Erol Yarar'ın söyledikleri
Fatih Altaylı
Ağustos 1, 2009
Yazı İçeriği
Erol Yarar'ın söyledikleri
Erol Yarar'ın söyledikleri
MÜSİAD'ın kurucusu, eski başkanı ve YİK Başkanı Erol Yarar, Teke Tek'te konuğum oldu,
Önce MÜSİAD'dan söz ettik,
Müstakil İşadamları Derneği olan MÜSİAD'ın Müslüman İşadamları Derneği olarak anılmasından rahatsızlık duyup duymadığını sordum,
"Böyle anılmak oradaki işadamları için onurdur" dedi,
TÜSİAD'la farkınız ne dedim,
"Ben şahsen Avrupa Birliği'ne karşıyım, Bizim arkadaşlarımız da AB'den yana değildir, Bizim yüzümüzün AB'ye değil doğal parçası olduğumuz İslam âlemine dönük olmalıdır" yanıtını verdi,
Yakın olduğunuz hükümet, AB konusunda sizin gibi düşünmüyor dedim,
"Hayır, bizim gibi düşünüyorlar, AB'nin iyi taraflarını almalıyız ama AB'nin parçası olmamalıyız, AB bizi ikinci sınıf olarak görüyor, oysa İslam dünyası bizi en üst sınıfa dahil ediyor" diyerek fikrini savundu,
"Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti, sanki MÜSİAD'a çok yakın durmuyor" dedim,
"Çok güçlü bir şekilde iktidar olan, bu gücünü kimseyle paylaşmak istemez" diye konuştu,
İslami kesimin giderek artan lüks merakıyla ilgili söyledikleri ise çok ilginçti: "Müslüman diye kötü mü yaşamalı, Parası varsa elbette iyi yaşayacak, Yeter ki, bu para İslami yönden doğru yöntemlerle kazanılmış olsun, Yeter ki, yüzde 2,5 oranındaki zekâtı verilmiş olsun, Yüzde 2,5 zekât, o paradaki fakir hakkıdır, Yüzde 2,5'u verirsen para temizlenir, Sonra dilediğin gibi yaşarsın, Hz, Muhammed zamanında da böyleydi,"
Ben de örnek olarak Hz, Muhammed'in gösterişten uzak yaşantısını hatırlattım,
"O onun tercihiydi, Ama gösterişten uzak olun, zenginliğinizi göstermeyin diye bir hadisi yok, Tam aksine, teşvikleri var, Rızkın 10'da 9'u ticarettedir der, Malını fakir fukaraya dağıtmak isteyenlere mani olur, çocukların hakkını dağıtamazsın diye karşı çıkardı" dedi,
Türbanlı, başörtülü kadınların da diğer zengin kadınlar gibi lüks ciplere binebileceğini söyledi,
Ben de Erol Yarar'a, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" sözünü hatırlatıp, "Galiba sizinkiler bunun çözümünü zengin mahallesine taşınıp aç komşulardan kurtulmak olarak bulmuşlar" dedim,
Güldü,
"Yok yok, fakirleri unutmazlar" dedi,
Erol Yarar'ın sözlerinin pek çok kişiyi kızdıracağını tahmin ediyordum,
Nitekim programdan sonra özellikle Adalet ve Kalkınma Partililerden çok sert eleştiriler geldi,
Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran ise zehir zemberek bir mesaj atıp, "Bu adamlar ne dediklerini bilmiyorlar, Bunları ekrana çıkartarak ne yapmak istiyorsunuz" diye sormuş,
Kendisine telefonda da söyledim,
Burada da yazayım,
Erol Yarar, Türkiye'deki önemli bir işveren örgütünün en önemli isimlerinden biridir, Milli Görüş'ün kayda değer kişilerindendir,
Söylediklerinde eleştirilecek bir şey varsa, o eleştirilerin hedefi ben olamam,
Ertosun'dan alınacak dersler
ALİ Suat Ertosun hakkında dehşet iddialar ortaya atılıyor, Basının bir bölümü bütün gücüyle üzerine geliyor, neredeyse terörist ilan edilecek,
İddialar o kadar ağır, suçlamalar o kadar insafsız ki, adam ekrana çıkıp kendini savunmak zorunda kalıyor,
Oysa çok değil 10 yıl önce aynı Ali Suat Ertosun'a Devlet Üstün Hizmet Madalyası veriliyor,
Garip değil mi?
Ali Suat Ertosun, 10 yıl önce o madalyayı aldığında ne mutlu olmuştur kimbilir,
Cezaevlerinde yaptığı iş eleştiriliyor olsa bile devlet arkasındaydı, Siyasi desteğe sahipti,
Hizmeti, devletin en üst madalyası ile taçlandırılmıştı, Aldığı eleştirilere, işittiği ağır sözlere, tehditlere rağmen büyük bir ihtimalle keyfi yerindeydi, Kendisiyle gurur duyuyordu,
Aradan 10 yıl geçti,
O günün "devlet üstün hizmeti", bugünün neredeyse devlette istenmeyen adamı haline getirdi onu,
Ertosun'u 10 yıl içinde Devlet Üstün Hizmet Madalyası'na layık görülmekten bu noktaya getiren süreç, Türkiye'deki tüm bürokratların ama özellikle de hukuk adamlarının ibret alması gereken bir öyküdür,
Hiç kimse ama hiç kimse, devlet zannettiği siyasete güvenerek kendini çok önemli sanmamalıdır,
Hiç ama hiç kimse, hukuku kendi tekelinde görmemelidir,
Hiç ama hiç kimse, konjonktürden aldığı güçle hukuku eğip bükmeye çalışmamalıdır,
Hiç ama hiç kimse, adaletin terazisiyle oynamamalıdır,
Çünkü çok değil sadece 10 yıl içinde her şey değişebilir,
Hiç değişmeyecek zannedilen şeyler bile değişebilir,
O zaman geriye sadece doğrular kalır,
Güvenilmesi gereken konjonktürel durumlar değil, doğrulardır,
Bir gün herkese lazım olur,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar