
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
Pisliğin fışkırdığı yer
Savcılığın soruşturduğu Müdür, nasıl Bakan yapıldı!
Bunu da örtbas mı edeceksiniz!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Pisliğin fışkırdığı yer
Fatih Altaylı
Ekim 19, 2024
Yazı İçeriği
Pisliğin fışkırdığı yer
Savcılığın soruşturduğu Müdür, nasıl Bakan yapıldı!
Bunu da örtbas mı edeceksiniz!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Savcılığın soruşturduğu Müdür, nasıl Bakan yapıldı!
Türkiye’de pisliğin, insafsızlığın, alçaklığın, adiliğin, şerefsizliğin hangi boyutlara ulaştığının anlaşılması için böyle bir olay olması gerekiyordu diyeceğim ama hâlâ emin değilim.
Hâlâ birileri bunu örtbas eder mi, bu olayı kapatır mı, halkın önemli bir bölümü hiçbir şeyi umursamadığı gibi bu rezaletten öte felaketi de umursamaz mı diye düşünüyorum, korkuyorum.
Bana göre bu durum insanlığın bittiği noktayı işaret ediyor ama mesele insanlığın ne kadar geniş bir kitlede bittiği ve bunun sonuçlarının olup olmayacağı.
Başka bir ülkede iktidarı sarsacak, en azından ilgili birkaç bakanın istifası veya hızla görevden alınması ile sonuçlanacak bir alçaklık Türkiye’de sanki iktidarın sessizliği ile geçiştirilmek isteniyor.
Bahsettiğim konu “Yeni Doğan Bebek Çetesi”.
Devleti soymak, kamu kaynakları üzerinden haksız kazanç elde etmek için Türkiye’de yapılan çok şey gördük. Buna ortak olan kamu yöneticileri gördük, duyduk yazdık.
Ama böylesini görmedik.
Yeni doğmuş bebeklerin ölümleri pahasına, özel hastanelere sevk edilmesi, buralarda yapılan tetkiklerden özel hastanelerin büyük paralar kazanması, bu arada pek çok bebeğin hayatını kaybetmesi ama birilerinin buradan nemalanması elbette rezaletin büyüğü ama bu hastanelerden birinin sahibinin bir dönem Bakanlık koltuğuna oturtulmuş özel hastane sahibi bir Bakan olması akıl alır gibi değil.
AKP iktidarının içindeki çürümeyi de gösteren bir olay.
Ve keşke bu münferit bir olay olsa.
Gelin size bu rezalet ise ilgili bana ulaşan bilgileri aktarayım.
Bu rezaletin patlaması ve benim de Youtube kanalında bu alçaklıkla ilgili ağır eleştiriler yaparak, Avcılar Hastanesi’nin sahibi eski bakan Müezzinoğlu’nu ağır biçimde eleştirmemden sonra dün telefonum çaldı.
Arayan iktidarın göbeğinden ve hatta iktidarın zirvesine yakın bir AKP’li idi.
“Fatih Bey selamlar. Vicdanımın sesini dinleyerek sizi arıyorum. Diyeceksiniz ki bu adam niye beni arıyor da başkasını aramıyor. Sebebi basit, ben bizimkilerin bu rezaleti de örtbas edeceklerini görüyorum. Bunları bizim cenahtan bir gazeteciye anlatsam yazmayacaklarını tam aksine beni partinin, iktidarın tepelerine şikayet edeceklerini biliyorum. O yüzden de bunları size anlatacağım” dedi ve başladı:
“Abi her şey 3. ayın 27’sinde 2023 tarihinde bir vatandaşın “İstanbul’da özel hastanelerde birtakım olaylar dönüyor’ diyerek araması ile başlıyor. CİMER bu ihbarı 5. ayın 2’sinde yani hemen hemen bir buçuk ay kadar sonra İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün Özel Hastaneler bölümüne geliyor. Niyeyse iki aya yakın bekletiliyor ihbar. Neyse onu bilemeyiz ama devam edelim. Özel hastaneleri bulundukları ilin İl Sağlık Müdürlükleri denetler. Olağan dışı bir durum olursa Sağlık Bakanlığı haberdar edilir. Bu ihbar gelince İl Sağlık Müdürlüğü’nün Özel Hastaneler Birimi bu yazıyı İstanbul Emniyeti’ne gönderiyor. Ancak bu hâlâ gizleniyor, İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu yazıyı ne zaman gönderdiği yapılan açıklamalarda veya paylaşımlarda yok. Evraktan o bölümü kesmişler. Yani hemen mi gönderdiler, geç mı gönderdiler, orada bir görevi ihmal var mı, bir savsaklama ya da gizlemeye çalışma var mı onu da bilmiyoruz.
Burada İl Sağlık Müdürlüğü’nün hemen yapması gereken şu; CİMER’e ciddi bir iddia gelmiş, bu iddia geç de olsa sana ulaşmış ve bilgilendirilmişsin. İl Sağlık Müdürü olarak yapman gereken ne. Tabii ki hemen en azından bir müfettiş görevlendirmek hatta belki bir müfettiş grubu oluşturmak değil mi!
Bunu yaptıktan sonra ikinci iş emniyet ile işbirliği yapmak ve gerekiyorsa teknik takip yapılmasını sağlamak olur. Bir bulguya ulaşırsan ilgili hastaneleri hemen kapatmak olur.
Ve tüm bunları yaparken bu işten zarara uğrayan bir diğer kurum olan SGK’ya bildirip onların da kendi soruşturmalarını yapmalarını istemek ve SGK’nın bu hastanelere yaptıkları ödemeleri kesmelerini ve yapılmış ödemeleri geri almak için hukuki yollara başvurmalarını sağlamak olur.
Fakat dönemin Sağlık Müdürlüğü bunların hiçbirini yapmıyor, denetim var ama üstünkörü. Müfettiş görevlendirmemiş. Bir rapor yok. SGK’ya bildirim yok. Hatta ifadelere bakın. Bu ihbarlar önceden de vardı diyor Özel Hastaneler Birimi sorumlusu. Ama teftiş yok. Olayı emniyete bildirmekle yetiniyor onu da ne zaman yaptığını bilmiyoruz çünkü açıklanan evraktan o bölümü sansürlemişler.
Neyse ki Emniyet bu meseleyi ciddiye alıyor ve savcılık soruşturması başlatılıyor. Tabii bunu sonra anlıyoruz. Çünkü Adalet Bakanlığı bir süre sonra Sağlık Bakanlığı’nı arıyor. Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’na “Böyle böyle bir ihbar gelmiş. Biz bununla ilgili soruşturmayı derinleştireceğiz. Ama izin lazım. Sizden soruşturma ve teknik takip yapabilmek için izin istiyoruz” deniyor.
Sağlık Bakanlığı hem soruşturma hem de takip için izinleri veriyor ve Bakan İstanbul’da bu olayı soruşturmak için bizzat Ankara’dan müfettiş görevlendiriliyor.”
Burada lafı kesip bu izni veren Bakan’ın kim olduğunu ve tarihi soruyorum.
“Tarihi tam olarak hatırlamıyorum Aralık 2023’te olduğunu biliyorum. Bakan da Fahrettin Koca. Siz ona tarikatçı falan diye kızıyorsunuz ama soruşturmayı başlatan da o.”
Kaldığı yerden devam ediyor.
“Yani bu iş devlet tarafından biliniyordu. Bu soruşturma 2023 yılı Aralık ayından beri sürüyordu ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü mercek altındaydı. Bu olay şimdi patladı ama başlangıcı 2023 yılının Mart ayına dayanıyor. İstanbul’un savcılıkça soruşturulması da 1 yıla yakın zamandır sürüyor. Şimdi patlamasının sebebi ise teknik takibin yeni bitmesi ve dosyanın artık tekamül etmiş olması. Zaten soruşturma da sızdırılmış ve savcılara yönelik tehditler olmuş onu da biliyorsunuz.”
“Peki siz bana bunları niye anlatıyorsunuz. Eski Bakan Fahrettin Koca’yı korumak için mi?”
“Yok Fatih Bey, bana ne eski bakandan. Bunları anlatmamın sebebi bu işin de kapatılıp gitmemesi. Bu vicdansızlığın bilinmesi. Açık söyleyeyim. Bu soruşturmayı doğru düzgün yapmayan, savsaklayan, usulen emniyete bildirmek dışında parmağını kıpırdatmayan ve kendi soruşturmasını başlatmayan, tek bir müfettiş bile görevlendirmeyerek bu işin uzamasına ve belki de yüzlerce bebeğin daha ölmesine bilerek veya bilmeyerek neden olan dönemin İl Sağlık Müdürü’nün Bakanlık koltuğuna oturmasını içime sindiremiyorum. Diyeceksiniz ki o oturmasa sen mi oturacaktın. Tabii ben oturmayacaktım ama devletteki kokuşmuşluk böyle birini Bakan yaptıracak noktaya gelmişse, böyle bir soruşturma altındaki bir sağlık müdürü bakan yapılabiliyorsa benim vicdanım bunu kabul etmiyor Fatih Bey. Para pul hırsızlık, yolsuzluk anladık da burada bebeklerin hayatı, ailelerinin acısı söz konusu. Ve bunu yapanlar sağlıkçılar. Daha ötesi yok. Bunları da sizden başkası kolay kolay yazmaz. AKP’liyiz evet, siz de bize bazen çok ağır sözler söylüyorsunuz bazılarında haklı olduğunuzu biz de biliyoruz ama biz bile size güveniyoruz Fatih Bey.”
Bunu da örtbas mı edeceksiniz!
Koskoca bir skandalı, sayısı bilinmeyen ama yüzlerce bebeğin ölümüyle sonuçlanan bir ahlaksızlığı, bir büyük kokuşmuşluğu, “Zaten PKK’dan hapis yatmıştı” dedikleri bir rezil hekimin üzerine yıkarak kapatmaya çalışacaklar gibi duruyor.
Çete lideri aşağılık bir katil, doktor kisvesine bürünmüş bir şeytan olabilir.
Peki ya onunla birlikte hareket eden hastane sahipleri, hastanesine para kazandırmak için onunla işbirliği yapan bakan eskileri…
Peki ya soruşturmaları savsaklayan, tek bir müfettiş dahi görevlendirmeden konunun kapanmasını bekleyen il sağlık müdürleri…
O il sağlık müdürlerini bakan yaptıranlar…
Bunlardan hesap sorulmayacak mı!
Bunu da mı kapatacaksınız!
Bunu da Meclis çatısı altında örtbas edip sonra birbirinizi mi kutlayacaksınız!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Din iman diyenler insanı dinden imandan çıkarmadığı zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar