Makbul akademisyenler gözden nasıl düşer
Fatih Altaylı
Mayıs 22, 2009
Yazı İçeriği
Makbul akademisyenler gözden nasıl düşer
Makbul akademisyenler gözden nasıl düşer
Bir grup akademisyen, ki pek çoğu Türkiye'nin en başarılı üniversite yöneticileri, bir rapor hazırlamışlar,
Rapor detaylı,
Gazetemizde bu raporun içeriğini genişçe okuyabilirsiniz, Rapordaki tespitlerden bazıları Türkiye'de bir kesimin hoşuna gitmeyecek türden,
YÖK Kanunu'nun yeniden yapılmasını talep ediyor,
Kanunun yapıldığı günden bu yana üniversite sayısının katlandığını, özel üniversitelerin açıldığını, yasanın artık üniversite dünyasını kavrayamadığını belirtiyor,
Bu görüşlere katılmamak mümkün değil,
Türkiye'de her sorunu Anayasa ile çözmek isteyenler, çok basit yasal düzenlemeleri ne yazık ki akıllarına getiremiyorlar,
Raporun bir diğer önemli tarafı Türkiye'de yıllardır tartışılan imam hatip okulları ile ilgili,
Rapor, imam hatip okullarının sayılarının azaltılmasını, bu okulların öğrenci sayısının Diyanet'in talebine göre belirlenmesini ve gereksiz olanların kapatılmasını öngörüyor,
Yine önemli bir talep olarak, bu okulların din görevlisi yetiştirme amacıyla kurulduğunu ve bu nedenle de bu okullara kız öğrenci alınmamasını talep ediyor,
Bence bunlarda da haklılık payı büyük, Din eğitimi konusunda farklı, ama toplumda bölünme yaratmayacak ve bazı okulların kuruluş amaçlarından sapması ile sonuçlanmayacak bir çözüm bulmak mümkün,
"En laik" Batı ülkelerinde bunun bulunmuş çözümleri var,
Ancak yine de raporun bu bölümünün pek kabul görmeyeceğini ve özellikle iktidar partisi tarafından görmezden gelineceğini düşünüyorum,
Oysa ilginçtir, bu raporu hazırlayanlar Türkiye'nin "En demokrat, en özgürlükçü ya da liberal" üniversite yöneticileri,
Bu rapora kadar iktidar partisinin ve onun yandaşlarının en önemli dayanakları olan bu raportör akademisyenlerin yarından itibaren tu kaka olacağından ve Türkan Saylan muamelesi göreceklerinden zerre kuşkum yok,
Gül'den geçtik, Karaman bile yargılanmıyor
Cumhurbaşkanı Gül yargılanır mı?
Bence yargılanmaz,
Zaten yargılanmamalı da,
Ama kararı ben vermeyeceğim, Boşuna nefes tüketmenin anlamı yok,
Bence Cumhurbaşkanı Gül'ün yargılanmasına değil, başka bir davaya odaklanmak daha doğru,
Gül yargılanmaz dememin nedeni de aslında bir başka dava, Deniz Feneri Davası,
Deniz Feneri Davası, Almanya kaynaklı olarak da olsa, bir yılı aşkın süredir Türkiye'nin gündeminde,
Muhalefetin iktidara karşı kullandığı en önemli kozlardan biri,
Bırakın Cumhurbaşkanı'nı yargılamayı, Türkiye'de Deniz Feneri Davası'nın kahramanları yargılanmıyor, yargılanamıyor,
Ortada bir yolsuzluk var,
En azından Alman Adaleti'nin bu yönde bir iddiası, bir kararı var,
Ama Türkiye bu davanın kahramanları hakkında en küçük bir adım atmıyor, Göz göre göre konuyu savsaklıyor,
Eğer bazılarının iddia ettiği gibi ortada bir suç varsa, bu dava yürümeli, bu yargılama yapılmalı,
Yok eğer başka bazılarının iddia ettiği gibi ortada bir şey yoksa, bu dava yine yürümeli, bu yargılama yine yapılmalı,
Benim önceliğim Gül'ün yargılanması değil, Deniz Feneri,
Adalet hatadan döndü
Gazetemle gurur duyuyorum,
HABERTÜRK sayesinde yine bir yanlıştan dönüldü,
Bir genç kızı, arkadaşının yanından zorla alıp, tecavüz eden ve ardından çıkarıldığı savcılık tarafından serbest bırakılan tecavüz zanlısı, HABERTÜRK'ün konuya gösterdiği tepkinin ardından yeniden yakalandı ve bu kez tutuklandı,
Bu akşam da görevini yapmış insanların huzuruyla gireceğiz yatağa,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar