Bu konu, Ergenekon davasının teferruatı olamaz
Fatih Altaylı
Aralık 15, 2009
Yazı İçeriği
Bu konu, Ergenekon davasının teferruatı olamaz
Bu konu, Ergenekon davasının teferruatı olamaz
YAKIN tarihimizle hesaplaşıyoruz,
Ergenekon bu hesaplaşmaya koyulan isim,
Fakat bu hesaplaşma "komplo teorilerini" aşırı ciddiye almakla yapılacaksa sonunda ortaya önemli sorunlar çıkarabilir,
En başından beri Ergenekon ile PKK arasında bir ilişki kurulmaya, PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kurulup yönlendirildiği şeklinde bir sonuç çıkarılmaya çalışılıyor,
Bu tez yıllar önce de ortaya atılmıştı,
İlk değil, Hatta PKK'nın böyle başladığı, sonra kontrolden çıktığı düşünülmüştü bazı çevrelerde,
Ancak Ergenekon savcılarının bugün "tutarlı hale getirip delillendirmeye" çalıştığı tezlere bakarsanız, PKK hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin veya onun içindeki bir yapılanmanın kontrolünden çıkmamış, hep onun kontrolünde kalmış,
Yıllar önce 33 erin şehit edilmesi de "Türkiye Cumhuriyeti"nin işi, geçen haftaki "Tokat saldırısı" da,
Bunlar vahim tezlerdir,
Yakın tarihin yeniden yazılmasını gerektirecek bu tezler, böyle soruşturulmaz,
Başbakan'ın ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üst yönetimindeki isimlerin konuşmalarından anlıyoruz ki, onlar da bu tezlere inanmış veya inandırılmışlar,
Bunu da anlayabiliriz, Geçmişte de başbakanlara böyle komplo teorileri anlatılmış ve inandırılmışlardı, (Ne ilginçtir, eski başbakanlardan birine bu tip tezleri anlatıp inandıranlardan biri bugün Ergenekon davası sanığı olarak hapiste,)
Ancak eğer bu kadar vahim bir olaya inanıyor veya en azından "Olabilir" diyorsanız bu "Olabilirlik" bir davanın "tali unsurlarından biri" olamaz,
Böylesine önemli bir "inancı", Ergenekon denilen gayya kuyusu bir davanın teferruatı haline getiremezsiniz,
Tam aksine, böylesi bir durum Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli olayı, araştırması ve davası olur,
Eğer iktidar partisinin, PKK ile TC Devleti arasında bir ilişki olduğuna dair inancı varsa bu ciddi bir Meclis araştırması gerektirir,
Zekeriya Öz veya başka bir savcı grubu oluşturulur, Bunlar Meclis Komisyonu ile birlikte bu konuyu ele alıp araştırırlar,
Sonucu da hep birlikte öğreniriz veya hep birlikte öğrenemeyiz,
Abdullah Öcalan bir kamu görevlisi midir?
BEN Abdullah Öcalan'ın avukatı olsam, hemen bir dava açar ve müvekkilimin yıllardır kamu görevi yaptığını, devlet adına çalıştığını, bırakın mahkûm olup İmralı'da hapis yatmak, kamu görevinden emekli olup emekli maaşı alması gerektiğini iddia ederim,
Öyle ya, PKK'yı Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurmuş ve yönetmiş,
Buna göre Abdullah Öcalan da "terörden sorumlu müsteşar"dır,
Sakın yanlış anlamayın, terörle mücadeleden değil, terör yapmaktan sorumlu müsteşar,
Eğer hal buysa, o zaman Öcalan'ın yeniden yargılanması lazım,
Sadece onun mu, Şemdin Sakık'ın da, diğer PKK'lıların da,
Bugüne kadar PKK ile ilgili davalardan yargılanmış, mahkûm olmuş, davası süren herkesin yeniden yargılanması gerek,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna hazır mı?
Olayı bu yönde geliştirmeye çalışan siyasetçiler buna hazır mı?
Savcı Zekeriya Öz buna hazır mı?
Ve tabii daha önemlisi, yıllardır Öcalan'ın kuyruğuna takılan Kürt milliyetçileri ve Kürt faşistleri buna hazır mı?
Ccedil;öp meselesi
DÜN çok ilginç bir haber gördüm,
Çöp toplayarak geçimini sürdüren garibanlar, artık sokaklarda çöp bulamamaktan şikâyetçiymişler,
Yıllar önce Etiyopya'ya gittiğimde en önemli gözlemim bu olmuştu,
Fakirlikten kırılan bir ülke, hiçbir medeni ülkede görmediğim kadar temiz sokaklara sahipti,
Çöpün Ç'si yoktu,
Çünkü fakirlik, çöp üretimine engeldi,
Bugün Türkiye'de çöpçüler çöp bulamamaktan şikâyet ediyorlarsa bunun iyi bir işaret olduğunu düşünmüyorum,
Her ne kadar dün Başbakanımız, Türkiye'nin ne kadar zenginleştiğini anlatmış olsa da!
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar





