RTÜK Başkanı tersten haklı
Fatih Altaylı
Kasım 24, 2009
Yazı İçeriği
RTÜK Başkanı tersten haklı
RTÜK Başkanı tersten haklı
RTÜK Başkanı, televizyonlardaki öpüşme ve sevişme sahneleri için diyor ki: "Şu toplumun milli ve manevi değerleri ile Etiler'de oturanların milli ve manevi değerleri aynı mı?"
RTÜK Başkanı demek istiyor ki, Etiler'in ahlak anlayışı ile Türkiye'nin geri kalanının anlayışı aynı değil, Etiler'in ahlak anlayışı, Türkiye'ye pek uymaz,
Bunu da Türkiye'nin en çok izlenen dizilerini görerek, bilerek söylüyor,
RTÜK'ün Sayın Başkanı'na bir hatırlatmada bulunayım,
O sözünü ettiği dizilerin reytingi 13-14 civarında, Basit bir hesapla, bu dizilerin her birini yaklaşık 7-8 milyon kişi izliyor,
Etiler'in toplam nüfusu ise bunun onda birinden bile az,
Tabii benim asıl merak ettiğim, RTÜK Başkanı, "Etiler" olarak tanımladığı sosyal grubun milli ve manevi değerleri ile Türkiye'nin geri kalanının örtüşmediğiyle ilgili fikri nereden edinmiş?
Gazete haberlerinden olabilir mi?
Çünkü RTÜK Başkanı haklı,
Mesela kendi öz kızı ve öz kızından olma torunuyla beraber olan adam Etiler'de değil, Türkiye'nin geri kalan bölümünde bir yerlerde yaşıyordu,
Müezzinin eşiyle basılan imam da Etiler Camii imamı değildi,
Hüseyin Üzmez de 14 yaşındaki kızla Etiler'de basılmadı,
Daha onlarca örnek sayabilirim ama uzatmaya gerek yok,
RTÜK Başkanı haklı,
Milli ve manevi değerler, Prof, Davut Dursun'un da dediği gibi her yerde bir değil,
Reytingler de bunu gösteriyor,
Zaten televizyonlardaki bu "ahlaksız dizileri" de bir Etilerliler izliyor, bir Çinliler,
DTP, Ergenekoncu mu?
DTP tahrikten zevk alıyor,
Sürekli bir ateşle oynama hali,
İzmir'de yaptıkları tam da böyle bir şey,
Kendilerine ayrılan güzergâhın dışına çıkıyorlar, kent içinde slogan atmaya başlıyorlar ve ardından kavga çıkıyor,
Şimdi, "Ne var canım, adamların özgürlüğü yok mu? İstedikleri yoldan gidemezler mi?" diyenler olabilir,
Doğrudur, istedikleri yoldan gidebilirler ama bunun hangi amaçla yapıldığı önemlidir,
DTP'lilerin burada iyi niyetli olduklarını söylemek güçtür, Amaçlarının gövde göstermek, gerginlik yaratmak olduğu nettir,
DTP'nin amacının ne olduğu, İzmir'deki gerilimin ardından yaptıkları açıklamayla zaten net olarak ortaya çıkıyor,
DTP diyor ki: "Kürtler de bir yere kadar sabredebilir,"
Etnik siyasetten asla vazgeçmeyen DTP, sadece yüzde 30'unun oyunu alabildiği bir etnisitenin tamamını temsil etmediğini biliyor ve bu etnik oyların tamamını alabilmek, oyları konsolide edebilmek için Türkiye'de bir Kürt karşıtlığını provoke etmenin şart olduğunu düşünerek bu amaca yönelik her türlü hareketi kendine hak sayıyor,
DTP bu kafayla gittiği müddetçe Türkiye'nin Kürt sorununun çözümünde en büyük engel olarak kalacaktır,
DTP'nin tavrına baktıkça insanın aklına, "Acaba Ergenekon benzeri bir yapılanma mı bu partiyi kontrol ediyor" sorusunun
Böyle ajans olur mu?
ANADOLU Ajansı her zaman iktidarların yanında olmuştur,
Zaten tersi de düşünülemez,
Genel müdürünü hükümet atayınca başka ne olması beklenir ki!
Ama Anadolu Ajansı bile bugüne kadar işin cılkını bu kadar çıkarmamıştı,
AA bu iktidar döneminde çok ilginç bir görev üstlendi, "Haberleri temizleme ajansı,"
Şaka yapmıyorum,
Diyelim ki, bir bakan veya hükümete yakın bir bürokrat konuştu, Bilerek veya bilmeyerek hükümeti zor durumda bırakacak veya tartışma yaratacak bir şey söyledi,
Anadolu Ajansı editörleri hemen devreye giriyor,
Gerekirse bakanların sözleri bile makaslanıyor, temizleniyor, olumsuz anlamalara imkân vermeyecek bir şekle çevriliyor ve o şekilde servis ediliyor,
Bakanların ve bürokratların olası gaflarının önüne geçiliyor, eksik bilgileri AA tarafından daha sonra tamamlanıyor,
AA tam anlamıyla "hükümet sözcülüğünün bir birimi" veya "propaganda bölüm başkanlığı" gibi çalışıyor,
Biz gazetecilere ise AA haberlerini mutlaka bir başka kaynaktan daha araştırmak ve eksiklerini tamamlamak kalıyor,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar