Bıktım bu katsayı rezaletinden
Fatih Altaylı
Kasım 27, 2009
Yazı İçeriği
Bıktım bu katsayı rezaletinden
Bıktım bu katsayı rezaletinden
MEDYADAKİ "dantel şabanlar", bize 28 Şubatçı yaftasını yapıştırmayı çok severler ama işin aslının pek de onların söylediği gibi olmadığını bilenler bilir,
Mesela 28 Şubat döneminde "dantel şabanlar", kuyruğu bir taraflarına kıstırmışken ve YÖK emir komuta zinciri altında imam hatiplerin önünü kesme maksadıyla "katsayı" abukluğunu icat ederken, merkez medya diye bilinen ortamda buna itiraz eden tek gazeteci galiba bendim,
Hiçbir şeyi pek umursamadığım gibi 28 Şubat ve Şubatçıları da pek umursamadığımdan bas bas bağırıyordum, "Bu saçmalıktır, Türkiye'nin hem eğitim sistemine, hem de sanayiye büyük darbe vuracaksınız" diye,
Hatta sesimin fazla çıktığından olsa gerek, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz bana dava üzerine dava açıyordu bu konudaki yazılarımdan ötürü,
İmam hatip liselerinin üniversiteye girişini engellemek için uydurulmuş bu katsayı sistemi, Türkiye'ye büyük zarar verdi,
Sanayinin eleman konusunda can damarı olan meslek liselerini tüketti, Üniversite yolundaki gençler arasında büyük haksızlıklara neden oldu,
Ben de hep, "Deli misiniz? Amaç İHL'lerin önünü kesmekse İHL'leri yasaklayın, kapatın, Ama mesleki eğitime darbe vurmayın" deyip durdum,
AKP hükümeti geldi,
Onlar da ilk 5 yıl bu konuya hiç giremediler, Yasal düzenlemeyle girebilirlerdi ama başlarına bela almak istemediler, O dönem "kazasız belasız" gitme dönemiydi çünkü,
Topu YÖK'e attılar, YÖK'te Teziç vardı ve günah keçisi olarak hazırdı: "O düzeltmiyordu,"
Sonunda YÖK'ün başına "meşrebe uygun" adam geçince sorun "halledilir gibi yapıldı",
Oysa konunun Danıştay'dan döneceği belliydi, Ama mesele sorun çözmek değil dostlara alışverişte görünmekti,
Öyle de oldu,
Şimdi aynı haksızlık, aynı saçmalık olduğu gibi duruyor,
Türkiye'de mesleki eğitime yine darbe vuruluyor,
Ama suçlusu YÖK değil, hükümet değil, Danıştay,
Ah şu Danıştay ve Yargıtay da olmasa ülkeyi ne güzel yönetecekler!
Unakıtanlar'ın gözü doyar mı?
NE muhteşem bir aile şu Unatıkan Ailesi,
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kadar açgözlü bir görüntü vermeseler Unakıtan Ailesi'ni sempatik bulduğumu söyleyeceğim, Hatta Kemal Bey'i sevdiğimi söyleyeceğim ama bu kadar açgözlü görününce içimden gelmiyor,
Yıllar önceydi, AKP yeni iktidardı, "Kemal Abi" de Maliye Bakanı,
Hâlâ dillerde dolanan "mısır yolsuzluğunu" yazdım,
Mısır ithalatı yasaklanmış, ithalat yasağından hemen önce Unakıtan'ın oğlu Abdullah son büyük ithalatı yapmış, büyük para kazanmıştı,
Kıyamet koptu, AKP'li bir bakanla ilgili ilk yolsuzluk haberiydi,
Ahmet Unakıtan'ı o günlerde tanıdım ilk, Bir gün telefonum çaldı ve Ahsen Hanım, oğlunun ne kadar iyi bir çocuk, kocasının ne kadar mükemmel bir insan olduğunu anlattı uzun uzun,
Sonra da Kemal Unakıtan'la tanıştık, Başbakan Erdoğan'la bir seyahat dönüşüydü havaalanında gördük "Kemal Abi"yi, Başbakan, "Kemal Bey, Fatih Bey'in iddialarına yalan diyordunuz, Hadi buyrun konuşun" dedi,
Pek bir şey konuşmadık, Kemal Bey homur homur bir şeyler söyleyip uzaklaştı,
Sonra bu aileyle ilgili iddialar birbirini kovaladı,
Çoğunu da biz yazdık, Telsim satışı öncesi kızının Telsim ziyaretleri,,, Babanın özelleştirdiği limanlara oğlunun güvenlik sistemleri satması, yumurtalar ve daha niceleri,,,
Sonra gözden düştüler ve haklarında haber yapılmaz oldu,
Uzun bir sessizlikten sonra Unakıtan'lardan Ahsen Hanım yine gündemde,
Yanlış uçağa binip yanlış yere gidince THY'ye çok kızmış,
"Bu hatayı bir şartla affederim" demiş ve "ömrünün sonuna kadar kendisi ve ailesi için THY'den bedava bilet" talep etmiş,
Duyunca inanamadım, Ahsen Unakıtan'ı görünce 110'a kadar saymasını isteyeceğim,
Benim tahmine göre bu aile sayı sayarken 99'dan 101'e atlıyordur,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025