Yağmadan mal kaçırma,
Fatih Altaylı
Haziran 6, 2007
Yazı İçeriği
Yağmadan mal kaçırma,
Yağmadan mal kaçırma,
Onca siyasetçi, onca köşe yazarı durumun önem ve vahametinin farkında değilken, tek akıllıca laf eden “Emekli iş adamı” Rahmi Koç oldu,
İktidar partisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi hatalarının kurbanı olunca “İntikam” duygusuyla Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Anayasa değişikliğine gitti,
Aslında iktidar oldukları günden bu yana Türkiye’yi yarı başkanlık sistemine taşımak ve Cumhurbaşkanı’nı halka seçtirmek gibi bir planları vardı,
Bunun sinyalini ilk olarak Tayyip Erdoğan vermişti,
Yerel seçimler öncesi Diyarbakır dönüşünde benden başka gazetecinin olmadığı Başbakanlık uçağında bu konu gündeme gelmiş ve “Yarı başkanlık sistemi neden olmasın” demişti,
Ben bunu yazınca müthiş bir tepki oluşmuş ve tartışma gerginliğe dönüşünce konu kapatılmıştı,
O günlerin AK Partisi gerginlik “İstemiyordu”
Bu konu 4,5 yıl boyunca hemen hemen hiç açılmadı,
Ama Cumhurbaşkanı’nı seçemeyen Meclis seçime gitmek zorunda kalınca “Yağmadan mal kaçırır gibi” Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi gündeme geldi,
Bu Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana rejim üzerinde yapılmış en radikal değişiklikti,
Türkiye birden bire sistem değiştiriyordu,
Değişikliği yapanlar her ne kadar, “Yetkileri artmayacak” dese de, halkın doğrudan seçtiği bir Cumhurbaşkanı, hele bir de karakteri müsaitse, mevcut yetkilerle bile çok ciddi bir güç olarak karşımıza çıkacak,
Fakat ilginçtir, hiç ama hiç kimse bu konuyu tartışmıyor,
Ne susturulmuş ve kontrol altına alınmış basında bir tek “Ne oluyor” diyen var, ne de sivil toplumda,
Anayasa’ya göre fesih edilmiş bir parlamento Cumhuriyet tarihinin ne köklü değişimini yapıyor, kimse ne farkında, ne de kimsenin umurunda,
Böyle bir değişiklik yapılmaz demiyorum,
Ama böyle bir değişiklik, böyle yapılmaz,,
Oturulur, konuşulur, toplumun tüm kesimlerin fikri alınır, Anayasa’da gerekli düzenlemeler yapılır,
Cumhurbaşkanı üzerinde bir denetim oluşturulur,
Bu denetimin biçimi belirlenir,
Sonunda eğer uygunsa bu değişikliğe gidilir,
Ama bu yasal olarak işi bitmiş bir parlamentonun işi olmaz,
Bu konunun tartışılmamasını aklım almıyor,
Herhalde kimse bu değişikliği ciddiye almıyor ve “Nasıl olsa bir yerlerden döner” diye düşünüyor,
İyi de, ya dönmezse!
Listeler ve adaylar
Partilerin milletvekili aday listeleri açıklanınca herkes soruyor, “Ne düşünüyorsun” diye,
Söyleyeyim,
En akıllıca listeyi AKP hazırlamış,
AK Parti Özal ANAP’ının mirasçısı gibi davranmış,
Radikallerin bir bölümü temizlenmiş, Vitrin için gelenler vitrinin güzel yerlerine yerleştirilmiş,
Tayyip Erdoğan “Rejime tehdit olmadığını” göstermek için elinden geleni yapmış,
Ancak bu vitrine rağmen güven vermiyorlar,
Çünkü vitrin ne olursa olsun, Türkiye’de muhafazakarlaşmayı sağlayacak alt yapı yerli yerinde duruyor ve bu iş milletvekillerininin engelleyebileceği noktada değil,
Bu çaba AK Parti’yi rejim karşıtı görenlerin fikrini değiştirmez,
CHP hazırlayabileceği en kötü listeyi hazırlamış,
Baykal oyunu “Rejimi korumak isteyenler bana oy vermeli” diyerek “Cumhuriyetçi laik cepheye” güvenmiş,
Seçmen tercihini sadece AKP karşıtlığı üzerine odaklamış, “Bize mecburlar” demiş,
Böyle yapmasa en az 5-6 puan daha fazla alabilirdi,
Yenilik yok, sürpriz yok,,
Ekonomide köklü bir değişiklik olmayacağının sinyallerine veren bir liste, Ama parlak değil,
MHP’nin listesi de başarılı, Adaylar iyi, yerleşimler doğru,
DYP CHP’den daha kötü bir listeyle karşımızda,
Ağar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde çizilen karizmasını bu seçimde iyice yerle bir etmek niyetinde gibi,
AKP gaz veriyor ama Genç Parti barajı geçecek gibi görünmüyor, Listeleri de bunun işaretlerini veriyor, CHP’ye kızanların adresi olabilir,
Bu listelerle ne olur?
AKP yüzde 30’lar civarında oy alır, Barajı geçen parti 3 olursa 60-70 milletvekili eksik çıkarır, 4 parti barajı geçerse AKP Meclis’te çoğunluğu ele geçiremez,
CHP yüzde 20’yi biraz geçer, Oysa doğru bir listeyle 25’i aşarlardı,
MHP baraj üzerinde olacak, kesin gibi, Son 1 aydaki çalışma ne kadar aşacaklarını gösterir,
DYP tüm hatalarına rağmen, “Baraj altında kalır” izlenimini kırmayı başarırsa, barajı aşabilir,
Genç Parti ise 6-7 civarında oy alarak geçen seferki gibi “Bir bölenlik” görevini yapar,
Gerisinden ne köy olur, ne kasaba…
Yakında
Okurlar, dostlar, yolda rastlayanlar “Sabah’a el konulmasının arkasındaki hikaye ne?” diye soruyorlar,
Herkesin merak ettiği Doğan Grubunun bu işteki fonksiyonu ve çıkarı,
Önümüzdeki günlerde bu konuyu ele alacağım,
Biraz sabredin,
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Arifeyi görmenin bayramı görmek anlamına gelmediğini herkes bildiği zaman,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar