurtuluyor.

Hakem ambulansla hastaneye kaldırılıyor.

Elmacık kemiğinin kırıldığı anlaşılıyor.

Tüm bunları yapan 60 yaşındaki eski milletvekili tutuksuz yargılanıyor.

20 yaşında. Başarılı bir üniversite öğrencisi.

TÜBİTAK projelerinde yer alıyor.

Üniversitede hocalarının gözbebeği. Profesörleri ne kadar iyi bir öğrenci olduğu konusunda şehadet ediyor.

Bir tatil günü yolda anayasal suç işleyen biri ile karşılaşıyor.

Tartışıyorlar.

Tartışma sırasında öfkesine hakim olamayarak karşısındaki kişiye bir yumruk atıyor.

Karşındaki kişinin burnu kanıyor.

Her gün onlarcası meydana gelen, karakola gittiğinizde polislerin bile “Hadi barışın da başımızı ağrıtmayın” dediği türden bir olay.

Fakat 20 yaşındaki üniversite öğrencisi genç tutuklu.

İki olay.

İki kişi.

Biri 60 yaşında kerli ferli gibi görünen, eski iktidar milletvekili ve adamları.

Diğeri 20 yaşında sırtında çantası tek başına bir üniversite öğrencisi bir delikanlı.

Biri düşünüp planlayarak, öldürme tehdidi ile sahaya iniyor.

Diğeri anlık olarak tartıştığı kişiye bir yumruk savuruyor.

İlki dışarda.

İkincisi içerde.

Bunu sakın unutmayın.

İlerde torunlarınıza anlatırsınız.

“Eskiden adında adalet kelimesi olan bir partinin yönettiği ülkede, böyle bir adalet vardı” diye.

NOT: Tamlamanın asıl anlamıyla hangisinin kerli ferli olduğu ise sizin Türkçe bilginizle koyabileceğiniz bir teşhis.


Yerel ile merkezî aynı olmak zorunda mı!

İktidar partisi, Mart ayındaki yerel seçimlerde daha önce de yaptığı gibi “Merkezî hükümet ile aynı partiden belediye seçin ki, daha iyi hizmet alın” kampanyası yürütecek.

Murat Kurum’un bakanlarla poz vererek işe başlaması bunu gösteriyor.

Şaşırmıyoruz da, AK Parti hep bunu yaptı zaten.

Ancak bunun aslında çok da doğru bir şey olmadığını kendi söylemleri gösteriyor.

AK Parti’ye göre gelmiş geçmiş en iyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kim?

4 yıllık döneminde İstanbul’a damga vuran ve muhteşem işler yapan İBB Başkanı kim?

İstanbul’da çok iyi işler yaptığı için oradan Başbakanlığa ve oradan da Cumhurbaşkanlığına yürüyen belediye başkanı kim?

Tabii ki Tayyip Erdoğan.

AK Parti’nin iddiası bu.

Peki, Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da iddia ettikleri bu harikaları yaratırken iktidarda Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi mi vardı?

Hayır!

Erdoğan’ın o dönem içinde olduğu parti, küçük bir muhalefet partisi idi.

Belediye meclisinde de çoğunluğa sahip değildi üstelik.

Buna rağmen bugün partisinde efsane diye anlatılacak kadar başarılı oldu ise demek ki, bir belediye başkanının başarılı olması için ille de iktidarla aynı partiden olması gerekmiyor.

Ama galiba iktidarın demokrasiye inanması ve kendisinden olmayanı başarısız kılmak için halkın eziyet görmesini istemeyecek tıynette olması gerekiyor.

“Yerel yönetim merkezî iktidardan olmazsa başarısız olur” demek, peşin peşin “Bizden birini seçmezseniz onu başarısız kılmak için her şeyi yaparız” demektir aslında ve Erdoğan’ın geçmişini inkar etmek ya da Türkiye’nin o zaman daha az partizan olduğu kabul etmektir.

Yerel yönetimin başarılı olması için, merkezî yönetim ile aynı partiden olması gerekiyor olsa idi, zaten yerel seçim diye bir şeye gerek olmazdı.

Genel seçimi kazanan yerel yönetimi de atar, vali aynı zamanda belediye başkanı olur, bir vali yardımcısı da belediye işleri ile ilgilenirdi.

Böyle sistemler zaten var.

Özellikle de tek parti rejimlerinde.

Maksat bu ise onu bilemem.

Yeni Anayasa yapacağız diyorsunuz.

Anayasa Mahkemesi’ni kaldıracaksınız anladık.

Korkarım arada belediyeler de güme gidecek.


Arda tek değil!

Arda Güler’i konuşuyoruz sürekli.

Oynadı oynayacak, sakatlandı, iyileşti, yedek kaldı, oyuna girdi, frikik attı, dikten döndü.

Konuşmakta bir beis yok elbet.

Konuşalım.

Konuşurken de üç kez tahtaya vuralım ama yurt dışında Türkiye’yi temsil eden ve farklı spor dallarında farklı kulüplerde oynayan ve en az Arda Güler kadar hatta şu an ondan daha başarılı çocuklarımızı da unutmayalım.

Mesela ben zirveye Alperen Şengün’ü yazarım.

Giresun doğumlu bu genç, 18 yaşında Türkiye Basketbol Ligi’ni domine ettikten sonra 19 yaşında NBA takımlarından Houston Rockets tarafından draft edildi.

21 yaşında NBA tarihinde 1000 sayıya, önce 200 sonra 500 asiste ulaşan en genç pivot oldu.  

Basketbolun bu en üst organizasyonunda geçen hafta takımının konferansında haftanın oyuncusu seçildi. Ve 21 yaşında bir NBA efsanesi olmaya doğru hızla ilerliyor.

İkinci sıraya ise Kenan Yıldız’ı koyarım.

Arda Güler ile aynı yaşta (19) Bayern Münih alt yapısında yetişti. Alman vatandaşı olduğu halde genç yaşta Türk Milli Takımı’nı tercih etti. (Bazıları gibi emeklilikte birkaç milyon Euro çarpmak için yerli ve milli gibi görünmeye çalışmadı)

18 yaşında İtalyan devi Juventus’a transfer oldu. 18 yaşında lig maçında attığı ilk golü, ona Juventus tarihinde gol atan en genç yabancı oyuncu unvanını getirdi.

İtalyan liginde de milli takımda da harikalar yaratmaya devam ediyor.

Ve tabii Ebrar Karakurt. 25 yaşındaki Karakurt, Türk Kadın Voleybol Milli Takımı’nın peş peşe aldığı iki uluslararası şampiyonlukta en fazla pay sahibi olan isimlerden biriydi.

Kendisine yönelik saldırılara karşı dimdik ayakta durdu ve takımını sırtladı.

Önce İtalyan liginde, şimdi de Rusya liginde Türk voleybolunu en üst düzeyde temsil etti.

Rusya’da tribünlere erik dalı oynamayı öğretti.

Arda Güler’i alkışlayalım, merak edelim, dua edelim.

Ama bu çocukları unutmayalım.

Onlar Arda’dan daha az değiller.


NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Doğru insanı örnek aldığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları