3 gün konuşulup unutulur

“Biz burada haftalardır, aylardır ‘hakemler rezil’ diye anlatmıyor muyuz? Dün mü anladı herkes rezaleti? Bence pazar akşamı tüm bunların yaşanması iyi oldu. ‘Herkes bir kendine gelir belki’ diyeceğim ama gelmeyecek onu da biliyorum. Üç gün konuşulup unutulacak. Aynı tas aynı hamam devam edecek.”

Aslında tek soru sorsak yeterli gibi duruyor. G.Saray-Trabzon maçında Türk futbol tarihinde bir ilk yaşandı. Sonunda futbolcu hakeme kırmızı kart gösterdi. Önce siz olayı nasıl yorumluyorsunuz?

Pazar akşamı yaşananlar sürpriz mi? Biz burada haftalardır, aylardır ‘hakemler rezil’ diye anlatmıyor muyuz? Dün mü anladı herkes rezaleti? Bence pazar akşamı tüm bunların yaşanması iyi oldu. ‘Herkes bir kendine gelir’ belki diyeceğim ama gelmeyecek onu da biliyorum. Üç gün konuşulup unutulacak. Aynı tas aynı hamam devam edecek. Bak dün herkes “MHK istifa etti” falan derken ben televizyonda “Kuddusi Müftüoğlu istifa etmeyecek” dedim. Kim haklı çıktı? Ben. Niye? Çünkü bu ülkenin ciğerini biliyorum da ondan. Kuddusi Müftüoğlu, Ankara’da ağabeylerini aramıştır. Onlar da “Manyak mısın, ne istifası! Hata yapanın istifa ettiği bir ülke haline mi getirmek istiyorsun burayı? Yol olur yol” demişlerdir. O da istifa etmemiştir. Böyle olmadıysa gel yüzüme tükür. Böyle bir ülkede bu olanlar normaldir. Daha beterleri de olacaktır hiç kimse merak etmesin.

 

ASLINDA CANSEL’İ KONUŞMAK LAZIM

Aslında bu konuyu konuşmamamız bile lazım. Aslında susmak lazım. Aslında oturup ağlamak lazım. Biz şimdi burada bir maçtan, kırmızı kartlardan, gollerden hakemlerden bahsedeceğiz. Doğru mu yapacağız? Bence yapmayacağız. Sporunun da, futbolunun da içine tüküreyim. Bugün başka şeylerden söz etmek lazım. Cansel’den bahsetmek lazım. Kayseri’de 18 yaşında lise talebesi bir kızımız. Okulunda öğretmen kisvesi altında dolaşan bir …’nin tacizine uğruyor. Medeni kızmış, doğru kızmış saklamıyor. Okul yönetimine şikayet ediyor. Ailesine anlatıyor. Aile şikayet ediyor. Okul yönetimi ne yapıyor? Olayı örtbas etmeye kalkışıyor. Kızcağızı suçlu duruma bile düşürmek istemiş olabilirler. Kız bakıyor ki şikayetten bir sonuç yok, uğradığı taciz kimsenin umurunda değil, alıyor silahı, yaşamına son veriyor. Ve bu ülkeyi yönetenler sonra muhafazakarlıktan, aile değerlerinden, Türk toplumunun ananesinden, örften, adetten söz edecekler. Biz de sonra dönüp futbol konuşacağız öyle mi? Hadi canım sen de!

 

TRABZON VE KASIMPAŞA’YI DOĞRAYIP DURDULAR

Hakem Deniz Ateş Bitnel, karşılaşmanın genelinde net hatalar yaptı. Üstelik iki tarafa da. En rahat maçı zıvanadan çıkardı. Hakemlik bu kadar zor zanaat mi?

– Mesele kartlar değil ki, toptan bir mesele var ortalıkta. Pazar günkü maçı yöneten hakemin kararları değil eleştiri konusu olan zaten. Adam futbolu bilmiyor. Oyunun ruhuna hakim değil. Yanlış kart, yanlış karar her zaman olabilir. Futbolun içinde var bunlar ama hakem neyi yönettiğini, neyin parçası olduğunu görmüyor. Hata yapıyor, hatasını anladıkça daha büyük hata yapıyor. Futbolu bitiriyor. Çünkü futbolu bilmiyor. Ama onu atayanlar da futbolu bilmiyor zaten. Onu atayanları, atayanlar da bilmiyor. Bir ülkede liyakat değil de benim adamım, benim fikrimden olan, bana yakın olan dönemi başlamışsa o ülkede her şey biter. Ama dediğim gibi iyi oldu. Sezon başından beri hakemler Trabzonspor ve Kasımpaşa’yı doğrayıp durdular. Hep üstü örtüldü. Sonunda iş, üstü örtülemez hale geldi.

 

SALiH DURSUN SEMBOL OLDU

Salih’in hareketi Trabzon’da efsane oldu. Hiç kimse tepki göstermedi. Ancak orada hakemin yüz ifadesi, kırmızı karta bakışı ve aciz durumu çok konuşuldu. Bu olayın uzun vadede etkileri ne olur?

– Salih Dursun’un hareketi sembol oldu! Türk futboluna kırmızı kartı çekti, burnuna dayadı. Bu kart sadece o hakeme değil, MHK’ye, federasyona, futbolun içinden elini çekmeyen siyasetçilere, herkese kırmızı kart. Uzun vadede hiçbir etkisi olmaz. Bu ülkede uzun vade diye bir şey yok zaten. Her şey günlük, anlık. “Nasıl olsa unutuluyor” diye bakıyor herkes olaylara. Ulan bu ülkede 5 gün önce Başkent’in göbeğinde 28 kişi öldü, onu bile iki günde unuttuk. Ama şunu unutmayalım; saha içinde futbolcular, futbolculuğunu bilecek; hakemler de hakemliğini. Hakemin, hakemliğini unutması ya da kötü hakemlik yapması futbolcuya saha içerisinde futbolculuğunu unutma hakkı sağlamaz. Şunu söyleyeyim; hakem Bitnel, çok kötü bir yönetim gösterdi. Ama bu, futbolculara hakemin elinden kırmızı kartı alıp kart göstermek, hakemi itip kakma ve tartaklama hakkını tanımaz. İhkak-ı hak saha içinde aranacak bir şey değildir. Bu yüzden bu tip hareketleri kahramanlaştırmamak lazım. Tamam, o an öyle bir şey oldu diyelim ama bu, o yapılanın futbol kuralları içerisinde cezasız kalmasına sebep olacak bir gösteri değildir. Hakemin cezasını onun amirleri, gözlemcileri, MHK veya TFF verir. Bu kafayla yarın bir futbolcu sahada hakem döverse ne diyeceğiz? Onu da alkışlayacak mıyız? Ama tabii ki TFF’nin, MHK’nin ve gözlemcilerin hakemlere karşı gösterdiği hoşgörüyü de bir kenara yazıyorum. Acaba Salih bu hareketi yapmasaydı Deniz Bitnel rezaleti bu kadar ayyuka çıkacak mıydı? O da MHK’nin rezilliği.

 

SERDAR ÇAKIR’IN SALONUNDA FİTNESS HOCASI

MHK pazar gecesi çalkalandı. Ancak başkan Kuddusi Müftüoğlu görevi bırakmadı. Yani sadece maçın hakemi suçlu olarak kalacak. Yorumunuz nedir?

– Peki, maçın hakemi Bitnel’i koruyanlar ne olacak? Herkes biliyor ama açık konuşmuyor. Kardeşim bu kadar yeteneksiz bir hakem niye böyle bir önemli maçta? Daha hangi hakemler var böyle korunan. Trabzonspor Başkanı hakem için “Gitsin fitness hocalığı yapsın” dedi. Bitnel fitness hocasıymış. Peki, nerede hoca? Serdar Çakır’ın İstanbul Kadıköy’deki spor salonunda hoca olmasın sakın? Serdar Çakır ki, şu anda hakemler üzerinde en etkili adam ve Cüneyt Çakır’ın babası. Biz bu adama aylar önce dikkat çekmedik mi?

 

G.SARAY SEZONUN EN İYİ TOPUNU OYNADI

Maça gelirsek Galatasaray’ı nasıl buldunuz?

– İyi buldum. Çok iyi başladılar. Sezonun en iyi futbolunu oynadılar. Hakem faktörü olmasa belki de daha rahat kazanacakları bir maçtı. Podolski çok iyiydi. Umut çok gol kaçırdı ama ne yazık ki elde bir tek Umut var ve o mevkide birisinin oynaması lazım. Lazio maçında Umut olmalıydı demiştim bu nedenle. Umut olunca, diğer forvetlerin iş yapma kapasitesi artıyor. Keşke Umut da atabilse ama atamasa da diğerlerine imkan sağlıyor.

 

UMUT’UN ELİ AYAĞINA DOLANDI

Podolski’nin performansı çok beğenildi. Umut Bulut aynı pozisyonu kaç denemede gol yapabilir? Siz ne diyorsunuz?

– Umut tanınmaz halde. İnter maçıydı galiba. Muazzam bir gol atmıştı. Demem o ki, o da atabilen bir adamdı ama artık eli ayağına iyice dolandı. Mesela kendimden bir örnek vereyim. İyi otomobil kullanırım. Ama eşim yanımdayken beni o kadar çok eleştiriyor ki, otomobil kullanamaz hale geliyorum. Elim ayağıma dolanıyor.

 

RVP GÜÇSÜZ, FORMSUZ, İSTEKSİZ

“Van Persie konusunda Pereira’ya hak veriyorum. Adam hazır değil. Güçsüz, formsuz, isteksiz. O düzeyde bir profesyonelsen hazır olacaksın, güçlü olacaksın.”

Fenerbahçe garip bir maç yaptı ve çok önemli iki puan kaybetti. Sizce sorun nerede? RVP ile Pereira konusu halen devam ediyor. Bu konu çözülebilir mi?

– Van Persie konusunda Pereira’ya hak veriyorum ben. Adam hazır değil. Güçsüz, formsuz, isteksiz. “Hoca ile sorunu var o yüzden isteksiz veya formsuz” demeyin bana. O düzeyde bir profesyonelsen hazır olacaksın, güçlü olacaksın. Hele hele isteksiz olmaya hakkın yok. Van Persie iyi durumda değil. Bence çalışmıyor. Fernandao bu maçta o kadar gol kaçırmayıp üç tane sallasa Van Persie’yi kimse hatırlamazdı bile. Sezon başında “Van Persie’yi koyarım, takımı onun çevresine yazarım” diyen bendim ama bugün o kanaatte değilim. Adam formsuz.

 

KALECİSİ GÜNÜNDE OLAN DERBİYİ KAZANIR

Önümüzdeki hafta F.Bahçe- Beşiktaş derbisi var. Yorumunuz nedir?

– F.Bahçe giderek daha iyi futbol oynuyor. Bursa’ya kaybedilen 2 puana bakmayın, şanssızlıktı. Neler neler kaçtı! 11 net pozisyon var. 4’ü yüzde yüz gol olabilecek pozisyon. Beşiktaş da iyi ama F.Bahçe bugünlerde daha iyi. Ama Beşiktaş’ın, F.Bahçe’ye şansı tutuyor. Kalecisi daha gününde olan kazanır gibi bir hissim var.

 

FATİH TERİM NEDEN SUSUYOR?

– TFF ne yapmalı? Bu olaylardan TFF kendini soyutlayabilir mi?

– Allah aşkına TFF, TFF mi? Ya da TFF kimi temsil ediyor? TFF kimin TFF’si? TFF’nin açılımı ne? Bu sorulara cevap vermeyi bırak, bu soruları soracak kimse var mı? Tabii ki soyutlayamaz? Ben de başka bir şey sorayım. Sevgili Fatih Hocamız’ın görevi ne? Türkiye Futbol Direktörü… Peki, Türk futbolu bunları yaşarken Terim niye susar! Tüm bunları saha içinde, saha dışında, yönetici olarak yaşayan o değil mi?

Erişilebilirlik Araçları