Bir gazete neden kendini haber zanneder
Fatih Altaylı
Temmuz 28, 2009
Yazı İçeriği
Bir gazete neden kendini haber zanneder
Bir gazete neden kendini haber zanneder
TÜRKİYE'de son zamanlarda bir gazete, Türkiye'de olan biteni değil de kendini, kendi içindeki olayları haber yaparak, sokaktaki insanın değil de kendi yazarlarının sorunlarını, yaptıklarını halka duyurarak gazetecilik yapmaya çalışıyor, İlginç bir deneyim, Bir gazete ya da adı gazete olan bir yayın neden böyle bir şey yapar?
Bana göre iki nedeni olabilir, Bunlardan birincisi megalomanidir, Yani kendini fazla önemseme, kendine gereğinden fazla önem atfetme,
Eğer bir gazete yönetimi kendini Türkiye'deki her şeyin ve herkesin üzerinde görmeye başlarsa, dünyanın kendi etrafında döndüğü gibi bir yanılsamaya kapılırsa sonucu bu olur,
Türkiye'de ve dünyada ne olduğu önemli değildir,
Önemli olan, o gazetenin içinde neler olduğudur,
Okur, Türkiye'deki önemsiz insanların ne yaptığını değil, o gazetedeki önemli insanlarm ne yapüğım, nasıl yaşadığım merak ediyordur,
Öyleyse bu haberleştirilmelidir, Okurun bu büyük merakı tatmin edilmelidir, Gerekirse gazete içinde maymun beslenmeli, o maymunların hayatı gazetede belgeselleştirilmelidir,
Dışarıdaki zavallılar, o
gazetede ne olduğunu bilmeli, örnek almalıdır,
Birinci neden bu olabilir,
Gazetecilik açısından vahim bir durum olduğu kadar, ruh hali açısından da vahimdir,
İkinci olasılık ise gazetecilik yapamadığının farkına varmaktır,
Habercilikte geri kaldığım gören bir gazete yönetimi, dışarıda haber bulamamaya başlayınca haberi kendi içinde üretmeye başlar,
Sokaktaki haberi bulup yazmada genç rakipleriyle baş edemeyince, rakiplerin ulaşamayacağı özel haberi kendi içinde kotarır,
Türkiye'nin gündemini yakalayamaz hale gelince, gazetenin içini gündemleştirerek yeni bir yayıncılık türüne geçiş yapılır, Ama her ne saikle yapılmış olursa olsun, bu durum gazeteciliğin o gazete açısından iflasıdır,
Gazeteyi BBG evi gibi görmek ve BBG evinden canlı yayın yapmak bir tür yayıncılıktır elbet ama hiçbir türlü gazetecilik değildir,
Kendilerine naçizane tavsiyem, ellerindeki haber kanalını da bu işe tahsis etmeleridir,
24 saat canlı yayın yaparlarsa, halka haber veremezler belki ama "Biri Gazetemizi Gözetliyor" formatmda yeni bir televizyon programı yaratabilirler,
Devlet kimseye mülk değil
HÂKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda tam bir felaket yaşanıyor,
Turgut Özal'ın Türkiye'ye yaptığı en kalıcı kötülüklerden biri de HSYK'yı bir şekilde siyasi müdahaleye açık hale getirmek oldu,
O gün bugündür tartışma bitmedi,
Genelde Türkiye koalisyonlarla yönetildiği için HSYK'daki siyasi müdahaleler sınırlı oluyor, koalisyon dengeleri oraya da bir şekilde yansıdığı için siyasi baskı kendi içinde bir denge buluyordu,
Ancak güçlü tek parti iktidarları, HSYK'daki yargının siyasallaşması tartışmalarında ciddi bir aşamaya neden oldu,
Üstelik artık bu durum gizlenmeden, açıkça, herkesin gözü önünde yaşanıyor,
Siyasetçiler bu siyasallaşmayı saklama gereği bile görmüyorlar,
Hükümet, HSYK'ya bir liste sunduğunu açıkça söylüyor,
Yargı sütten çıkmış ak kaşık mı?
Elbet değil,
Eleştirilecek, düzeltilmesi gereken tonla yönü var,
Orada da yapılanmalar, gruplaşmalar yok mu?
Ama bunu düzeltmenin yolu, siyaseti yargının içine, dibine kadar sokmak değil,
Zaten düzeltmek isteyen de yok,
Türkiye'yi kontrol etmek isteyen, her kim ve hangi düşünceden olursa olsun bunun yargıya hâkim olmadan gerçekleşmeyeceğini biliyor,
Devleti her şeyiyle ele geçirenler bile yargıya hâkim olmadan tam bir fetih yapılamayacağını görüyor, deneyimle öğreniyor,
O zaman tek yol kalıyor,
Yargıyı siyasal manevralarla ele geçirmek,
Ama şunu kimse görmüyor,
Sistemin tamamını ele geçirseniz ve hatta bunu 70 yıl sürdürseniz bile eğer doğru davranmıyor, yolsuzluğa, pisliğe bulaşıyor ve halktan kopuyorsanız sonunda biri geliyor ve sahibi olduğunuzu zannettiğiniz sistemi elinizden alıyor,
O yüzden kimden gelirse gelsin, devleri ele geçirme çabalarını gülerek izliyorum,
Eğer adam değilseniz, ele geçirilen devlet size yâr olmuyor,
Bunu görenlerin hâlâ bunun peşinde koşmalarım anlamak mümkün değil,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025